Batılıların pek sevdiği Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız 4 Aralık günü bize söylendiğine göre, petrol ve gaz konferansına
katılmak, ABD medyasına göre ise bir takım enerji anlaşmaları yapmak
üzere Barzani’nin “başkenti” Erbil’e uçmaya yeltendi.
Beraberinde kocaman gazetecilerimiz de vardı. Ama o da ne, Bağdat
yönetiminin uçuş iznini iptal ettiğinin bildirilmesi üzerine kendilerini
Kayseri’de buldular.
Ankara Maliki’yle kavgalı olduğu halde pek alttan aldı. Normalde
“savaş çizmelerini” giymeleri, en azından Bağdat’a nota vermeleri
gerekirken, Bakan Yıldız Maliki’nin yardımcısı Hüseyin Şehristani’yi
Boğaz’da yemeğe davet etti, kendisinin de Bağdat’a çorba içmeye
gidebileceğini söyledi.
“Bu işte bir bit yeniği var” diye bas bas bağıran bir tablo!..
ABD kendi petrol baronlarının tamamını Barzani bölgesine çekmiş...
Türkiye de ABD’yi takip edip, TPAO’yu Irak’ın kuzeyine taşımış...
ABD şirketleri, Barzani ile her türlü anlaşmayı yapıyor, ama Türkiye’ye izin verilmiyor.
Mümkün mü, bu nasıl iş, bu nasıl “stratejik-model ortaklık”?!..
Üç ihtimal vardı;
Ya ABD Türkiye’ye, “Hoop, o kadar da uzun boylu değil, sana zırnık koklatmam” diyordu.
Ya, “Kardeşim sen Barzani ile petrol-gaz anlaşması imzalayıp, onu
Akdeniz’e indirirsen, bağımsızlığını ilân eder. Zaten edecek de daha
zamanı gelmedi. Ben ne zaman dersem, o zaman” hatırlatması yapıyordu.
Ya da danışıklı-dövüşle, Türkiye ABD’ye posta(!) koyup, Barzani ile
yıllardır hayali kurulan anlaşmaları imzalayacak, bunlar Türk
Milleti’ne, “ABD’ye rağmen... Milli politika...” diye yutturulup,
emperyalizmin tarihi “Kürdistan” projesi tereyağından kıl çeker gibi
halledilecekti.
Konu CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün de merakını celp etti, 25 Aralık’ta Bakan Taner Yıldız’a şu soruları yöneltti:
-Amerikan gazetesinde yer alan iddiada olduğu gibi, Kürt bölgesel
yönetimiyle bir petrol anlaşması yapmak için mi Erbil’e gitmeye
çalıştınız?
-Uçağınızın Irak’a indirilmemesinin ardından ABD ya da Iraklı herhangi bir makamla bu konuda görüşme yaptınız mı?
-Irak merkezi hükümetinin onayı olmadan Irak’ın kuzeyindeki bölgesel
yönetimle petrol anlaşması yapılmaması konusunda ABD tarafından herhangi
bir telkin ve tavsiyede bulunuldu mu?
-Hükümetinizin hemen her konuda Irak Başbakanı Nuri El Maliki’nin
hamleleri ve açıklamalarına tepki gösterdiği düşünülürse uçağınızın
Irak’ın hava sahasına sokulmamasıyla başlayan kriz üzerine, ABD’nin
bahsi geçen telkin ve tavsiyeleri nedeniyle mi tepki göstermediniz?
-Tüm bu gelişmelere rağmen, Irak merkezi hükümetinin onayı olmadan,
Kuzey Irak bölgesel yönetimiyle petrol ve doğalgaz anlaşmaları yapmaya
devam edecek misiniz?
-Cevaplar Bakan’dan Değil Büyükelçiden-
Washington Büyükelçimiz Namık Tan’ın dün Hürriyet Gazetesi’nde
yayınlanan röportajı adeta uçak macerasıyla ilgili tüm sorularımıza
cevap niteliğinde. Tan şunları anlattı:
“ABD ne diyor? ‘Efendim bunu yaparsanız, Irak’ın bölünmesine hizmet
edersiniz’ gibi bir ifadede bulunuyor. Peki onların oradaki 40’tan fazla
şirketi ne oluyor o zaman? Aklına hangi şirket gelirse hepsi orada ama
benim şirketlerim yapmayacak. Bu ikna edici bir söylem değil. Hakikaten
anlamsız. Diyorlar ki ‘Bizi ikna edemiyorsunuz’. Biz de diyoruz ki; ‘Siz
de bizi ikna edemiyorsunuz’. O zaman biz burada çatışacak değiliz.
Beraber konuşup bir ortak zemin bulacağız. Ama buraya sırt çevirip, bu
kaynakları şimdilik bir rafa kaldıracağımızı düşünüyorlar ise, bu konuda
bizi ikna edemezler...”
“AKP ile ABD’nin arası açılıyor” diye düşünenlerdenseniz, yanılıyorsunuz. Bakın Büyükelçi Namık Tan daha neler söylüyor:
“Suriye, Irak, İran, Kafkaslar, Afganistan, İsrail-Filistin, Kuzey
Afrika, Balkanlar, terörle mücadele, enerji işbirliği ve Rusya... Bütün
bu konularda iki ülkenin nihai hedefi aynı. Ama bir takım görüş
ayrılıkları olması da doğal. O nihai hedeflere giden yolda farklı
yöntemler izlenmesi. Bunların ilişkilerde bir huzursuzluğa yol açmaması,
ilişkilerin normal seyri içinde müzakerelerle giderilmesi gerekir.
Mümkünse her iki ülkenin de aynı yoldan giderek nihai hedefe varması
için. Nihai hedef aynı çünkü. Burada gösterilecek ustalık çok önemli.
Bazen önceliklerimizde farklılıklar olabiliyor.
”İşte bu; “Nihai hedef aynı” imiş, sadece “öncelik ve yöntem farklılığı” varmış.
Demek, öncelik ve yöntem farklılığını ufak bir uçak ayarıyla giderip, yine “ustalıklarını” konuşturdular.
Acaba bizim “usta” ne diyor bu hususta?!..
Silivri, Hasdal, Hadımköy ve Maltepe’ye kucak dolusu sevgiler...
Müyesser YILDIZ
8 Ocak 2013
Yorum Gönder