Cemaat,
Nasrettin Hoca’ya sormuş;
“Hocam, helâda sakız çiğnemek haram mıdır?”
Hoca
düşünmüş, düşünmüş sakalını sıvazlayarak kara kaplı defteri karıştırmış ve demiş
ki;
“Kara kaplı kitapta bu konuda bir şey yok, ama çiğnemezseniz iyi
olur.”
“Niçin Hocam” diye sormuşlar.
Hoca; “Sizi helâdan çıkarken görenler
b.k yediğinizi düşünebilirler!”
Silah bırakmayan terör
örgütünü muhatap alır, onun “Ömür boyu ağırlaştırılmış hapse” mahkûm olmuş
elebaşısı ile “halvet” olursanız hem yasaları çiğnemiş ve suç işlemiş olursunuz,
hem de helâdan çıkan adama benzersiniz.
PKK’nın postacısı,
Cemaatin ve Aydın Doğan’ın prensi, Elif Şafak’ın kocası, satışı günlük 24 bin
rakamı ile yerlerde sürünen Radikal Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can
dün yazdı ve konuştu.
Büyük bir stratejist havasıyla, PKK’nın baştan beri
uyguladığı “Dilim” politikasının aynısının tıpkısı olan “Merdiven Basamağı”
politikasını yeni bir buluş şeklinde sunarak, görüşmelerin bu şekilde sürmesi
gerektiğini söyledi. Yalnız, merdivenin basamaklarının yukarıya doğru değil,
aşağıya yani mezara doğru olduğunu, Türkiye’nin üniter yapısının ve bütünlüğünün
bu mezara gömülmek istendiğini söylemedi!
Cemaatin Prensi, bizleri
yani Türk Milletini aptal, kafaları çalışmayan kişiler olarak gördüğünden
nasihat etmekten de geri durmadı. PKK dün Hakkâri’de Karakolumuza saldırmış ve
bir Uzman Çavuşumuzu şehit etmişti.
Prens hemen nasihate
başladı;
“Aman çok dikkat etmek gerek. İki tarafın da(!) çok dikkat
etmesi, sakin olması şart. Çok yaklaştığımız çözümü kaçırmamalıyız” dedi.
Be hey şaşkın, sen ve
senin savunduğun PKK’lıların tamamı, şehit edilen o Uzman Çavuşumuzun tırnağı
olabilir misiniz?
Senin için, vatanı savunmak-vatan için can vermekle, PKK
terör örgütü eylemcisi olmak aynı şey midir? Bu nasıl hasta-sapık bir zihindir,
bu nasıl bir nefrettir ki Türk Askeri ile terör örgütünü aynı kefeye koyabilir?
Ülkesini biraz olsun seven biri nasıl böyle konuşabilir?
PKK’nın diğer postacısı BDP
Genel Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ise, grup toplantısında yaptığı
konuşmasında, Başbakan Erdoğan’ın aradığı o “Şerefsizi” açıkladı.
“PKK ile
görüştüğümüzü söyleme şerefsizliğini yapan kim” diye fellik-fellik şerefsiz
arayan, bunun için kendisini taa Afrika’lara kadar atan Erdoğan’a yardımcı olmak
için açıklama yapan Demirtaş; “Öcalan ile görüşmeleri biz başlatmadık. Bizim
görüşmeden basın yoluyla haberimiz oldu. Görüşmeyi planlayanlar ve yapanlar AKP Hükümeti ile Öcalan’dır”
dedi.
Hayda, al bir kilo boya nereni boyarsan boya!
Bu durumda
“Şerefsiz” kim oluyor?
Not: Balyoz Davası
kararlarının gerekçeleri Mahkeme tarafından açıklandı. AKP Hükümetinin, Türk
Yargısını ne hale getirdiğinin çok acı bir örneğini izliyoruz. Genelkurmay
Başkanlığı, davanın tümden çökmesine sebep olacak bir açıklama yaptı. Mahkemenin
gerekçeli kararındaki sehven(!) yapılan hatayı açıkladı.
Niçin acele ettin be
Özel Paşa!
Yargıtay Kararının kesinleşmesini, komutanlarının ve silah
arkadaşlarının hapiste ölmesini, çürümesini beklemek varken bu ne telaş, bu ne
acele böyle?
Hey vicdan sen nelere kadirsin!
Sağlık ve başarı
dileklerimle
09 Ocak 2012
RİFAT SERDAROĞLU
rifatserdaroglu@gmail.com
twitter.com/rifatserdaroglu
Yorum Gönder