Askerlerin avukatlığını yapanların bürosunda neler aranıyor?

Ankara Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Erol Aras, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı’nın avukatlığını yapıyor. Karadayı’nın C.Savcılığı sorgusunda da, tutuklanması istemiyle sevk edildiği mahkemede de bulundu. Kendisine emanet edilmiş önemli bilgi ve belgeleri de bürosunda bulunduruyordu.

Ankara Barosu avukatlarından Şule Nazlıoğlu, aralarında Tümamiraller Cem Gürdeniz, Semih Çetin, Soner Polat, Cem Aziz Çakmak, kurmay albaylar Barbaros Büyüksağnak, Bora Serdar, Utku Aslan’ın da bulunduğu toplam 17 askeri savunuyor. Şimdi de 28 Şubat sürecinde tutuklanan bazı askerlerin avukatlığını üstlendi. Onun başına da ilginç olaylar geldi.

“Darbeci olduklarına inandım, o yüzden …”
“Balyoz” olarak bilinen davada ilk gözaltılar ve tutuklamalar 2010 yılının Ocak ayında başlamıştı. Tutuklamaların üzerinden kısa süre geçtikten sonra, Avukat Şule Nazlıoğlu’nun Ankara’daki bürosuna 3 kişi geldi. Bundan sonrasını avukat Şule Nazlıoğlu anlatıyor:

“Daha konuşmanın başında ‘Balyoz davasına girme. Bu davaya devam edersen başına iş gelir. Hiçbir şey yapılmazsa, yanına genç bir adam koyarlar, internette farklı görüntüler yayınlanır. Ofisine girerler, belgeler üzerinde farklı bir işlem yaparlar. Davadan çekil’ dediler. Bu kişiler, kararlı bir biçimde konuşmalarını sürdürdüler. En son önerileri de şu oldu: ‘Davadan çekilme gerekçesi olarak , ‘Ben bu kişilerin avukatlığını üstlendikten sonra belgeleri inceledim. Bunların gerçekten darbe amaçlı çalışmalar yaptığını anladım. Darbeci olduklarına inandığım için avukatlıklarını bırakıyorum’ dersin. Bunun karşılığında da sana yüklü miktarda para verilecek’ dediler. Benim zayıf tarafımın ne olduğunu yoklamaya çalıştılar.

Onların sözleri bittikten sonra, kendilerine ‘Bu odada kamera var. Bütün konuşmalar kayda alındı’ dedim. Gerçekte, odada ki konuşmalar kayda alınmamıştı. Ancak ben onların bir an önce gitmesini sağlamak için böyle söyledim. Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na başvurdum. Bakın, tam 2,5 yıl sonra C.Savcılığı’ndan bana geçen hafta bir yazı geldi. Şikayetimin zaman aşımına uğramaması için ‘sürekli aramaya’ bırakılması için çağrıldım.”.

4 gün sonra bürosuna girdiler
Avukat Şule Nazlıoğlu’nun o günlerde başına ilginç olaylar gelmeye devam etti. Şikayetinden 4 gün sonra, bürosuna pencereden giriliyor. İlginç olan durum da şu: pencereden giren kişi, masaya üç adım kala duruyor. Ayak izleri bunu gösteriyor. Hiçbir şeye dokunulmadan bürodan ayrılıyor. Bu durumu deneyimli Avukat Nazlıoğlu, “blöf yapmadıklarını, istediğimiz zaman istediğimiz yere girebiliriz’ mesajı olarak yorumluyor.

Keşke bununla bitse. Bu kez, adı Odatv dosyalarının içinde Avukat Şule Nazlıoğlu’nun adına rastlandı. Bu da incelendi. Oradaki notun da, 25 haneli bir virüsle gönderildiği anlaşıldı. Yine bitmedi, Silivri’deki duruşmadan otomobille dönerken, iki kez aracı iki ayrı araç tarafından çapraza alınıp sıkıştırıldı.

Bürosuna gelinmesi, girilmesi olaylarından sonra avukat, bürosunu kameralarla donatmakla kalmadı, bürosuna bir de gece bekçisi tuttu. 24 saat büro koruma altında tutuluyor. İşte, avukatlık böyle zor koşullarda yapılıyor.

“Delil Üretme Merkezi’nin işi de olabilir”
Ceza Avukatı Erol Aras’ın, Cinnah Caddesi’nde bulunan bürosuna duvardan tırmanılarak ulaşılmış. Girenler o kadar rahat çalışmış ki, bilgisayarları kasalarıyla alıp götürmek yerine, bunları söküp içinden maddi değeri yüksek de olmayan harddiskleri alıyor, masada bulunan flaşbellekleri götürüyorlar. Dava dosyalarının bulunduğu odadaki bazı belgeler karıştırılıyor. Kamuda en üst noktaya gelmiş bazı kişilerin Erol Aras’a emanet ettiği belgeler karıştırılmış.

Avukat Aras, o belgelerin “sahte belge üretme”de kullanılabileceği akıllara geliyor. İşin ilginç yönü, girenlerin adi bir hırsızlık olayı süsü vermeye, harddiskleri sökmek yerine, içindekilerini kopyalamaya gerek bile duymamışlar.

Türbanlı ilgili açıklamanın ardından
Aras, Baro adına bazı davaları izliyor, toplantılara katılıyor, baronun görüşlerini aktarıyor. Ankara Barosu Başkanı Prof.Dr. Metin Feyzioğlu, yapılanı, “Çok açık bir mesaj” olarak niteliyor, “Bunun anlamı büronuza da gireriz, bilgisayarınızın beynini de sökeriz, istediğimizi de yaparız mesajıdır” diyor. Feyzioğlu sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Erol Aras, çok önemli davalarda benimle birlikte öne çıkan kişi. Erol Bey üzerinden bize mesaj veriliyor. Erol Bey, son zamanlarda önemli davalara girdi, bazı davalarda beni ve baromuzu temsil etti. Son olarak, avukatlara ‘kıyafet serbestisi’ diye takdim edilen, sonun başlangıcı gibi görünen olayın televizyonlarda çok güzel tahlilini yaptı. Açıkçası, bu olay bize yazılan bir mektuptur.”

Erol Aras’ın başına gelen olaydan sonra, farklı düşüncedeki avukatların hukuksuzluğa karşı beraber olmaları, Aras’a geçmiş olsun dileklerini iletmeleri sevindiriciydi.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget