Bir süredir “ısrarla” ahlaki kapitalizm zemininden bahseden ve bu zeminde sürekli olarak izahlarda bulunan yazar Mustafa Akyol’un “Zaman Gazetesi’ne” verdiği son röportajı bir arkadaşımın ikazı üzerine gündemime girdi. Röportajda, “İslam’ın kapitalizme çok daha yakın olduğunu, çok daha bütünleşik olduğunu ifade eden Mustafa Akyol’un; ahlaki bir tür kapitalizm önerisini değerlendirdim.”
Lakin, Akyol’un “ahlaki kapitalizm” tezi ile ilgili bir problemim yok. Bir insan “liberal olabilir.” Bu bir tercihtir. Demokratik rejimlerde, fikri hürriyet teminat altına alınmalıdır. Benim temel sıkıntım, “İslam’ın kapitalizm ile uyumlu olduğu” noktasında ki çıkıştır. Bu “gerçekdışı çıkış” son derece tutarsız bir anlatı eşliğinde, fikri zeminde izah ediliyor. Lakin sorun şudur. Bu noktaya atıf yapan hiçbir ayet getirilmiyor. Çünkü yok.
İslam “kapitalizme yakındır” deyip kenara çekilerek, ele geçirilmiş olan yaygın medya araçları üzerinden yapılan bu spekülasyonu, hangi veriler ile desteklediklerini anlamış değilim.
Bu bağlamda, Mustafa Akyol’u, Ezber Bozanlar programına davet edeceğim. Tek kale maç yapmak yerine, benim de bulunduğum bir ortamda bu tezleri savunmasını, sözünün asla kesilmemesini, hiçbir şekilde “meramını anlatabilitesinin” sınırlanmamasını sağlamak sureti ile, Kur’an ve onlarca hadis kitabını masaya koyup, bana “kapitalizme işaret eden” bir tek cümle göstermesini talep edeceğim.
Ulusal Kanal’da kimsenin sesi kesilmez
Eğer “cesaret gösterir” katılırsa, söz verdiğim gibi; asla adaletsiz davranılmayan bir programda olacağını temin ederim. Çünkü bizim programımız ve Ulusal Kanal, diğer kanallara benzemez. Kimsenin sözü kesilmez.
Eğer bu kabul görmez ise; kendi istediği bir mecrada da bunu yapabiliriz. Netice itibari ile söylenen sözün vehameti karşısında, halkın gerçekleri öğrenmesi gerekmektedir. Evet! Bana 1 tek ayet gösterirse, kapitalizmi öneren bir tek ayet gösterirse, kendisini canlı yayında tebrik edeceğim.
Aksine ben, bizzat; “emperyalizme ve kapitalizme karşı fiili savaşı farz kılan” yüzlerce ayet ve hadis okuyacağım. Onlarca “Tarih’ul İslam” metnini, orijinal ya da Türkçe(nasıl isterse) önüne koyacağım. Sunni ya da Şii kaynağı olmak üzere, hangisini tercih ederse, o kaynaktan; “kapitalist emperyalizme karşı savaşı FARZ kılan ifadeleri önüne sereceğim.”
Paramiliter Gülen’ciliğin basın-yayın organlarından “tek başına” ve hiçbir karşıt fikirle münazara etmeksizin dikta edilen bu görüşleri, kamusal alanda; karşıt bir görüşle münazara ederek tartıya koymak; entelektüel aydının çekinmeyeceği, aksine onur duyacağı bir iş olmalıdır. Savaşa değil, tartışmaya, konuşmaya çağırdığım bu arkadaşı, fikri-ideolojik zeminde tartışma yapma adına davet ediyorum.
Netice itibari ile, ambargonun rutine dönüştüğü ülkemizde, hemfikirlerin işgal ettiği yaygın medya araçlarının bu denli taraflı kullanımı; analitik ve entelektüel kültürün ciddi manada gerilemesine neden olmuştur. Bundan ötürüdür ki, bir nefeslik TEZ’ler, muteber hale gelmiş, bir nefesle yıkılacak kaleler, neredeyse “en güvenilir sığınak” sanılır olmuştur.
Bu açıdan, ben Eren Erdem olarak, yaygın medya araçlarında “İslam ile emperyalist kapitalizmi” kardeş kılmaya çalışan bu teologları, “halkın gerçekleri görmesi adına” münazaraya çağırıyorum. Dilerseniz hepiniz bir araya gelin. Ben yalnız geleceğim...
İnsanlar hakkı görsün. Gerçeklere şahid olsun...
Tabi, cesaret işidir bu...
Bakalım. Göreceğiz
Yorum Gönder