İstanbul’un AKP yönetimine girmesinden sonra ilk büyük yangın, Karaköy İskelesi’nde çıktı. Gerçi bu iskele sonradan yanan diğer yapılar gibi “Osmanlı mirası” değildi ama; İstanbulluların hayatında çok önemli anılara ev sahipliği yapmış bir mekândı... İstanbullular on yılı aşkın bir süredir bu iskelenin yerine, sözüm ona “geçici” olarak yapılan uyduruk bir iskeleyle idare ediyor. Yeni iskele projesi ise, Şehir Hatları İşletmesi’nin özelleştirilmesiyle rafa kalktı.
Beş yüz yıllık Helvai Baba Tekkesi’nin misafirhanesi kimliği belirsiz kişilerce kundaklandı.
Dünya Mirası Listesi’ndeki bölge, harabeye dönüştü. İşin ilginci yakılan ve daha sonra yerlerine otopark yapılan tarihi evlerin tamamı, bu yapıları yasal olarak korunmakla görevli Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’nun hemen yanındaydı...
Yarın ise ne olacağı hâlâ belli değil...
Kimi otele dönüştürüleceğini söyledi, kimi alışveriş merkezi olacağını...
Sonuçta iki yılda 50 katlı gökdelen dikilen bir dönemde, Haydarpaşa Garı’nın yanan çatısı hâlâ onarılamadı.
Yangının elektrik kontağından çıktığı söylendi ama buna söyleyenler dâhil kimse inanmadı!
Onunla birlikte binlerce tarihi eser ve kitap!
Yangın sürerken Galatasaray Üniversitesi Rektörü’nün televizyonlara verdiği demeci dinledim; dehşete düştüm!
Yanan, Osmanlı’nın mirası ve on binlerce ‘Mekteb-i Sultanili çocuğun anıları değildi de sanki derme çatma bir kulübeden ibaretti...
Beyefendi o kadar sakin, o kadar umursamaz ve o kadar soğukkanlıydı!
Baksanıza yere göğe sığdıramadığı o padişahların mirasını ne güzel (!) koruyup, kolluyor!
Yoksa hâlimiz nice olurdu?
Bugün Cumhuriyet
Gazetesi Yazarı Uğur Mumcu’nun katledilişinin yirminci, Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın öldürülmesinin de on ikinci yıldönümü...
İkisi için de yurt genelinde çok sayıda toplantı düzenlenecek; bu iki yiğit adam bir kez daha saygıyla anılacak...
Ancak bana göre en ilginç anma bugün Gaffar Okkan’ın Sakarya-Hendek’te bulunan mezarı başında gerçekleşecek:
Okkan, son görev yaptığı ve öldürüldüğü Diyarbakır’dan gelen çok sayıda Türkiye Gençlik Birliği üyesi üniversiteli tarafından, saat 13.00’te saygıyla anılacak... İşte vefa budur ve bize de bu yakışır!
Çakma Yiğit arkadaş, Galatasaray Üniversitesi’nin tarihi binasının yanmasını, “Cana değil, mala gelsin” diye değerlendirince Twitter’daki takipçilerini çıldırtmış... Sorum ortaya:
Tarihi eserleri “mal” olarak görmek de bir tür “mallık” değil midir?
Yorum Gönder