Keşke sözü, pişmanlıkların parantezini açar. Pişmanlıkların en
pahalısına da siyasetçiler düşer.
Koç Üniversitesi’nden Prof. Ali
Çarkoğlu’nun arkadaşımız Mine Şenocaklı’ya verdiği mülâkatı okurken bunu
düşündüm.
Prof. Çarkoğlu, Cumhurbaşkanı’nın doğrudan halk tarafından
seçilmesinden vazgeçilmesini, Cumhurbaşkanı seçimini yine Meclis’in yapmasını
öneriyor.
2013 yılında iktidarın atacağı “en hayırlı adım”ın bu olacağını
söylüyor.
Gerçekten de Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesi, bir sürü problem
üretmiştir.
Kürt sorununun çözümü anayasa yazma sürecinde aranacaktır.
Türkiye yeni anayasasını bu yıl yapıp bitirmeli.
Ama Cumhurbaşkanı seçimi
ve ona bağlı başkanlık rejimi tartışmaları çözüm yolunu
tıkamaktadır.
“Madem ki Cumhurbaşkanı’nı halk seçecek, o hâlde sistemin
adını koyalım ve bunu başkanlık rejimine geçerek yapalım.”
Başkanlık
taraftarlarının dayandığı gerekçelerden biri işte budur.
Ucube model
olur...
Madem ki Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesi sizi
başkanlık sistemine mecbur ediyor; Cumhurbaşkanı’nı Meclis’e seçtirirsiniz,
bütün dertler biter!
Çünkü öyle bir durumda başkanlık sistemi ile ilgili
baskıların ve tartışmaların önemi kalmayacak, siyaset asıl işlerine geri
dönecektir.
Prof. Çarkoğlu “Başkanlık rejimi Türkiye için daha iyi olacak
sözü, siyaset bilimine aykırı bir iddiadır” diyor.
Çünkü kuvvetler
ayrılığından her fırsatta şikâyet eden Tayyip Erdoğan’ın oluşturacağı başkanlık
rejimi, çok sevdiği bir niteleme ile “ucube” olacaktır.
Erdoğan ve
kurmayları, daha güçlü yürütme istiyor.
Yargı ve yasamayı daha etkin
kontrol edeceği bir düzen kurmayı hayal ediyor.
Oysa Ali Çarkoğlu,
kuvvetler ayrılığı prensibini, başkanlık sisteminin en güçlü halkası olarak
görüyor.
Yine Meclis seçsin
Amerika’daki sistem gücünü
kurumların ve seçilmişlerin bağımsızlığından alıyor.
Başbakan, bütçesini
reddetme yetkisine ve o yetkiyi kullanma bağımsızlığına sahip milletvekilleri
ister mi etrafında?
İstemez.
Çünkü O nereye cami yapılacağı
kararını vermekten TV’lerdeki dizi filmlere ayar vermeye kadar her alanı kontrol
etmekten vazgeçmiyor.
Prof. Çarkoğlu değil başkanlık, halk tarafından
seçilmiş bir Cumhurbaşkanı’nın bile bugünkü parlamenter sistem içinde yeri
bulunmadığını söylüyor.
“Kuvvetler ayrılığı, işimizi engelliyor” diye
yakınan Başbakan’ın yarın başkan olduğunda neler yapacağını tahmin etmek zor
olmasa gerektir.
Başbakan zaten şu anda başkanların bile kullanamadığı
yetkileri kullanıyor.
Daha ne istiyor; açık açık söylesin.
Ama
“olmayacak dua” gibi duran bilim kökenli uyarıları önce okusun, sonra
söylesin!
Yorum Gönder