Başbakan geçen yılın son günlerinde
Şanlıurfa’da yaptığı konuşmada, bu ilde yaşayanlara
“Artık kaçak elektrik kullanmayın. Kaçak mal tüketmek
haramdır” derken araç plakasındaki sıralamaya göre
63. olarak tanımlanan ilde oturanların yüzde
67.6’sına sesleniyor!
Bu yüzde 67.6’lık
oran,“tüketim miktarına göre Şanlıurfa’yı
en çok kaçak elektrik kullanan” iller
arasında ilk sıraya oturtmuş!
Kimisi evlerinin yakınındaki direğin tellerine kanca atarak; kimi
kapısının yanındaki saatin dönüşünü tersine çevirecek mahareti gösterebilen
yurttaşlar, sadece Urfa’da yaşamıyor ki?
Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki
halkımızın, ulusal gelirin dağılımından aldığı payın adaletsizliği, onları bu
duruma düşüren devlete bakış açılarındaki ters orantıyı eleştirebilir
miyiz?
Şanlıurfa ya da Erdoğan’ın bu
“haram” hatırlatan konuşmasından sonra
TEDAŞ’ın kaçaklar nedeniyle her yıl vermekte
olduğu açığı istatistiklerle gündeme getiren öteki iller de yine aynı
bölgeden.
Şırnak, abone bakımından yüzde 81.6 ile en
çok kaçak elektrik kullanılan ilimiz!.
Onu Mardin, Hakkâri, Diyarbakır, Batman, Şanlıurfa, Ağrı,
Muş, Bitlis, Siirt ve Van izliyormuş
(01 Ocak 2003 Hürriyet).
TEDAŞ, bu kaçağı en aza indirebilmek amacıyla 629
bin abonenin peşine düşmüş!
Madalyonun kaçak elektrikle ilgili bir başka yüzünü, kaçırılan
enerjinin bedelinin, borcunu muntazam ödeyen yurttaşlardan tahsil edilmesindeki
haksızlığın da altını çizmek zorundayız.
Gelelim madalyonun öteki yüzüne:
Şanlıurfa’da
Başbakan’ı dinleyenlerden birisi elini kaldırma
cesaretini gösterip söz almış olsa...
Ve “Sayın Başbakan, evlerimize seçim öncesinde
devlet baba adına teneke teneke yağ dağıtan, elektriğimiz bile yok mu var mı
diye yoklamadan, buzdolaplarını dağıtmakla
görevlendirdiğiniz valilere o emri veren siz değil
miydiniz” dese...
Ve devam etse “Size oy verelim diye bizi
bedavacılığa alıştıran da sizin iktidarınız oldu.
Şimdi seçim olsa yine kamyonlar kapımıza dayanacak. Valiler şoför
mahallinden inip selamınızı söyleyecek, hediyelerinizi teslim
edecekler.”
Gelmiş geçmiş başbakanlar arasında örtülü ödeneği daha mali yıl
bitmeden tüketen ve sürekli ödenek transferi isteyen,
Sayıştay’dan hesap kaçıran
AKP iktidarı bu sorulara inandırıcı hangi cevabı verebilir
ki?
Yorum Gönder