Baransu Vakası - Orhan Bursalı

Paris suikastı üzerine spekülasyonlar ve bilinmezlikler içinde kulaç atmaktansa kendi gündemimde kalayım...
TV’ler ve sunucuları tarafından “davayı en iyi bilen adam” muamelesi görüyor... Habertürk’te Didem Arslan’ın Türkiyenin Nabzıprogramında stüdyoda karşılaştığımızda gülerek elini uzattı ve kitabını sallayarak, “Dinledim sizi; CDler dışında bir şey yok diyorsunuz ama okuyun okuyun, gerekçeli kararı okuyun, iddianameyi okuyun...” dedi. Bir şey okumadan yazıp çizdiğimizi varsayıyor. Evde TV’yi açtım, gürültülü olarak “büyük darbeciÇetin Doğan üzerine konuşuyordu. Anladım ki askerlerin düzenledikleri Plan Semineri’ne giydiriyor.
Ona göre seminer darbe planının ta kendisi! Stüdyoda bıraktığım Plan Semineri sunumu çıktılarından, Türkiye çapında olayların patladığını varsayan haritayı gösteriyordu. Bir uzman ona demiş ki, Bak, Birinci Ordunun görev sahası belli, ama bütün Türkiyeyi ilgi alanları içinde kabul ediyorlar, bu da darbeciliklerini gösteriyor...
Baransu, “uzmana, Yok yok o kadar değil, olasılığı en yüksek tehlikeli senaryo gereği, olayların Türkiye çapında çıktığını varsayıyorlar. Kuzey Irakta Türkiyeye saldırı girişimi, bazı terör örgütlerinin iç karışıklık yaratması, Yunanistan sınırında gerginlik, İstanbul bölgesinde ayaklanmalar, sıkıyönetimin ve olağanüstü halin ilan edildiği varsayılarak, Birinci Ordunun kendi yetki alanındaki askeri senaryosu tartışılıyor.. diye sormamış...
Plan Semineri’ne duydukları bir kin de var. Nedeni, İstanbul ve çevresinde bir irticai ayaklanma senaryosunu öngörmesi olabilir mi? Mesela,kim oldukları bilinmeyenveya işçilerin ve solcuların büyük bir halk isyanıöngörülseydi, belki de Plan Semineri’ni bağırlarına basarlardı!
Haritayı darbe senaryosuna delil gibi göstermek işine gelmiş...
Ama, Plan Semineri doğrudan suçlama konusu yapılmıyor. Orada yapılan konuşmalardan alıntılar, içindeki bilgilerin sahteliği tepeden tırnağa kanıtlanmış CD’lerindeki uyduruk darbe planını desteklemek için kullanılmış...
Baransu ve benzerleri artık boku çıkan CD’leri değil, daha çok Plan Semineri’ndeki resmi ses kayıtlarını darbe planı olarak gösterir oldu! Bak ne demiş; stadyumlara dolduracaklar herkesi, orada sorgulayıp hapishanelere tıkacaklar... Baransu’lara önerim şu: Öyleyse doğrudan Plan Semineri’nin yargılanması için Emniyet ve savcılık güçlerini harekete geçirin.. Arkanızdayım!..
Bazıları şöyle konuşuyor: Kardeşim asker de başka senaryo mu bulamadı... Askerin temel görevi senaryolar ve buna göre savaş /savunma oyunları hazırlamaktır. Eminim ki ülke çapında yayılacak bir emekçi isyanına karşı da planları vardır! Ne bekleniyor onlardan, kışlalarda oturup başkomutan emir verince de sürü halinde savaşa gitmeleri mi?..
Dünyada bütün ülke ordularının benzer savaş senaryoları var. Ama artık Türkiye’nin yok... Gizli saklı bütün kozmik odalar hallaç pamuğu gibi atıldığı için, bütün senaryoları bit pazarına düşmüş veya el altından çeşitli ülkelerin eline geçmiştir... Ülkenin coğrafı konumu belli, yenileri hazırlansa bile, özellikle askeri birliklerinin konumları vb. söz konusu olduğunda, temel harekât planı az çok kestirilebilir.
***
Baransu nasıl biri, büyük gazeteci mi? Benim için, eline tutuşturulan Balyoz sahtekârlığı planlarının taşıyıcısı. Balyoz senaryolarının hepsine sonuna kadar sadık. Ortaya çıkartılan bütün sahtekârlıkların neredeyse hepsine bir gerekçesi var, o kadar hem de... Balyoz CD’lerinin sahtekârlıkları yerlerde sürününce, güncellenmiştirpalavrasını ortaya atmış ve mahkeme gerekçeli kararında da bu güncellenme masalına sarılmıştır... Güncellense de güncellenmemiş olsa da, CD’lerin tutacağı bir yer yoktur ve evirip çevirdikçe pislikleri üzerine sıçrayan iki ucu boklu değnek gibidir... Bu güncellenme palavrasını yarın yazacağım...
Baransu, tek bir duruşmaya bile gitmedi ama sanıkların duruşmalarda hiçbir hak ihlaline uğramadığı inancında, hem de mahkemeye karşı tahrik edici davranışlarda bulundukları için mahkemenin önlem almak zorunda kaldığını söyleyecek kadar! Bir Balyoz propagandisti!
***
Balyoz bavulu ve sahtekâr CD’ler onun öz malı gibidir. Kandırılmış olabileceğine zerre kadar inanmıyor. Bu da akla, CD’leri hazırlayanlarla yakın işbirliğini gündeme getiriyor.
Baransu bu haliyle, darbe planlarının gerçek olduğuna herkese inandırmak için, kendini kurgulamış intihar komandosu gibi! Bu görevi büyük bir inançla yerine getiriyor. Henüz bilinmeyen darbe belgelerin bile varlığından söz ediyor... Acaba Erdoğan mı buplanlarısaklıyor! Sahte planları (bavulu) eline tutuşturanları bildiğine göre, arkadaki bilinmezliğin(karanlığın) günışığındaki adamı sayılabilir.
Baransu, yasaca ortadan kaldırılmış özel görevli mahkemenin heyeti ve savcılarıyla tam bir “düşünce bütünleşikliği”, “ruh, inanç ve fikir birliği” içindedir genel tutumuyla. Aralarında bir milimetrelik bir mesafe bile yok gibidir!
Hayır bunlarıayıplanacak bir tutumolarak söylemiyorum. Bunlar birer tercihtir... Ama gazetecilikse, bu ölçüler bana uymaz kardeşim... Ama kendisine bu bavul için madalya veren Gazeteciler Cemiyeti ödülcü heyetine demek ki uyuyor!
***
Bugün propagandası, hem kendini kurtarma ama daha çok Yargıtay’ı etkileme odaklı. Propagandaya gerek yok, veriler, olgular ve gerçekler üzerinde bir dava sürer. Halkın kafasını karıştırabilirsiniz, ama adalet ve hukuk, eninde sonunda en doğru şekilde gerçekleşir.
İşte zaman içinde karartılamayacak tek gerçek budur.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget