Fransa Mali’yi bombalıyor,
Pakistan’da bombalar patlamaya, ABD
“Dronları” terörist avında sivilleri öldürmeye
devam ediyor. Suriye’de iç savaş var.
Paris’te “beklenmedik”
bir suikast kafaları karıştırıyor. ABD’de
okul katliamları silah lobisinin inadını azaltmıyor. Sonu gelmeyen bir ekonomik
mali kriz Avrupa’da faşist akımların yeniden
canlanmasına zemin hazırlıyor. Büyük güçler yükselirken aynı hızla
silahlanıyorlar. Kimi yazarlar 1913 yılını anımsıyor.
Ortadoğu’da Müslüman ve Musevi radikal dinci akımlar
güçlenmeye devam ediyor.
Bu listeyi genişletmek olanaklı ama ben bunları kastetmiyorum. Bu tür
tarihin hızlandığı dönemler geçmişte de oldu; uygarlık büyük fiyatlar ödese de
bunların hepsini aştı, yaşamaya devam etti. Ama bu kez farklı.
Tüm bu kargaşa içinde, ABD’nin
Ulusal İklim Değerlendirmesi adlı kurumunun 240 bilim
insanının 60’tan fazla bağımsız araştırmacıyla
birlikte hazırladığı raporun cuma günü yayımlanan taslağı, küresel ısınmanın ve
iklim değişikliğinin artık bir kriz noktasına ulaştığını yadsınamaz biçimde
ortaya koydu. Ama medyada, uygarlığın kaderini, tüm insanlığın geleceğini,
ilgilendiren bu bulgulara değinen birkaç yorum, günlük olayların haber
dalgasının içinde boğuldu gitti.
Gerçek inatçıdır
Ama gerçek inatçıdır ve sorunun boyutlarını görebilmek için
“300+” bilim insanının hazırladığı rapora da gerek yoktur,
haberleri dikkatle izlemek yeter:
Brezilya ve Avustralya, tarihlerinin en sıcak yılını yaşıyor. Geçen
yıl, ABD’de sıcaklıklar kayıtlardaki en yüksek düzeye
ulaştı. İngiltere’de,
İtalya’da, Ortadoğu’da
birçok bölge görülmemiş düzeyde yağmurlardan, su baskınlarından büyük zarar
gördü. Avustralya’da sıcak dalgası, yangınlar, tarihin
en yağışlı aylarının arkasından geldi. Bu sırada Rusya, Kuzey Avrupa, Çin,
Moğolistan kayıtlar başladığından bu yana görülen en büyük soğukları, kar
yağışını yaşıyor. Çin’de kar kalınlığı bazı yerlerde
evlerin çökmesine neden oldu. Doğu Rusya’da,
Çin’de termometreler “eksi 45 / eksi
50” gibi düzeyleri gösteriyor.
ABD’nin Ulusal İklim
Değerlendirmesi adlı kurumunun raporuna göre,
insanların etkinlikleri ve esas olarak fosil yakıt (kömür, petrol, doğalgaz)
kullanımı atmosferdeki karbondioksit gazı oranlarını artırıyor, sıcaklık
artıyor, bunu kaos izliyor, fırtınalar sıklaşıyor... Hava kirliliği, yangınlar,
böceklerin bulaştırdığı hastalıklar, su hakları alanında çatışmalar artıyor.
Gezegen kapitalist uygarlığı, giderek yaşamı taşıyamaz noktaya geliyor. Bu
konuda, bu uygarlık önlem almak yerine sorunu yadsımayı
seçtiğine göre adeta intihar ediyor...
Aslında bu yadsıma anlaşılabilir bir tutum. Küresel
ısınma, iklim değişikliği sorununa her yaklaşıldığında iki tatsız gerçek kendini
gösteriyor. Birincisi, bugün uygarlığın yaşam biçiminin zeminini oluşturan
kapitalist üretim tarzıyla küresel ısınma arasında güçlü nedensellik ilişkisi
var. Karbondioksit üretiminin tarihsel gelişmesine bakınca atmosferdeki
karbondioksit oranlarının sanayi devrimiyle birlikte artmaya başladığı, son 60
yılda artışın hızlandığı, son 30 yılda baş döndürücü bir düzeye ulaştığı, ufak
da olsa ilk gerilemenin krizin kapitalist üretimi, tüketimi
yavaşlattığı 2009 yılında yaşandığı görülüyor.
Kapitalizmin yapısal krizine bir çözüm olarak
1980’lerden bu yana gündeme gelen hızlandırılmış
tüketimle birlikte küresel ısınmaya neden olan etkenlerin güçlenmesi bir
rastlantı değil. Kapitalistleşmesi hızlandıkça Çin’in,
bu haftaki haberlerin gösterdiği gibi önde gelen kentlerinde hava kirlenmesinin
dayanılmaz düzeylere ulaşması da.
İkincisi, soruna çözüm aramaya başlayınca karşımıza kâr maksimizasyonu
ve birikim (ekonomik büyüme) sorunu çıkıyor. Piyasa mekanizması bu küresel
ısınma sorunu karşısında tümüyle etkisiz kalıyor. Çözümlerin hepsi yüksek
maliyetleri kabul ederek kârlardan, ekonomik büyümeden fedakârlık edilmesini,
tüketicinin de hazlarını hemen şimdi tatmin etme alışkanlığından vazgeçmesini
gerektiriyor.
Toplumsal çıkar, planlama yerine özel mülkiyete, bireysel çıkara;
dayanışma yerine rekabete dayanan bir üretim tarzında bu soruna çözüm bulmak
olanaksız. En iyisi sorunun varlığını yadsımaya
devam etmek...
Yorum Gönder