İlk defa İsviçre’de üretildiği için bu adı alan alette neredeyse yok,
yoktur.
Testere-Çakı-Makas-Törpü-Tirbuşon-Gazoz Açacağı-Tırnak
Makası-Bıçak-Fırça gibi çok sayıda işlevi olan faydalı bir alettir. İsviçre, bu
çakısı ile övünür ve her yıl milyonlarcasını satar. Bizde ise faydalı olup
olmadığı tartışılabilecek, İsviçre Çakısı gibi çok işlevli bir siyasetçimiz var;
Türkiyeli Başbakan Erdoğan.
Maşallah akıl küpü gibi. Bu dünyada bir faninin
bilmesi gereken her şeyi bildiğini söyler. İnsan Başbakan olunca, dünyadaki tüm
bilgiler ya vahiy yoluyla, ya da bir çip ile beynine monte edilir ya, bizimki de
o hesap, her şeyi bilir.
Derde devadan gayri…
*Milletin kafası
çalışmaz zanneder, kimin kaç çocuk yapacağına o karar verir. Bazen en az üç der,
bazen hızını alamaz, beşe kadar yolu var der.
Sanki herkesin, çocuklarını
beleşten okutacak Remzi Abisi varmış gibi.
Sanki herkes çocuklarına
gemiler-pırlanta mağazaları-rafineriler-medya kuruluşları alabilecekmiş gibi.
*Sadece doğurtulacak
çocuk sayısını değil, doğum şekline bile o karar verir. Kadın-Doğum Uzmanlığını
Potamya’da tamamlayan Erdoğan, normal
doğum mu yoksa sezaryenle doğum mu
olsun diye karar verecek en büyük otorite olarak kendisini görür. Vatandaşın
biri çıkıp; “Benim yatak odamdan, karımla ilişkimden, kaç çocuk yapacağımda sana
ne kardeşim. Çıksana benim yatak odamdan” dese, bizim Jinekolog ne yapacak, çok
merak ediyorum.
Öğretmen’e dediği gibi, al o oyu, bir yerine koy mu
diyecek?
*Belediye
Başkanlığı sırasında, mahalle bakkalından “Gıda Uzmanlığı” sertifikası da alan
Erdoğan, milletin yiyeceği ekmeğin rengini de belirler. Ekmek beyaz mı olacak,
esmer mi olacak, sarışın mı olacak sadece o karar verebilir.
Bu konuda
otoritedir ama yakında tüketeceğimiz buğdayın tamamını ithal edeceğimizi
görmezden gelir. Uyguladığı tarım politikaları sonucu Cumhuriyet tarihinde bir
rekora daha imza atan Erdoğan’a “Saman İthal Eden İlk Hükümet”
plaketi verilmelidir.
*Terörle mücadeleyi
yalnız o bilir. İnanmayan, Türkiye sevdalısı Öcalan’a ve Leyla Zana’ya
sorabilirler; Öcalan; Çözüm AKP’de,
Erdoğan’da.
Leyla Zana ne diyor; “Bu işi Erdoğan çözer.”
Çöz de al
mustafali, çöz de al gari…
*Bahtsız Bedeviyi, çölde
gezen Kutup Ayısını o bilir. İkisinden hangisinin başına ne geldiğini ondan
başka kimse bilmez, bilemez!
*Gazeteci kılığına
büründükten sonra kendi kendilerini tutuklatan(!),
cinsel tacizcileri-darbe destekçilerini en
iyi o bilir.
*Generalin darbeli mi,
darbesiz mi olduğunu bir bakışta anlar.
Hilmi Özkök ve Yaşar Büyükanıt’ın
darbesiz olduğunu, taa kasaptaki soğanın kokusundan hisseder.
*Futbolu çok iyi bilir.
Futbol seyircisi de onu çok sever. Bu sevgisini Telekom-Arena’da
Galatasaraylılar, Saraçoğlu’nda Fenerliler, İnönü’de Beşiktaşlılar,
Avni
Aker’de Trabzonlular ıslık ve yuh sesleriyle ispatlamışlardır.
Bu sevginin
kapalı salonlara da yansıması doğaldır.
*En başarılı olduğu konu
“Demokrat” olması ve “Hukuk’a” inanmasıdır.
Partisinde, meclis grubunda ve
hükümette o ne derse anında yapılır, tek patron odur. Önseçim-fikir
tartışması-eleştiri gibi şeylerden nefret eder. Yargı dediğiniz kurum, kendi
işine bakmalı ve iktidara ayak bağı olmamalıdır.
İşte böyle değerli
okurlar. Her şeyi bilen Başbakanımız, “Aspirin” gibi adamdır. Baş
ağrısına-romatizmaya-diş ağrısına-doğum sancısına-kırık ve çıkığa iyi
gelir.
Kimsenin malında gözü yoktur. Kendininki ile yetinir. Aynen Temel
gibi;
“Marangoz Temel, işi ilerletip elektrikli
testereye geçmiş. Bir binanın onarımında, ikinci katta çalışırken yanlışlıkla
testereyi kaydırır ve sol kulağını kopartır. Kulak aşağıya düşer.
Temel
aşağıdaki işçilere bağırır; Uşaklar, oralarda bir kulak gördünüz mü?
İşçiler
etrafı ararlar ve kanlar içindeki kulağı bulup Temel’e gösterirler;
Bu
mudur?
Temel kulağa bakar ve cevap verir;
Yok yahu. Benimkinin arkasında
kalem olacaktı!...
Ne mutlu bize ki böyle
bir adamımız var.
Erdoğanlar kolay yetişmiyor. Bir Erdoğan bulabildik. Bundan
sonra ne zaman bir tane daha bulabiliriz, bilemiyoruz!...
Sağlık ve başarı
dileklerimle
22 Ocak2013
RİFAT
SERDAROĞLU
rifatserdaroglu@gmail.com
twitter.com/rifatserdaroglu
Yorum Gönder