Say’ı Savunmanın Bedeli - Nilgün Cerrahoğlu

İfade özgürlüklerini savunan yazarlar örgütü PENin Türkiye Merkezi için, George Orwelle yakışan bir garabetle Türkiyede ‘devlete hakaretten’ soruşturma açıldı. Türkiye PENi bir müzisyenin yargılanmasını, ‘faşist gelişme’ olarak niteleyip kınamıştı.”
İngiliz Guardian gazetesi, aralarında gazetemiz yazarlarından Zeynep Oral’ın da bulunduğu Türkiye PEN yönetim kurulu için açılan soruşturmayı, bu cümlelerle duyuruyor.
Türkiye PEN’i için açılan soruşturmayı tanımlamak adına gazetenin hemen ilk cümlede kullandığı gönderme nedir? George Orwelle yakışan garabet/a twist worthy of George Orwell”…
George Orwell kim?
Tüm yurttaşların gözetlendiği, izlendiği, polis baskısıyla birer birer hizaya getirildiği süper otoriter biri bizi gözetliyor rejimleri için kullanılanBüyük Biraderkavramının mucidi…
Otoriter baskı devletini anlattığı “1984” isimli kitabıyla belleklere kazınan Büyük Biradertanımını ortaya atan Orwell, gene aynı kitapta düşünce polisigibi başka ilginç baskı kavramlarına da yer verir. Öyle ki Büyük Birader/Orwell ülkesidendiğinde insanların çıkardığı tek anlam o ülkede özgürlüklerin katresinin olmadığı olur.
Guardian, özetle Türkiye’nin gitgide artık bir Orwell ülkesine dönüştüğünü söylemiş oluyor.

2013’ün ilk kâbusu
Fazıl Say gibi bir müzisyenin okka altına gitmesine tepki gösteren yazarların kendileri de şimdi okka altına gitmek tehdidi ile yüz yüzeler…
Bundan büyük kâbus olur mu?
Yeni yılın ikinci haftasını devirmeden, bu katmerli kâbusla karşılaştık. Zeynep Oral’ın yazısında okudunuz:
Say davacılarından biri -Orwell’de anlatılandüşünce polislerigibi!- Say davasını kınayan PEN deklarasyonunu TC Başbakanlık İletişim Merkezi’ne şikâyet ediyor. Ardından savcılık devreye giriyor…
Gerisini biliyorsunuz.
Deklarasyondaki; Dünya Yazarlar Birliği PEN Türkiye Merkezi olarak, değerli besteci ve piyanistimiz Fazıl Sayın mahkemeye sevk edilmesini dehşetle karşılıyor, kuvvetle kınıyoruz. Dünya kamuoyu Türkiyedeki faşist gelişmeler karşısında alarma geçmiş durumdadırsözleri için TCK 301’den soruşturma açılıyor.
Faşist gelişmeler ifadesi devleti alenen aşağılamak olarak algılanıyor.
Yazarlar bunun bir aşağılamaolmadığını, anayasada tanınan eleştiri haklarını kullanmak suretiyle kaygılarını ortaya koymuş olduklarını belirtiyorlar ama ne gam… pek çok başka yazarın yargılandığı 301 tehdidindenkendilerini kurtaramıyorlar.

301 ve faşist Rocco yasası
Türkiye’de halihazırda 30 yazar, geçmişifaşist Mussolini İtalyasınadayanan “301’den yargılanıyor.
Olayın acı bir şekilde ironik olan diğer yanı da bu.
Faşist gelişme ifadesini devlet için hakarettelakki eden yargı sistemi, ceza yasaları arasında kaynağı Mussolini İtalyası’nın 1930 tarihliRocco yasasınagiden bir yasayı barındırmakta hiçbir sakınca görmüyor.
Eski ceza kanunundaki 159. maddeye karşılık gelen 301. maddenin kaynağı İtalya’da birebir faşizmle özdeşleştirilen Rocco yasasıdır.
Bu yasa, anavatanı İtalya’da, düşünce ve ifade özgürlüklerini kısıtladığı için tadilattan geçti. Hapis cezalarıpara cezasınaçevrildi. Ama Türkiye, maddeye kaynaklık eden ülkenin bu özgürlükçü değişimini ne yazık ki izlemedi.
Eğer hassasiyet gösterilecekse, bu, yazarların kaygı ifade etmek için başvurdukları terimlere değil; asıl devletin icraatlarına yönelik olmalı.
Sorulması gereken soru; ‘30’lar Avrupası’nın bir yasa maddesi, neden hâlâ bu şekilde muhafaza ediliyor sorusu olmalı.
Bu sorular hiç sorulmayacak…
Yapılan açıklamalar içinden cımbızlanarak çıkarılan terimler sorgulanacak…
Hep böyle yapılageldiği için Türkiye dünyanın bir numaralı yazar ve gazeteci hapishanesi olmak özelliğini -Çin ve İran gibi ülkeleri sollamak pahasına- koruyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler listesinde basın özgürlükleri sıralamasında 179 ülke arasında 148. sırada yer alıyoruz. Freedom House sıralamasında da, 197 ülkeli listede 117. sıradayız.
Türkiye ile beraber Kongo, Nepal, Senegal gibi ülkelerin paylaştığı bir özgürlük dilimine isabet ediyor bu.
Cihanı âleme ilan edilen istatistiklerin ortaya koyduğu bu içler acısı tablo, devleti hiç incitmiyor da, birkaç yazar ve entelektüelin yaptığı deklarasyon incitiyor.
Ne yazık değil mi?

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget