Geldiğimiz noktaya bakar mısınız? On binlerce insanın canını alan PKK
terör örgütünün elebaşısı Abdullah Öcalan, şimdi koskoca Türkiye
Cumhuriyeti'nin muhatabı yapılıyor. Patronlar medyasının
televizyonlarında; Öcalan'ı aklayan programlar yaptırılıyor. Geçen gece
Haber Türk'te Milliyet Gazetesi'nin yazarı Kadri Gürsel; 'Elimizde
Öcalan gibi bir hazine var, kıymetini bilelim.' anlamında
konuşturuluyordu.
Demekki PKK ve Öcalan'ı meşru hale getirmek;
örgütün isteklerini kabul etmek; gereğini yapmak için geniş bir gizli
kampanya başlatılmış.
Olabilecek bellidir: Kürdistan projesi daha da kuvvetlenecek; Öcalan hapisten çıkartılıp yabancı bir ülkeye gönderilecek.
ERGENEKON İŞİ...
Bu
süreç; Ergenekon operasyonu ile başlatıldı. Öcalan'ın çıkartılabilmesi
için kamuoyunun yatıştırılması gerekiyordu. Bunun için; yurtseverlerin
içeri atılması; bu kesimin mahkum edilmesi lazımdı. Sonra herkese bir
genel af çıkartılması planlanmıştı. Ergenekoncular çıkartılırken elbette
ki PKK'lılar da çıkartılacaktı.
Toplumu ikna etmek adına karşı
cepheden daha fazla insanı hapse atmak lazımdı. O yüzden Ergenekon'a
Balyoz eklendi, İnternet üzerinden Andıç eklendi, hatta Oda TV eklendi;
28 Şubat işi eklendi. Bu havayı devam ettirmek için dün, eski
Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı gözaltına alındı.
Elbette
bu tutuklamalar yapılırken; AKP iktidarına muhalif olanlar, gerçek
Atatürkçüler; yurtseverler seçilerek iktidarın rahat çalışmasının önü de
açıldı.
Yine Amerika'ya muhalif olanlar da bu torbaya tıkıldı.
BAŞKAN OLACAK YA
Bu
operasyonlarda Başbakan Erdoğan'ın siyasal hedefleri de dikkate alındı.
Normal bir cumhurbaşkanlığı ile yetinmeyen Sayın Erdoğan; yetkilerini
padişah yetkisinden bile yukarı taşımak istiyor. Bu yüzden de Kürt
seçmenin oylarına ihtiyacı vardır. Bunun yolu da Abdullah Öcalan'la
anlaşmaktan geçmektedir. Daha 27 Temmuz 2011'de, Azerbaycan'dan dönerken
uçaktaki gazetecilere Sayın Başbakan şöyle demişti: 'Bazı şeyler
Öcalan’ı da aşmış vaziyette. Herşey onun da kontrolünde değil. Çatlak
iddiaları, söylemi boş değil.'
O sıralarda PKK'nın karakolları
basmasını da Yandaş Basın; 'Bunu PKK yapmış olamaz; Ergenekon'un işi.'
diye olayları çarpıtmıyor muydu?
GÖRÜŞMELER
Bir
zamanlar; 'Bizim PKK ile görüştüğümüzü söyleyenler alçaktır,
şerefsizdir.' diye muhalefete hakaretler yağdıran Sayın Erdoğan, aradan
kısa bir zaman geçtikten sonra maalesef bu görüşmeleri yaptıklarını
itiraf etti. Meğer muhalefete saldırdıkları sırada Oslo'da, PKK'lılar
ile toplantı halinde imişler.
Şimdi diyor ki: 'İmralı ile (Öcalan'la) görüşme yapmayız; görüşme yaptırırız!'
Acaba Sayın Başbakan bizim milleti aptal mı sanıyor?
Ne demek 'Görüşme yapmayız, görüşme yaptırırız?'
Sizin emrinizle; olurunuzla yapılmıyor mu bu iş?
Bu tamamen böyle iken milleti kandırabilmek amacıyla sözü eveleyip gevelemenin bir alemi var mı?
Maalesef; Türkiye; PKK karşısında kaybetmiş gibi gözüküyor.
Bunun
baş sorumlusu da PKK'yı eli kolu bağlı biçimde devralan ama on yıl
içinde onu özgürleştirip bir canavara çeviren AKP iktidarıdır.
Bu tehlikeli gidişi bir gün gelip AKP'ye oy veren milyonlarca namuslu, yurtsever vatandaş görmeyecek mi?
Acaba AKP yönetimi bu seçmeni daha ne zamana kadar, 'imam hatip, Kuran kursu, din-iman' diyerek kandırabilecek?

Yorum Gönder