Her fırsatta “Makine ve Kimya Endüstri Kurumu’na (MKEK) kıymayın” demeyi sürdüreceğiz. Atatürk’ün kurduğu fabrikada
mermi üretiliyor, Emniyet Genel Müdürlüğü “sudan bahanelerle” mermiyi İtalya’dan
alıyor. Silah üretiyor ama bu kez MKEK’nın elinden alınıp bu üretimi özel
sektöre verme çabaları var.
MKEK’nun Ankara’da fişek fabrikası Türk
Silahlı Kuvvetleri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün silah mermisi üretimini
gerçekleştiriyor. Emniyet Genel Müdürlüğü’nde, MKEK’nu devre dışı bırakıp
yabancı ülkelerden mermi alma hevesi başladı. Üst düzey bazı yetkililere yanlış
bilgiler aktarılarak bunu da sonunda başardılar.
Emniyet’e mermi geç mi
verildi?
MKEK’nun Fişek Fabrikası, asker ve polisin mermi ihtiyacını eksiksiz
karşılıyor. Dahası bir çok ülkeye ihracatta yapıyor. Ancak, Emniyet’in MKEK’dan
vazgeçmesi ve dış alım yapması için Emniyet üzerinde yoğun baskılar olduğunu
biliyoruz. Polise nasıl yerli üretim silah alınması için çaba gösteriyorsak,
mermi ihtiyacımızın da kendi fabrikamızdan alınmasını isteriz.
MKE’den
2010 yılında 15 milyon adet fişek için 12 milyon 900 bin lira, 2011 yılında 27
milyon adet fişek için toplam 23 milyon 355 bin lira ödendi. Yeni mermi alım
döneminde Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar’a şu bilgi verildi:
“2011
yılı içerisinde alımı gerçekleştirilen 10 milyon adet fişeğin 6 milyon adetlik
birinci partisi bize 15 gün geç teslim edildi. Aynı yılın ikinci partisinin
alımında ise 5 milyon adet fişek, MKE kurumunca Çek Cumhuriyeti’nden ithal
edildi. Yani, bize Çek Cumhuriyeti’nden alınan mermiler satıldı.”
Ancak
olay, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar’a anlatıldığı gibi değil.. MKEK,
Emniyeti hiç fişeksiz bırakmadı. Hele, Çek Cumhuriyeti’nden ithal edilen
mermilerin Emniyet’e verilmesi diye de bir olay yok. Konuştuğum yetkili,
“Emniyet’in mermi talebi 10 milyondan 27 milyon adede yükselince, iç piyasanın
mermi ihtiyacını karşılamak için Çek Cumhuriyeti’nden mermi ithal ettik.
Emniyetin ihtiyacı, tamamen fabrikamız üretiminden karşılandı. Asla ithal mermi
vermedik. Gerçekler söylenmiyor. Bunu belgelerle de ispatlayabiliriz. ”
dedi.
MKE dururken mermi alımı İtalya’dan
İhale 2 milyon740 bin Euro
( 6.427.218 TL) teklif veren İtalya Firmasının Türkiye Temsilci şirket
tarafından alındı. Fişekler 11 milyon 500 bin lira düşük fiyatla sağlanmış oldu.
Emniyet yetkilileri şimdi bununla övünüyor.
Evet, düşük fiyatla alındı
ama önemli olan o firmanın Türkiye’ye girebilmesiydi. Türkiye’de üretilen
mermiyi ucuza verebilir. Türkiye’de üretilmeyen fişeklerin ithali durumunda bu
farkı bir yolla kapatırlar. Ayrıca bu fişeklerin, ucuz iş gücü olan ülkelerde
üretilmediğini Emniyet’e kim garanti ediyor? Unutmayalım, MKEK’nin düşük karları
da yine kaliteyi artırmak için yatırıma dönüştürülüyordu.
Gelelim ünlü
“Milli Piyade Tüfeği”ne
Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından, henüz adı
konulmayan ancak şimdilerde “Milli Piyade Tüfeği” olarak adlandırılan tüfek
projesini de unutmuyoruz. MKEK Kırıkkale Silah Fabrikasının çalışanlarının
geliştirdiği silahın üretiminin özel sektöre verilmesi an meselesi.
Kumar masasında Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın silah projesiyle ilgili
iki yetkilisi, silah projesini yürüten özel sektör yöneticisiyle birlikteydi.
İsim vermeden bu şirket yönetiminde eski Savunma Sanayi Müsteşarı ve eski AKP
Milletvekilinin bulunduğunu belirttik. “İsim yazmamışsınız ama sözü edilen kişi
benim” dedi. Arayan, Vahit Erdem’di. Erdem telefonda, kimar masasındaki
fotoğrafı asla etik bulmadığını belirtti. Şirketin Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi
olduğunu kaydeden Vahit Erdem, kendisine yönelik suçlama olmamasına rağmen yine
de açıklama ihtiyacı duydu. İşte söyledikleri:
“Kale Kalıp ile MKEK'nun
işbirliği ile geliştirilmesi planlanan Milli Piyade Tüfeği projesi, benim Kale
Grubun'da görev almamdan yaklaşık üç yıl önce kararlaştırılmış başlamıştır.
Projenin başlamasında hiçbir rolüm ve bilgim olmamıştır. Benim yönlendirmem söz
konusu olamaz öyle bir görevimde yoktur. Eğer proje ile ilgili görevim olsa idi,
ülkenin menfaati ve projenin başarısı neyi gerektiriyorsa ancak onu
yapardım.”
Erdem, Savunma Sanayi Müsteşarlığı’ndan 20 yıl önce
ayrıldığını kaydediyor, “MKEK benim de ilimdedir. Bu Kurumda çok sayıda yakınım
çalışmakta veya emekli olmuştur. Hal böyle iken benim MKEK'nun zararına bir
fiilde bulunmam söz konusu olamaz” diyor.
Yokluk, kıtlık döneminde
Atatürk döneminde kurulan fabrikalarımıza sahip çıkmak hepimizin görevi olduğu
için Silah Fabsrikasını, mermi fabrikasını yazıyorum. Emniyet yetkililerinin kaç
kez İtalya’ya davet edildiği ve bunların daha devamı olup olmadığı da ayrı bir
merak konusudur.
İşte bunları söyledikten sonra da iyilik, esenlik
dileklerimle yeni yılınızı kutluyorum.
Yorum Gönder