Derin Devlet Yerli Yerinde - Hikmet Çetinkaya

Memleketimde olup bitenlere baktıkça şaşırmamak elde değil...
Memleketimde darbeler konuşuluyor bol bol, terör örgütü suçlamaları yapılıyor.
İyi hoş!
Peki, memleketimde katliamların, toplu kıyımların ve faili meçhul cinayetlerin üzerine niçin gidilmiyor?
Bir gizli el iş oraya gelince komutu veriyor:“Buraya kadar, fazla deşelemeyin!”
Neden?
Yanıt:“Devlet sırrı!”
Siyasi bir düşmanlık almış başına giderken, siyasal iktidar kozmik odaya yargıçları sokarken, Susurluk, İnciraltı Öğrenci Yurtları, Çorum, Kahramanmaraş katliamının üzerine gitmiyor, faili meçhul cinayetleri aydınlatamıyor.Uğur Mumcu, Hrant Dink cinayetlerini bir türlü çözmeyen, salt tetikçi bulmakla yetinen devlet, bunların örgütlü suç olduğunu biliyor ama arkasındaki “büyük patronu” ortaya çıkaramıyor.
O zaman ne yapmalı?
Üniversiteli gençleri, gazetecileri, çevrecileri, bilim insanlarını, kimi subayları, denizcileri, karacıları, havacıları örgütlü suçtan yakalayıp zindana atmalı...

***

Hrant Dink’i hedef gösterenler, ölümüne göz yumanlar bugün yüksek makamlara getirilip oturtuldu.
Uğur Mumcu’nun alçakça öldürüleceğini bildikleri halde hiçbir koruma önlemi almayanlar, 1995 seçimlerinde hangi yüksek makamlara getirilmişti, bir anımsayın!
İki cinayet ne denli benziyor birbirine?
Farkı, Uğur’un Ankara’da öğle saatlerinde bombalı tuzakla, Hrant’ın akşama doğru silahla İstanbul’un en kalabalık semtinde öldürülmesi...
Yaşamımız “derin devleti” aramakla geçti...Vedat Aydın’ın cansız bedeni Elazığ yolunda bulunmuştu. Gece yarısı sivil giyimli polisler alıp götürmüştü Aydın’ı.Diyarbakır’daki cenaze töreni olaylı geçmişti...
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit’in açıklamasını dinlemiştim Cumhuriyet’in Diyarbakır Bürosu’nda...
Ecevit şöyle diyordu:“Bu cinayet kontrgerillanın işidir!”
Ecevit bir daha kontrgerilla adını ağzına almadı...
Sustu, konuşmadı!
Uğur Mumcu katledildiğinde hem Süleyman Demirel hem Erdal İnönü ne demişlerdi:“Bu suikastı aydınlatmak namus borcudur!”


***

Oysa devletin derin güçleri, onlarla ilişkide olanlar Güldal Mumcu’ya “duvar ve tuğla” hikâyesi anlatıp yan yattılar.
Çünkü “derin güçleri” ortaya çıkarmak kimsenin işine gelmiyordu.
Neden mi?
Devlet aygıtlarında süreklilik derin ayarlarla gerçekleştirilir, gizli el onlara her an her yerde gerekebilir.
Yurdum insanının böyle işlerle hiç derdi falan olmaz.
Yargımız aynen demokrasimiz gibidir!
Topal ördek!
Bir dönem komünizm tehlikesi vardı...
Çocukluk yıllarımda bir Ege kasabasında, okul önünde düdüklü balon satan şişman bir amca “eğlenin çocuklar eğlenin” diye bağırdığı için, polisler tarafından alıp götürülmüştü.
Daha sonra öğrendim ki o amca beş yıl kadar hapis yatmıştı...
Suçu Lenin’i övmek: “Eğ-Lenin!”


***

Derin devletin kolları her yerdedir, sakın unutmayın...
Mumcu, Hrant Dink, Gaffar Okkan, Hablemitoğlu, Musa Anter, Mehmet Sincar, Ahmet Taner Kışlalı cinayetlerinde olduğu gibi...
Hablemitoğlu cinayetinde tetikçi bulunmadı sadece...
Rahip Santora, Malatya Zirve Yayınevi...
Kanıt var, tetikçi de var.Pınar Selek davasına bakın bir de...
Bilirkişi raporunda “Bomba izine rastlanmadı” diyor, iki kez beraat ediyor, Yargıtay bozuyor ve yaşam boyu ağır hapis cezasına mahkûm oluyor.
Sosyolog Selek hakkında iki kez beraat kararı veren Mahkeme Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu karara muhalefet ediyor.
Ortada kesinleşmiş iki beraat kararı varken dönülür mü bu karardan?
Türkiye’de dönülür...“Derin devletin” sürmesi için her türlü oyun oynanır...
Haydi söyleyin, adalet mülkün temeli midir?

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget