Gülen tamam, Erdoğan da amenna.
Ama
Ali de kim?
Kim olacak Ali Ben
Bongo..
Başbakanımızı Afrika’nın öteki ucu Gabon’da ağırlayan ev
sahibi cumhurbaşkanı..
Soyadı, Berlusconi’nin sefahat
âlemlerindeki dansları akla getiriyor.
Ama alakası yok.
O elhamdülillah
tam bir Müslüman ve örnek alınacak birisi.
Erdoğan, ortalık kar kıyamet iken
elbette Afrika’ya ısınmak için gitmedi.
Yeni anayasamıza
“başkanlık” modeli arıyor.
Gabon anayasası ise
Tayyip Bey’in ağzını sulandıracak hükümler
içeriyor.
Bizim Dışışleri belgelerinden öğrendiğimize göre Gabon anayasası,
Tayyip Bey için biçilmiş kaftan.
1991’de kabul edilmiş.
Cumhurbaşkanı 7
yıllığına seçiliyor.
Ama 2003’te bu süre “sınırsız
süre”ye çevrilmiş.
Yetkileri de bu “sınırsızlığa”
uydurulmuş:l Başbakanı doğrudan tayin
ediyor.l Yüksek yargı üyelerinin tümünü bizzat
görevlendiriyor.l Gerekli görürse parlamentoyu
toptan feshediyor.l Kanun hükmünde kararname, her
türlü icra yetkisini kullanabiliyor.
l Başkomutanlık yetkisini sınırsız kullanıyor.
Gabon
bizim Kadıköy ilçemizden de küçük bir cumhuriyet. (Nüfusu 1.5 milyon.)
Ama
TC-Gabon muhabbeti TC-AB ilişkilerini kıskandıracak bir sıcaklıkta.
Geçen
temmuzda bizim Cumhurbaşkanı oraya gitti.
Onlarınki Ankara’ya
geldi.
Arkasında para, pul, ticaret mi var?
Hayır.
Toplam ticaret hacmi
geçen haftaki Milli Piyango ikramiyesinin toplamının yarısı bile değil.
(41
milyon $)
Peki, neden bu ilgi?
Gabon’un “kırmızı kuyruklu”
çok ünlü papağanları olamaz.
Erdoğan’da, rahmetli Özal
gibi öyle “çoçuksu meraklar” yok.
Bir Afrika
gezisinde, gezideki gazetecilere (Derya Sazak, Cengiz Çandar, Fehmi
Koru ve bendenize) ısrarla birer “Gabon papağanı”
aldırmıştı.
Erdoğan ise sanırım şimdi kendisini izleyen
gazetecilerin, o ülkenin anayasasından ibret ve ders almasını
istiyor-bekliyor.
Bendeniz de naçizane internetten canlı izlediğim bu
gezisinden aldığım “Gabon anayasası ve başkanlık dersini” bu
yüzden sizinle paylaşıyorum.
Tekrar edelim:“Gabon’da
cumhurbaşkanı sınırsız süreli ve sınırsız yetkilidir.”
Tayyip
Bey’in niyetini okuyanlar...“Dünyada böylesi yok”
diyenler utansın!
Balyoz... Gerekçe mi Reçete mi?
“Kalp ameliyatı yüzünden darbe
gerçekleşmedi!”
“Balyoz gerekçesi” belli
oldu.
Bu gerekçe herkes için dersler taşıyor.“Darbe olmaz!”
diye bir şey yok.
Özellikle darbeciler için de dersler
var:l Darbe liderinin peşine takılacaklar ondan
“sağlık raporu”
istemelidirler.l “Eşbaşkanlık”
sistemini benimsemelidirler.l BDP gibi
PKK gibi “çift başkan”
seçmelidirler.l Hiç değilse uçakları
veya şehirler arası otobüsleri örnek
almalıdırlar.l Çift şoför, çift pilot demek, biri
kalp krizi geçirirse ötekinin kumandayı ele alması
demek.l “Fatih Camii”ni
bombalamayı düşünebilen darbeciler bir otobüs firması kadar
“tedbirli” olmamanın cezasını çekiyorlar.
Dünkü
“Balyoz kararı gerekçesi” tarihin tekerrür
belgesi.
Yassıada’da hazır kararın altına imza atanlar da böyle
demişti:“Sizi buraya gönderen kuvvet böyle
istiyor!”
Balyoz’a gerekçe yazanlar da keşke bu kadar cüretkâr
olabilselerdi.
Sınırsız Güç, Güç Değildir
Günseli Önal, Cumhuriyet’in bir dönem Başbakanlık
muhabiri.
Siyasetin halinden, medyanın ahvalinden yoruldu.
Genç yaşta
kendisini emekli edip roman yazmaya soyundu.
Romanın iyisi belki de
“soyunmalı” olur.
Ama o daha çok “ruhsal
soyunmaya” ağırlık verdi.
İlk romanın yazımı, basımı, tanıtımı da
ilk çocuk gibi...
Hem heyecanlı ve hem meşakkatli.
Daha tam
okumadan...“Ama bu müstehcen!”...
“Daha
yenisin...”
“Biraz ünlen de gel!” diyenler
çıktı.
Ama ilgilenenler de...
Kanal 7, “Esra Ceyhan’la A’dan
Z’ye” programına çağrıldı.
Kitabı yanında getirmesi istenmişti.
Kitabı anlattı. Soruları yanıtladı.
Ama kitap, “kapak resmi”
yüzünden ekrana yansıtılmadı!
Kapak sıkıntısı raflara ve vitrinlere
de yansıdı.
Yayıncı (Asur Y.) M. Ali Kaşıkçı’ya söylenen
hep aynıydı:“Kapak erotik. Raflara
koyamayız!”
İçeriğine kimse bir şey diyemiyordu.
Ama yine de
kitapçılar çekiniyor.Yunus Emre’nin bile sansür edildiği
siyasi ortamın bunda payı ne kadar?
Kitabının adı:“Sınırsız
Tutku - Seks ve Güç”
Tutku sınırsız olunca...
Elbette işin içine
seks kadar siyaset de giriyor.
Yorum Gönder