Kılıçdaroğlu ‘Kredi’yi Erken mi Verdi? - Utku Çakırözer

Ancak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, önceki gün yapılan parti meclisinin açış konuşmasında bu ortak pozisyondan ileri bir adım atarak “hükümete kredi verdiklerini” açıkladı.

Kılıçdaroğlu ‘Kredi’yi Erken mi Verdi? - Utku Çakırözer
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın İmralı ile görüşmelerin yeniden başladığını açıklaması ve ardından önce MİT Müsteşarı sonra da BDP heyetinin Abdullah Öcalan ile görüşmeleri, CHP yönetimi tarafından ilk kez masaya yatırıldığında üzerinde mutabık kalınan tavır Biz bir görüş belirtmeden önce AKPnin ne yapacağını izleyelim. Sürecin meşruiyeti için ana muhalefete gelmek zorundalarşeklindeydi. Ancak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, önceki gün yapılan parti meclisinin açış konuşmasında bu ortak pozisyondan ileri bir adım atarak hükümete kredi verdiklerini açıkladı. CHP’nin Kürt sorunu konusunda geçmişte izlediği politikalar hatırlanacak olursa tarihi öneme sahip bir çıkıştı bu.
Ancak dün Başbakan’ın Krediye sen muhtaçsın, Himmete muhtaç bir dede ve yenilen pehlivan gibi benzetmelerini dinleyen pek çok CHP’li, “Biz bu krediyi vermekte acele mi ettik?diye düşünmeden edememiştir herhalde...
Desteğin değerini anlamamış
CHP lideri, Başbakan’ın bu sözlerine salı günü yapılacak CHP grup toplantısında yanıt vermeye hazırlanıyor. Yakın çalışma arkadaşlarının satır aralarından, verilecek yanıtın işaretlerini okumaya çalıştık. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, partinin ‘yeniyaklaşımının simge isimlerinden. Onun bakışı şöyle:
Üzücü olan şu ki, CHPnin bu önemli duruşunun değerini Başbakan hiç anlamamış. Bu konuyu günlük siyasetin dışında tutmamız, birbirimize karşı en az saldırgan olmamız gereken bir süreçte, verdiğimiz desteğe rağmen hâlâ bizimle polemik peşinde.
Uzlaşı kültüründen uzak
Genel başkan yardımcılarından Perihan Sarı’nın şu tespiti de Tanrıkulu’nun bakışını tamamlıyor aslında:
Başından beri Başbakanla ilgili Türkiyenin temel sorunu, demokrat olmaması ve demokrasinin temeli olan uzlaşma kültürü’nden uzak olması. Dünkü açıklamaları da uzlaşma dilinden ne kadar uzak olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Partide teşkilatlardan sorumlu isim olan Adnan Keskin ise Erdoğan’ın bu tavrının arkasında yatan planı şöyle yorumluyor:
Toplumsal mutabakatı, Meclisi elinin tersiyle iterek Ben kendim çözerim’ diyor ve siyasi primini de kendi hanesine yazmak istiyor. Sorumlu devlet adamı yaklaşımı yok. Siyasi oporünizm kokuyor. Habur ve Osloda da aynı tavır vardı. Bir yandan müzakere yapıldığını söyleyenleri şerefsiz diye suçlarken diğer yanda onun primini toplayarak seçim kazanma hesapları yapıyordu. Galiba yine aynı yola girecek.
Onun minderinde güreşmeyiz
Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın “AKP ile CHPnin masaya oturması” teklifine de karşılık verecek. Aslında Erdoğan’ın bu sözleri de kendi içinde çelişkili. Bir yandan “Müzakereleri biz değil devlet yapıyor” derken öte yandan CHP’ye “çözüm için ortaklık” daveti yapıyor. CHP lideri daha önce “sorunun iki partiyle değil, en geniş toplumsal mutabakatla çözülebileceği” yanıtını vererek Meclis’i işaret etmişti. Bu tavırda değişiklik beklemeyen Keskin’e göre: “CHP Erdoğan ile onun minderinde güreşmeyecek!
***
CHP kulislerindeki son durum bu. Erdoğan’a yönelik eleştiriler beraberinde ona verilen “kredi”nin zamanlamasına yönelik soru işaretleri de getirebilir önümüzdeki günlerde.
Ancak Başbakan’ın siyasi konjonktüre göre bir gün söylediğinin öbür gün tersini savunduğu durumlara hepimiz oldukça alıştık. Dokunulmazlık ve idam tartışmaları hafızalarda taptaze.
O yüzden, Kılıçdaroğlu ve kurmaylarının, BDP ve örgütün Kandil kanatlarından gelecek açıklamalardan sonra çok da uzak olmayan bir gelecekte Erdoğan’dan gelecek sürpriz bir hamleye şimdiden hazırlıklı olmasında fayda var.
Kocabıyık ve Cumhuriyet
Borusan Holding’in kurucu ve onursal başkanı Asım Kocabıyık’ı kaybettiğimiz günlerde, yazarımız Evin İlyasoğlu tarafından kaleme alınan Gürer Aykal: Bir Cumhuriyet Çocuğunun Orkestra Şefi Olarak Portresiisimli kitabı okuyordum. Kitapta Kocabıyık ile Borusan Filarmoni Orkestrası’nı kurması için özel olarak davet ettiği Aykal arasında gazetemize ilişkin yaşanan anekdot dikkatimi çekti. Aradığımda bilgiyi teyit eden bir başka Cumhuriyet dostu Gürer Aykal olayı şöyle anlattı:
Bir gün orkestranın kuruluşunda büyük emekleri geçen Borusan Kültür Sanat Genel Müdürü Sami Caner telefonla aradı, ‘Asım Bey’den bir yazı geldi’ dedi. Ofise gittim. Yazıyı elime verdi. Özetle şöyle diyordu Asım Bey: Cumhuriyet gazetesinin bugünlerde verdiği eklerde Cumhuriyetimizin nasıl kurulduğu anlatılmaktadır. Siz yaşınız gereği bunu bilmeyebilir veya unutmuş olabilirsiniz. Ancak bu ekleri okuyunuz ve maiyetinizdekilere, orkestra üyelerine de okutunuz.’ Bu yazı sadece bana değil, tüm orkestra üyelerine çalışmalarımızda büyük bir güç verdi, moral kaynağı oldu.
Kocabıyık’a ilişkin Aykal’ın unutamadığı bir başka anısı da şöyle:
Asım Beyin hem sanayimize hem de sanata katkılarında Atatürkçülüğünün rolü çok büyüktür. Erzurumda turneye gittiğimizde oradaki üniversite rektörüne Ne mutlu ki ben hayatımı Atatürk ilkeleriye, inkılaplarıyla iç içe geçirebildim. Elimizde Atatürk’ün ilkeleri gibi büyük bir hazine varken başka yerlerde ikbal aramamıza hiç gerek yoktur demişti.”
Atatürk âşığı ve Cumhuriyet dostu Kocabıyık’ın ailesi ve sevenlerine başsağlığı dileriz.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget