Geçtiğimiz Cumartesi Ulusal Kanal’da yaptığımız ‘Ezber Bozanlar’ programını erken bir saate çekmiştik. Tabi hemen sevinmeyin. Bu “bir haftalık” özel bir durum. Tabi, ben de programın 21.00’de devam etmesini çok isterdim. Lakin, kanalın bu hususta bir program akışı var ve buna müdahale edemiyoruz.
Konumuza dönecek olursak, programa; Abdüllatif Şener, Namık Kemal Zeybek, Selahattin Özgündüz, Kenan Çamurcu, Mehmet Ali Güller ve İbrahim Horuz katıldılar. Herkes, çok çarpıcı ifadeler kullandı. Ben bu ifadeleri derleyerek size sunmak istedim.
‘Oslo pazarlığını ispatlayan hani şerefsizdi’
Suriye’de ki olayları yeryüzünün en vahşi terörü, iktidarın yönelimini de “terörü destekleme” olarak ifade eden eski Bakan Abdüllatif Şener, müzakereler üzerine; “Başbakan dün, Oslo görüşmelerine binaen, müzakerelerde bulunduğumuzu ispatlamayan namussuzdur, şerefsizdir, müfteridir” demişti. Peki, şimdi bir süredir müzakerelerin sürdüğünü televizyonlardan da söylüyor. Kim namussuzmuş? Kim şerefsizmiş? Kim müfteriymiş? dedi. Abdüllatif Şener önemli hususlara işaret etti ve Türkiye’de ki aydınların suskunluğuna büyük tepki gösterdi. Evet. Anlamlı ve nitelikli bir konuşma olarak zihinlere kazındı.
Akabinde Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz’ün genel bakışı çarpıcı veriler ihtiva ediyordu. Özgündüz, “Şii’lik dün mü çıktı da böylesine nefret besliyorsunuz? Suriye hükümetinde toplam 4 tane Nusayri var, peki Türkiye’de kaç tane alevi kabineye giriyor? Beşer Esad, tüm aşamalarda çözüme yönelik çağrılar yaptı, lakin muhalifler yakmak, yıkmak istiyorlar!” dedi. Selahattin Özgündüz, “bölgede, mezhepler üstü” bir uzlaşmanın, yani ortak zeminin inşasının gerekliliğine dem vurdu.
Akabinde Eski Bakan Namık Kemal Zeybek, sürecin köklerine işaret eden bir içerikle devam etti. Finans Kapital ve Çokuluslu şirketler üzerine yaptığı tahlil ile, konuyu derinleştiren Namık Kemal Zeybek; “Emeviler iktidarda iken 4 mezhep imamı doğmamıştı bile. Muaviye’nin Sunnilikle hiçbir ilişkisi yoktu, içlerinde tekbir insan vardı Ömer bin Abdülaziz, O’nu da öldürdüler zaten. İslam’da insani değerlerin yeri çok yüksektir. Mehmet Akif’i doğru anlamak lazım. Bugün geniş ve kapsayıcı bir yönelime ihtiyaç vardır, bütün bölgeyi kapsayacak bir dış siyasete ihtiyacımız vardır” dedi. Ve bölgenin yeni siyaseti üzerine ciddi analizlerde bulundu.
Tahammülsüz panik içinde
Son günlerde saldırıların hedefi haline getirilen. Hakkında “Peygambere hakaret etti” gibi yalan haberler yapıldığından ciddi sorunlar yaşamakta olan Yazar Kenan Çamurcu ise; “Eski Kapitalizmin yeni kapitalizmi tasfiyesinin uzantısı olarak “küreselleşme” kavramına işaret etti. Ve bölgede “küreselleşme eksenli bir üstyapının inşa edildiğini vurguladı.” Kenan Çamurcu; “Bu süreç Türkiye’de çok tehlikeli bir kapalı rejim üretti. Hiçbir şeye tahammülü olmayan, panik içinde bir rejim. Türkiye’nin dış politikası ile uluslararası siyasetin en çok örtüştüğü dönem budur. Amerikancı kamptan ayrılmadıkça, asla meşru olmayacaklar” dedi.
Aydınlık Gazetesi yazarı Mehmet Ali Güller’de çok teferruatlı bir analizin ardından “çözüme” değindi. Batı Avrasya birliğinin çözümün ana hattı olduğunu söyleyen Güller, şu yönde bir analiz yaptı; “Ulus devlet çağının gereklilikleri 200 yıl sonrasının gerekliliği olmayacaktır. Bugün, ulus devlet ya da mevcut devlet geleneklerinde ısrar etmeyebiliriz. Bunun yerine, bölgedeki Türk’ü, Kürd’ü, Arap, Fars ve diğer unsurları kapsayan üstyapılardan bahsedebiliriz. Parçalanmak ve bölünmek yerine, birleşmek. Ama “anti emperyalist” zeminde!” dedi. Çok katıldığım bu görüşlerini ifade ettikten sonra sözü programımızın asli mensubu olan İbrahim Horuz’a verdik.
Ve İbrahim Horuz; “İngiltere, ABD karşısında yükselişe geçiyor. Arab Baharları, ABD’ye değil, ingiltere’ye yarıyor. Bu açıdan, bölgede “hattı müdafa değil, sathı müdafadan bahsedilebilir.Bugün satıh, bütün kadim doğudur. Bütün bir doğunun savunması görevimiz vardır. Antiemperyalist zeminde, bölgenin kamucu gelenekleri-ki kapitalizm esas buna saldırmaktadır- ile kapsayıcı bir üstyapı ekseni oluşturulabilir” dedi.
Kısacası çok özel bir program oldu. Kaçıranlar adına üzüldüm. Tabii ki söylenenler bunlarla sınırlı değil. 4-5 saatlik programın kısa kesitleri bunlar. Umarım bu tür programları yineleyeceğiz...
Yorum Gönder