Hakaretin sınırı, CHP’nin inanılmaz tavrı! - Mehmet Faraç

Dersim olayıyla ilgili Atatürk’e neredeyse “katliamcı” dedi...
Kendisini kaçıran PKK’lılardan övgüyle söz etti!..
Kendisini eleştiren milletvekillerine, hem de CHP liderinin önünde, “Geri zekalı, kafatasçılar” diye ağır hakaretler savurdu...
Cumhuriyet düşmanı Seyid Rıza’yı bile kahraman ilan etti!..
Bir Yunanlı’nın yazdığı kitabı tanıtırken, Kurtuluş Savaşı’nı “Anadolu’da, Rumlara yönelik etnik temizliği anlatıyor” diye tanımladı...
Son olarak Paris’te öldürülen PKK’lıların taziyesine katılmak için jet hızıyla Fransa’ya gitti...
Peki, kim bu sözlerin ve eylemlerin sahibi?.. Kim olacak?.. Kurtuluş Savaşı’nın ardından Cumhuriyeti kuran Cumhuriyet Halk Partisi’nden ne yazık ki vekil seçilebilen Hüseyin Aygün...
Aygün’ün artık bardağı taşıran hakaretleri Anadolu’da hem parti tabanında hem de yurttaşlar arasında infial yaratırken, CHP örgütlerinden genel merkeze istifalar giderken, parti yöneticileri halkın tepkilerine savunamaz hale gelirken CHP MYK toplanmış ve Aygün konusunda “ortada bir mesele olmadığına” karar vermiş!..
Üstelik Gürsel Tekin hiçbir şey olmamış gibi çıkmış medyanın karşısına ve aynen şunları söylemiş:
“Aygün iç sorunumuzdur. Kendi içimizde konuşulabilecek şeyler. Abartılacak bir konu da değil. Sorun olmaktan çıktı, rahatlayın. Hiçbir sorunumuz yok. Ne Hüseyin Aygün sorunumuz var ne de CHP’de bundan sonra iç meseleler konusunda bir şey duyamayacaksınız.”
Vay be... Atatürk’e ve cumhuriyetin kuruluşu uğruna Kurtuluş Savaşı’nda şehit düşen on binlerce vatan evladına “etnik temizlikçi” diye hakaret etmek abartılacak bir konu değilmiş!.. Pes doğrusu!..
Söyler misiniz; hem Atatürk’ün hem de Kurtuluş Savaşı’nda şehit düşenlerin kemikleri sızlamıyor mudur şimdi?..
Söyler misiniz; madem CHP yönetimi Atatürk’e ve Kurtuluş Savaşı’na hakareti doğal sayıyor o halde Atatürk ve cumhuriyet düşmanları bundan cesaret almayacak mı?..
İkinci cumhuriyet taşeronları içlerindeki kin ve öfkeyi kusmak isterken Aygün gibiler ve onlara cesaret verenlerin yolundan gitmeyecek mi?..
Yani şimdi Gürsel Tekin “rahatlayın sorun yok “deyince ne olacakmış?.. Aygün, Atatürk ve Kurtuluş Savaşı düşmanlığından uzak mı duracakmış?.. Yoksa Kurtuluş Savaşı’nın var ettiği bu ulusun evlatları küfür ve hakaretleri sinesine mi çekecek?..
Belli ki CHP yönetimi, Aygün gibi partisine ve kurucusuna düşman olanları savunan, Altıok düşmanı işbirlikçi, dönek medyanın baskılarına boyun eğdi...
Ya da CHP yönetimi, milyonlarca yurttaşın öfkesini önemsemedi ve herkesin yaptığının yanına kazanç kalacağını kanıtlamak istedi...
CHP tabanı da, CHP’den umut bekleyen milyonlar da ne Aygün’ün hakaretlerini unutur ne de bu hakaretlerin üzerine kül dökmeye çalışanların gafletini!..
Ne diyelim, yazıklar olsun...
ÖSO Suriye’yi değil, Güneydoğu’yu vuruyor...
Güney sınırlarımız Suriye’den kaçan 100 binden fazla sözde sığınmacının işgali altında... AKP iktidarı belli ki Suriye’deki kargaşayı resmileştirmek için ülkelerinden kaçarak Türkiye’ye yerleşen Suriyeliler’e her ay milyonlarca lira harcıyor...
Ancak sınırlardaki barınma merkezlerinde toplanan Suriyeliler’in, Hatay, Urfa ve Gaziantep başta olmak üzere Güney illerinde asayiş sorunu haline geldiklerini bilmeyen yok... Aralarında dolaşan Taliban ve El Kaide militanları ise bölgeyi başıboş bir coğrafya haline getirmişler... Her biri suç makinası, her biri korku ve öfke unsuru!..
Bölgeden tepkiler ve ihbarlar yağıyor ancak devlet, Suriye’den gelen ve bölgenin huzurunu bozanlar karşısında kılını kıpırdatmak bir yana, bu yıkım tayfasını koruyup kolluyor!..
Peki, geçimlerini yıllar boyu Suriye’yle yaptıkları ticaretle sağlayan yüz binlerce yurttaşımıza ne olacak?.. Bölgeden gelen haberler vahim... Herkes burnundan soluyor. Yurttaş şimdilik sessiz ama kaygılı...
Çünkü sanayi bölgelerinde üretim durmuş, ticaret merkezleri batma noktasında, esnaf kan ağlıyor, üretici bankaların kıskacında çırpınıyor... Bırakın sınır ticaretini, ithalat ve ihracat tamamen çökme noktasına gelmiş...
Hatay’dan Mardin’e kadar, Suriye sınır hattındaki yerleşim birimlerinde işsizlik giderek büyüyor, ticaret durduğu için bölgedeki on binlerce esnaf da çaresiz biçimde olacakları bekliyor...
Tüm bu sıkıntılar, ABD ve onun taşeronlarının da Suriye’de yıkımı beklemesi nedeniyle yaşanıyor...
AKP’nin lideri ise sınır boyunda krizle çırpınan yurttaşları “Bekleyin Esad devrilecek, görün bakın orada size ne işler çıkacak” şeklinde teselli etmeye çalışıyor...
Ancak bölgedeki milyonlarca insan gidişin iyi olmadığını, neredeyse 2 yıla varan Suriye krizinin kısa sürede bölgede daha ürkütücü bir sosyo ekonomik çöküntüye yol açacağını biliyor...
İşin özeti şu; adları ÖSO yani “Özgür Suriye Ordusu” olarak yansıtılan terör gruplarıyla donatılmış çeteler yalnızca Suriye’de kargaşa çıkartmıyor, ekonomiyi çökerterek direkt Türkiye’yi de vuruyor... Hem de her geçen gün artan bir şiddetle!..
Peki neden bu yıkım ve tahribat?.. Kim için, neyin uğruna, hangi gerekçeyle Güney illerindeki milyonlarca insanımız ekonomik darboğaza sürükleniyor?..
Bölgede bir sosyal patlama yaşandığında bunun yanıtını da elbette alacağız!.. Ancak Meclis’teki muhalefet acaba niçin bir heyet oluşturup Suriye’nin Güneydoğu’sunda neler oluyor diye araştırmıyor...
Bu ülkede etkili bir muhalefet olsaydı, AKP yalnızca Güneydoğu’da yaşanan terör ve Suriye açmazı nedeniyle bile olsa nefes alamazdı... Peki nerede o irade, nerede o anlayış ve nerede o siyasi cesaret?..

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget