Enginizasyonun ayak seslerinin yeni yıl mesajı

Genelde insanlık, özel olarak da Türkiye çok zorlu bir berzahtan geçiyor. Önce genele bir
bakalım:
Ümitler, beklentiler var; deneyimlerimizle elde ettiğimiz ışıklar var ama korkular, ıstıraplar, karanlıklar, tehlikeler de var. Bundan da önemlisi, tüm ümitlerimizin hayat kaynağı olan evrensel değerleri kemirmek,  insanlığı, eskinin karanlık dehlizlerinde çürütmek üzere bekleyen tahrip odakları var. Bunlar, kudurgan bir şehvetle insanı boğmak ve sadizmlerini tatmin etmek üzere pusudadır.
Berlin Duvarı yıkılmıştır. Duvarın arkasından ümit ve coşkularla birlikte ‘acabalar’ ve endişeler de akın etmiştir. Soru, kısaca şudur: Zulüm ve kahırla bastırılan kitlelerin serbest kalışıyla su yüzüne çıkan boşluklar nasıl doldurulacaktır? Cevap ne olursa olsun, şunu görmezlikten gelemeyiz: Materyalizmden idealizme, dinsizlikten dine, Allahsızlıktan Allah ile aldatmaya gidiyoruz. Magazin züppesi sözde  ‘aydınlar’la, devlet adamlığını Kırkpınar ağalığı sananların hâlâ fark edemediği bu gerçeği bundan elli-altmış yıl önce görenler var.
Çağın en büyük düşünürlerinden biri olan İngiliz Toynbee, 1940’lı yıllarda şunu söylüyordu: “Eğer insanlığın mutlu bir geleceği olacaksa bu yine büyük dinlerin mirası içinden çıkacaktır.” Yüzyılımızın düşünce devlerinden bir başkası, Fransız Andre Malraux, aynı gerçeği daha keskin bir ifadeyle şöyle tekrarlamıştır: “Önümüzdeki yüzyıl ya dinler çağı olacaktır ya da hiçbir şey.”
Büyük dinleri, evrensel ilkelerin, insana sevgi ve saygının kaynak kurumu olarak aldığınızda bu doğrudur. Ama unutmamak gerekir ki, insanlığı din dışılığın, inkâr ve materyalizmin en zehirlisine teslim edenler  de büyük dinlerin temsilcileri olmuştur. Burada, Kur’an’ın, yaklaşık üçte birinin, din temsilcilerini şikâyetten oluştuğunu bir kez daha belirtmek isterim. Yani rahmet ve mutluluk kurumu olması gereken dini,  zahmet ve kahır kurumu haline getirenler, ne yazık ki, dini inkâr edenler değil onu temsil edenler oldu.
Kılık değiştirmiş engizisyonların yakamıza yapışması imkân dışı değildir. Çünkü engizisyon ölmez, sadece uyar; uyanmak için de sizin uyumanızı bekler. Bugün, hassas kulakların duydukları bazı sesler,  engizisyonun ayak sesleridir. Çöken sistemlerin bıraktıkları boşlukları doldurmak üzere din, ruh, üst âlem, öte dünya, kutsal adına binlerce kişi ve klik sahneye fırlamıştır. Her ilde birkaç ‘mehdi’ (!) türemiştir. Bunlar, esrarlı bir paralellik ve entegrasyona girebilmişlerdir. Hatta yer yer ‘ortak hurafe mafyaları’na vücut verebilmektedirler.
Dinlerin bünyesinden çıkabilecek mutlu yarınlar kendiliğinden gelecek kadar ucuz değildir.
Herkesin, özellikle aydınların kolları sıvaması şarttır.
Bizim teklifimiz şudur: İnsanlığın ulaştığı bugünkü bilim, aydınlık ve deneyim mirasıyla, vahyin son ürünlerini toplayan Kur’an’ı kucaklaştırıp yepyeni reçeteler elde etmeliyiz. Bunun için, Kur’an’ı, geleneksel  tabuların tüm tasallutundan kurtularak yeniden okumak gerekiyor. Biz bu okuyuşun devrim niteliğinde örneklerini iki düzineyi aşkın eserle ortaya koymuş bulunuyoruz.

VE TÜRKİYE ÖZELİ

Türk halkı olarak yeni bir oluş sürecine girmiş bulunuyoruz. Türkiye ile, Türk tarihiyle,  Türk’ün ruh ve iman kökleriyle hesaplaşıyorlar. İşin kotarımı, Kelime-i Şehadet’in ve Malazgirt ruhunun bin yıllık düşmanı haçlılarda. Destek ve meşrulaştırma işi ise içerdeki kanı bozuklarla imanı bozuklara ihale edilmiş. Türkiye borç batağına tepesi üstüne batırılmış. Seksen küsur yıllık birikimlerimizin işe yarar nesi varsa ona  buna satıldı. İslam dünyasındaki en yakın komşularımızla neredeyse kanlı bıçaklı olmuşuz. Hukuk askıya alınmış. Süratli bir biçimde diktatörlüğe gidiyoruz. Diktatörlük özlemleri hedefine vardırılırsa bölücü  terörün döktüğü kana ilaveten dinciliğin dökeceği kanlar dönemi başlayacak.
Türkiye şundan haberdar mı: Dincilik, planını çok becerikli bir biçimde ve çok önceden yapmış bulunuyor. Dincilik yıllardan beri iç ve dış teröre yatırım yapıyor. Ayağını tam sağlam bastığı anda, Türkiye’nin  canını yakacak kıyımlar sürecini açacaktır. Böyle giderse dincilik bu millete yakın bir gelecekte PKK’ya rahmet okutacak dehşetlere imza attıracaktır.
Allah bu milleti korusun. Yeni yılınız kutlu olsun!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget