2013'teyiz.
İnsanoğlu için daha iyi günler dilemekteyim.
Sadece
insanoğlu için değil, böcekler, kuşlar, diğer hayvanlar için...
Irmaklar,
dereler, gözeler için...
Denizler için...
Ağaçlar için; otlar için,
çiçekler için...
Tarlalar, çayırlar, ormanlar için...
Gökyüzü için, temiz
bulutlar için...
İçinde zehir bulunmayan yağmurlar için...
Hormonsuz
sebzeler ve meyveler için...
Kirletilmemiş bir dünya
için...
***
Zalimlere biraz insanlık vermesini Tanrı'dan...
Zenginlere
biraz cömertlik bağışlamasını...
Kadınlara kızlara karşı saygı ve
hoşgörü...
Diri diri toprağa gömülen genç kızlar olmamasını...
Yeğenin
ırzına geçip amcanın öldürdüğü kızlar olmamasını...
Bunların üstünün
örtülmemesini...
PKK'lıların biraz da yakınlarındaki bu genç kız katilleri
ile cenk etmelerini...
2013'ten bunları bekliyorum.
KARADENİZ'DEN
LATİFELER
Adamın birisi yılbaşı için 2 piyango bileti almış. Arkadaşı olan
Laz çıkışmış:
-Paranın yarısını boşa harcadın.
-O da ne demek?
-Ne
demesi var mı? Büyük ikramiye 1 tane, sen tuttun 2 bilet aldın.
***
Devlet
Tiyatroları sanatçıları; 'Cengiz Hanı'n Bisikleti' isimli oyunu oynamak için
Trabzon'a gelmişler. Haber şehirde duyulmuş. Bu oyunculardan üçü taksiye binmiş.
Şoför, tahmin edip sormuş:
-Sanatçı mısınız?
-Evet. Devlet Tiyatroları
burada sahne açıyor da onun için geldik.
-Neyle geldiniz?
Cengiz Han'ın
Bisikleti'yle...
Laz şoför dönmüş ve sanatçının yüzüne bakarak konuşmuş:
-Akıllı olun, akıllı!
***
Temel yoksul mu yoksul. Ama her sene bir
çocuğu oluyor.
İlçenin doktoru karısını muayeneye getiren Temel'e
çıkışmış:
-Oğlum sen garip bir adamsın. Bakıp doyuramayacağın çocuk yapma.
Karınla yatacağın zaman bunu düşün.
Temel hemen cevap vermiş:
-Doktor bey,
karıma yaklaşağım zaman bana öyle geliyor ki bütün Karadeniz'i bile
doyurabilirim...
***
Temel bir evin kiremitlerini aktarırken ayağı
kaymış; çatıdan güm diye aşağı düşmüş. Ama kendisini topralayıp ayağa kalkmış,
üstünü başını silkmiş.
Olayı görüp koşuşturanlardan birisi sormuş:
-Ula
Temel ne oldu?
-Ne bileyim ben? Ben de yeni geldim.
***
Bir turist
kafilesi Fadime'nin köyüne uğramış. İçlerinden birisi sormuş:
-Bu köyde hiç
büyük adam doğuran bir kadın var mı?
Fadime cevabı yapıştırmış:
-Biz
burada büyük adam değil hep bebek doğururuz.
***
Doktor; Temel'i
azarlamış:
-Bırak şu sigarayı. Bu meret insanı yavaş yavaş öldürür.
Temel
rahat:
-Neden bırakayım doktor benim de ölmek için acele ettiğim yok
zaten.
***
Bir Laz, bir Amerikalı ve bir de güzel bir Fransız kadın,
batan gemiden kurtulup ıssız bir adaya çıkmışlar. Laz; kadını gözüne kestirmiş
ama Amerikalı ne olacak?
İki erkek; sırayla yandaki yüksek ağaca çıkıp denizi
gözleme kararı vermişler. Böylece gelip geçecek bir gemiyi görmek istiyorlarmış.
İlk nöbeti bizimkisi almış. Biraz sonra ağacın tepesinden aşağıdaki
Amerikalıya bağırmış:
-İnsene ulan kadının üstünden...
Amerikalı
şaşırmış:
-Ne diyorsun be adam? Kadın orada ben buradayım.
-Yalan söyleme!
Utan, utan! İn kadının üstünden.
Amerikalı kalkmış; Laz'a bağırmış:
-İn
ağaçtan, bari ben nöbet tutayım.
Laz inmiş, Amerikalı ağaca çıkmış. Bizimkisi
hemen kadına yapışıp yere yıkmış; üstüne atlamış.
Amerikalı; yukarıdan
bunlara bakmış; gözlerine inanamamış. Kendi kendisine konuşmuş:
-Herhalde
buradan öyle görünüyor.
Yorum Gönder