Kar alarmı yüzünden gazete baskıya erken gidecek. Bu vesileyi, bu
köşede önemli bir duyuruya yer vermek için kullanmak istiyorum.
Önümüzdeki (12 Ocak) Cumartesi günü akademisyenler
Ankara’ da bir yürüyüş düzenliyorlar.
ODTÜ’de yakılan ateşin meşalesini taşımak
için harekete geçen akademik çevrelerin geniş katılımlı olmasını bekledikleri
yürüyüşe öğrenciler ve basın mensupları da davetli...
“ODTÜ’yü kınayan bir metne emirle imza atan rektörler
akademi adına yüzümüzü kızartırken, ODTÜ ile birlikte ayağa kalkan tüm
akademisyen ve öğrenciler, geleceğe ve ülkeye olan inancımızı
tazelediler” satırlarının yer aldığı bir bildiri ile yapılacak
yürüyüşü duyuran ve Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi önünden başlayacak eyleme
katılacak kurumlar şunlar:
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği, Akdeniz
Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği, Başka Hacettepe Yok İnisiyatifi,
Isparta Öğretim Üyeleri Derneği, Mülkiyeliler Birliği Derneği, ODTÜ Mezunları
Derneği, ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği, Trakya Üniversite Öğretim Elemanları
Derneği, Üniversite Konseyleri Derneği ve Van Üniversite Öğretim Elemanları
Derneği... Gösteriye katılacağı belirtilen diğer kuruluşlar arasında ayrıca Türk
Tabipleri Birliği, Tüm Hemşireler Birliği ve İnönü Üniversitesi Öğretim
Elemanları Derneği de bulunuyor.
YÖK taslağına karşı
AKP hükümetinin baskılarına ve yeni YÖK tasarısına karşı bir araya
gelmeye hazırlanan akademisyenlerin bildiri metninin tamamı
şöyle:
Üniversitelerde piyasacılığa, baskıya, gericiliğe hayır!
Son bir yıl boyunca öğretim üyelerine, üniversite emekçilerine ve
öğrencilere uygulanan baskı ve yıldırma politikaları üniversitelerde gericilikle
birlikte çığ gibi büyüdü. Yeni YÖK Yasa Taslağı ise gericiliğin örttüğü
özelleştirme, üniversiteleri doğrudan sermayeye bağlama, akademisyenlerin iş
güvencesi ve akademik özerkliğini yok etme planlarını dışa vurdu.
ODTÜ’de yaşananlar AKP’nin
YÖK de dahil olmak üzere onca gücü ele geçirmesine rağmen üniversitelerdeki
direnci kıramadığını gösterdi. ODTÜ’yü kınayan bir
metne emirle imza atan rektörler akademi adına yüzümüzü kızartırken, ODTÜ ile
birlikte ayağa kalkan tüm akademisyen ve öğrenciler geleceğe ve ülkeye olan
inancımızı tazelediler.
Biz aşağıda isimleri bulunan kurumlar bu koşullarda 12 Ocak 2013
tarihinde üniversitelerdeki baskı, yıldırma, YÖK Yasa Taslağı ve son dönemde
ODTÜ özelinde cereyan eden akademiyi kişiliksizleştirme çabalarına karşı merkezi
bir “akademisyen yürüyüşü ve basın açıklaması”
düzenliyoruz. Ankara’da Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin
önünden 12.00’de başlayacak yürüyüş Sakarya
Meydanı’nda basın açıklaması ve halka bildiri
dağıtılmasıyla son bulacaktır. Söz konusu etkinliğe emekten, toplumsal
ilerlemeden yana tüm kitle örgütleri davet edilmiştir.
Değerli basın mensuplarını, tüm akademisyenleri, üniversite
emekçilerini ve öğrencileri yürüyüş ve basın açıklamasına katılmaya çağırıyoruz.
Saygılarımızla…
‘Çanlar herkes için çalıyor’
Konuya ilişkin olarak Ege Öğretim Elemanları
Derneği’nden (EGÖDER) gelen bir açıklama da ilişikte
şöyle diyor:
“Üniversitelerin büyük bir saldırı karşısında olduğu ve aslında
herkes için çanların çalındığı bir dönemden geçiyoruz. Bu ülkenin yetiştirdiği
aydınlar olarak bu dönemde bize düşen ‘Ben tek başıma ne
yapabilirim ki?’ çaresizliğiyle ya da
‘aman bir şey olmasın’ endişesiyle harekete
geçmemek değil, tam tersi kendimizin, çocuklarımızın, öğrencilerimizin ve
ülkemizin geleceği için ayağa kalkmak ve birlikte hareket ederek bu saldırılara
karşı durmaktır. Bu, Cumhuriyetin akademisyenleri olarak hepimizin boynunun
borcu ve vatani görevidir…”
Ankara’ya transferleri ayarlamak için EGÖDER
şu notu da iliştirmiş:
“Yürüyüşe katılmak isteyen dostlarımızın 10 Ocak 2013 Perşembe
günü, 15.00’e kadar isimlerini ferhan.sagin@ege.edu.tr
adresine bildirmelerini rica ederiz.”
“Susma, sustukça sıra sana gelecek!” sloganının
sıradan bir slogan olmaktan çıkıp; ete kemiğe büründüğnü düşünen herkese
duyurulur.
Düzeltme: Son yazımda “profesör”
olarak bahsettiğim Ayşe Hür, profesör unvanı
taşımayan “tarihçi” bir araştırmacı
yazarmış... Bu yanlış algının oluşmasına yol açan neden Ayşe
Hür’ün bazı kaynaklarda profesör sıfatıyla
anılmasıdır. İnternette çeşitli haber ve köşe yazısında,
Hür’den “profesör”
olarak söz ediliyor. Her halükârda yazımın özünü değiştirmeyen bu
maddi hata için özür dilerim.
Yorum Gönder