Deniz Feneri e.V Davası’nda Alman savcı, elindeki belgeleri Türkiye’ye
vermedi. Fatih Erboz’un haberine göre davanın eski savcılarından, Nadi
Türkaslan soruşturma aşamasında Almanya’ya gitti. Alman meslektaşı ile
görüşen Türkaslan, dava dosyasında yer alan bilgileri almak istediğini
söyledi. Alman Savcı, dava ile ilgili olarak ayrıntılı bilgi ve
belgelerin toplandığını ancak bunları Türkiye ile paylaşmayı
düşünmediğini söyledi. Alman savcının, Türkaslan’a “Güçlü bir iktidar
var. Bizim elimizdeki belgelerin araştırılmasına izin vermezler.
Dolayısıyla biz sizin bu şartlarda hukuk sisteminize güvenemeyiz. Eğer
belgeleri size verirsek, bizim soruşturmamız ve davamız da etkilenecek.
Bu nedenle kusura bakmayın” dediği öğrenildi.
***
Alman savcının haklı olduğu şöyle anlaşıldı: Soruşturmayı sürdüren
savcılar Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz, bu görevden
alındıkları gibi haklarında “görevi kötüye kullanma ve sahtecilik”
suçlamasıyla dava açıldı. Savcılar Yargıtay’da beraat etti ama Deniz
Feneri sanıkları da tahliye edildi.
Almanya, Deniz Feneri Davası’nı
açtığı zaman, yandaş basın, bunun bir Alman derin devleti operasyonu
olduğunu ileri sürmüştü! Böyle olsaydı, Türkiye’de de Deniz Feneri
Davası açılmazdı. Almanya’daki Türklerin, fakir fukaraya yardım için
verdiği paraların, kişisel veya siyasi çıkarlar için, gemicikler için
kullanılmasını hangi hukuk sistemi görmezlikten gelebilirdi?
***
Hukuk sistemi ile ilgili bir tartışma da CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu’nun “O adalet adı altında, HSYK’ya, kendilerine yüksek adı
verilen kuruma söylüyorum; yeriniz yüksekte değil. Adalet açısından
sizin yeriniz maalesef çukurda” demesi ile başladı.
HSYK’nın
açıklamasında “Kılıçdaroğlu’nu, HSYK’yı ve birbirinden değerli hakim ve
savcılarımızı hedef alan sözlerinden dolayı kınıyoruz” denildi.
Yine
hukuk sistemi ile ilgili üçüncü tartışma, İstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Dekanı Prof. Adem Sözüer’in “Çok tehlikeli” bulduğu ve
TBMM’de bekleyen, terörün finansmanı ile ilgili yasa tasarısı
üzerineydi. CIA eski Başkanı Petraus’un Türkiye ziyareti sırasında
“Yasalaşacağından umutluyum” dediği tasarı için, CHP Grup Başkanvekili
Emine Ülker Tarhan “Muhalif medya, şirket, dernek, sendika, vakıflar,
özel üniversiteler, iş adamları, hatta tutuklu milletvekilleri ile
bağlantı kurulup, CHP dahil siyasi partilerin bile mal varlıkları
dondurulabilir” dedi.
Tasarı, terörizmi finanse edenlerin
malvarlıklarına el konulmasını öngörüyor ve Strasbourg Konvansiyonu
denilen, “Suç Gelirlerinin Aklanması, Aranması, Zapt Edilmesi ve
Müsadere Edilmesi Hakkında Sözleşme” hükümlerinin yerine getirilmesini
hedefliyor.
***
Eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan ise her fırsatta bu yasanın
geçmesi gerektiğini söylüyor. Fakat Tantan, bunu söylerken, “İktidar
partisi, iktidara geldiğinden bugüne kadar, tercih olarak kara para
ekonomisi, kayıt dışı ekonomi, kaçakçılık, kumar ve fuhuş ekonomisi,
terör ekonomisi ile yolsuzluk ekonomisinden besleniyor. Bundan
beslenirken, PKK ve KCK da 2000’li yıllarda dağılmakta olan ve parasal
olarak da çökmüş olan bir örgüt iken bugün, 50 milyar dolarlık bir
servete ulaşmış vaziyette. PKK’nın 2 milyar dolara yakın bir parayı,
yurt içi ve yurt dışında medyada ’alt yapı’oluşturmak için dağıttığı,
dosyalara girmiş durumda. Yani bunların belgeleri var “ diye ekliyor.
İktidar
kendisinin soruşturulmasına izin vermeyeceğine göre, bu yasa çıkarsa,
yetkiyi Emine Ülker Tarhan’ın söylediği gibi kullanabilir.
***
Elbette, terörün finans kaynaklarına el koymak gerekir. Fakat AKP
iktidarında bu yetkinin kötüye kullanılacağına dair işaretler o kadar
kuvvetli ki..
Başbakan’ın, ” Ulusalcı geçinenler önümüzü kesmeye
çalıştılar, kesemediler, kesemeyecekler. Ulusalcıların uzantısı olmaya
aday olanlar, bizden bir şey beklemesin, bulamayacaklar. Bunu da
özellikle söylüyorum “ diyerek vatandaşlar arasında ayrımcılık yapmakta
olduğunu ilan ettiği bir ülke burası!
Muhalif olan herkesi ” terör
örgütü üyesi “ diye suçlayabiliyorlar.. Devam eden birçok davada,
insanlar terör örgütü üyesi olmaktan suçlanmıyor mu? Dolayısıyla bu
zihniyet sahiplerinden her türlü haksızlık, adaletsizlik beklenir..
Bu güvensizlik, iktidarı bitirir, benden söylemesi..
Yorum Gönder