İşleri zordu.
Ama başarmaları halinde, onları büyük bir ödül bekliyordu.
Hemen kolları sıvadılar.
Gece gündüz demeden çalıştılar.
Okudular, yazdılar, hesap kitap yaptılar.
Sonunda tüm engelleri aşıp, hedefe ulaştılar.
Büyüklerinden hem alkış aldılar, hem de ödülü kaptılar.
* * *
Artık rahattılar.
Siparişleri yazdılar, bavulları hazırladılar. Rüya gibi
yolculuğun ardından cennete benzeyen bir yere vardılar.
Burada yok yoktu.
Uçsuz bucaksız parklar, rengarenk çiçeklerle donanmış
bahçeler, oyun ve spor alanları, lunaparklar, lokantalar,
eğlence yerleri ve korku tünelleri onları bekliyordu.
Hollywood’un film kahramanları yanıbaşlarından geçiyordu.
Epcot adı verilen sanal dünyada yarının büyüleyici yaşamı sergileniyordu.
* * *
Gezdiler, dolaştılar, siparişlere göre alış veriş yaptılar.
Rüzgar gibi geçen güzel günlerin anılarını fotoğraf karelerine yansıttılar.
‘Doğrusu beklediğimizden de güzel bir yermiş’ diye notlar aldılar.
Bilgi ve görgülerini artıran Orlando’daki Disney World’e hayran kaldılar!
* * *
Peki kimlerdi bu tatili yapanlar?
Yorucu bir eğitim döneminin ardından yarı yıl tatilinde ödül
olarak buraya getirilen bir öğrenci topluluğu mu?
Ya da yarışmalardaki başarıları tatille ödüllendirilen bir sporcu kafilesi mi?
Hayır ikisi de değil!
Onlar Ankara’daki Kültür ve Tabiat Varlıkları Bölge Koruma Kurulu’nun bazı üyeleri!..
Saygı Öztürk arkadaşımızın haberine göre, Atatürk’ün
ulusuna armağan ettiği Atatürk Orman Çiftliği‘ni birinci
derece kültür ve tabiat varlığı olmaktan çıkarıp, üçüncü
sınıf yaptılar.
Böylece yapılaşmayla Atatürk’ün mirasını yok etmenin yolunu açtılar!
Bu büyük hizmetin karşılığında da Disney World tatilini kaptılar.
Sizce de hak etmişler değil mi?
Ama Disney World yetmez!
Heyet, Los Angeles’taki Disneyland’e de gönderilmeli!
Gönderilmeli ki, bu kişiler orada Miki Fare’nin mirasına bile nasıl saygı gösterildiğini görmeli!
Yorum Gönder