Onlar binlerce...
Belki de on bin... Daha da çok...
Tıkmışız
hepsini, çeşitli şüphelerle suçlu sayarak.
Eskiden yoktu şüphe üstüne
insanları tutuklamak, mahkemelerde de mahkûm edip, on yıl, yirmi yıl ceza
vermek...
Bir ilgilenen çıksa da “içerde”kilerin gerçek
sayısını hesaplasa...
Özellikle son on yıllık AKP iktidarında daha önce
yaşanmamış şeyler oldu. Hapishane hücreleri sayısız generalle dolu. Kimi dört
yıldır yatıyor. Arada bir “Ben neden suçlu sayılıyorum” diye
sorana, gerekli yanıtı kim verebilir?
Dışardakilerden biri de sensin ey
okurum. Ben de dışardakilerdenim. Niye içerde olunur, niye dışarda kalınır?
Bugün sayısız genç adam içerde yatıyor yıllardır. Mahkemelerde niye
suçlanmışlar, hangi yasadışı işlerden dolayı? Hayır, hiçbirinin belirli bir suçu
yok, ama gazeteler, radyolar, TV’ler tersini söylüyor. Onlar şüphelidirler,
derken suçludurlar; mahkeme karar verse bir türlü, veremese başka
türlü...
Pek çok gazeteci arkadaş da içerde. Ne zamana kadar, belli
değil...
Demokrasi var diyoruz. Var mı? Nasıl demokrasi bu? Binlerce
insanımız Silivri’lerde, özgürlükten uzakta. Hangi çağdaş bir ülkede nice
ge-neraller, nice aydınlar, bilginler, birtakım şüpheler üzerine içerdeler?
Durup dururken birilerinin şüphesi onları sanık yapmış, sonra da üç beş yıllık
hapishaneci...
İçerde kitaplar yazılıyor. Mahkeme-lerdeki iddianameleri kat
kat aşan savunmalar yazılıyor. Boşa mı gidiyor bunlar? İlle de şüphelendiğiniz
kişi hapse atılacak, gerçekte suçu ne belli değil. İşin tuhafı, o suçlanan kişi
de bilmiyor. Bilmeyerek yatıyor hücrelerde.
Yıllar geçiyor, kimse anımsamıyor
olup bitenin yanlışlığını...
İçerdekiler bir kez boyun eğmiş, yasalara mı,
yargıya mı, yoksa belirli gücü elinde tutan iktidara mı? Bir kez seçimde oy
almışsan her şey elindedir. Yasa masa olmuştur, yargı da başka bir
masal...
İçerdekiler bir gün başkaldırıp hesap soracak mı dersiniz?
Evet,
ne dersiniz?..
Yorum Gönder