“ODTÜ; Faşizme yine geçit vermedi” diyerek başlamıştık I. bölüme…; II. Bölüme de öyle devam etmiştik. İşte BölümIII. Yine ODTÜ’de faşizme geçit yok diyoruz.
Bir destandır ODTÜ… Öğreneniyle, öğreteniyle!... Ciltlere sığmaz onun destanı;
Ana tema aynı!.. ODTÜ’de faşizme geçit yok!..
Ne I. bölüm İlk bölüm ne de III bölüm son bölümdür …
Yarım asır öncesindedir ilkler.. Ta 68’lerde… …
*
‘60.000 Vietnamlının ölümünden doğrudan sorumlu Vietnam kasabı, KOMER’in şahsında ABD emperyalizmine okunan meydanla başlar ilkler!..
Olay bir arabayı ateşe verme gibi basit bir olay değildi!.. ODTÜ’de faşizme geçit verilmeyeceğine dair içilen andın kararlılık işaretiydi-meş’alesiydi tutuşan alev…
Farkındaydı gençlik bu işe girişirken bedelin ağır ödeneceğini… Direndi yüreğiyle!.. Ödedi de karşı duruşların bedelini can pahası!..
Bu günlere o günlerden onur kaldı!..
ODTÜ Gençliği biliyordu Amerikan emperyalizminin Türkiye üzerindeki oyunlarını…
“ABD’nin kuruluşuna bizzat destek verdiği bir üniversitede meydana gelmiş olması” gücüne gitmişti ABD emperyalizminin… KOMER’in ağzından bir nankörlük suçlaması olarak dökülüyordu sözcükler.
Bu suçlama da ODTÜ gençliğinin gücüne gitmişti.
Başı boş bir uyuz köpek, boynuna takılan KOMER yaftası ile haftalarca dolaştırılmıştı Kampüs içinde. Nankörlük suçlamasına anlamlı ve alaylı bir cevaptı bu.
Üç paralık cadillac bir zahiri sebepti o gün!..
Bu gün; ODTÜ öğrencilerinin Göktürk-II’ye karşı oldukları iftirası kadar basit ve zahiri… Akıldan izandan ve vicdandan uzak, ancak saftirik yandaşların inanacağı kadar zahiri.
Bu gün ODTÜ öğrencilerinin karşı karşıya kaldığı durum, yarım asır öncesinin bir tekrarından ibaret… O günlerde alınamamış bir öcün süregelen intikamı…
3600 imza ile arabayı ben yaktım… kararlılığının onca ödenmiş can bedeli ile bile tatmin olmamışların yarım asırdır devam eden bir hıncının devamı…
Dün 3600 imza tam kararlı… Bu gün 3600 ek kuvvet, tam donanımlı!... Rastlantı mı!?..
Hesaplaşmanın özü bu!..Türkiye üzerinde planlanmış bir oyunun açık sahnesi bu!.. O günkü de bu günkü de…Sömürüye ve ihraç malı olarak niteledikleri Türk Ordusunun potansiyel neferlerine, Mustafa Kemal’in askerlerine işbirlikçiler eliyle… gözdağı… İftiralarla, bahanelerle… zahiri sebeple yıldırma amaçlı bir gözdağı!..
O gün de, bu günde, bir tek topları ve tankları eksikti gençliğin üstüne sürülenlerin. Entegre hazırlıklar önceden yapılmış, planlar önceden çizilmiş, “düzenli ordu” safları önceden hazır edilmiş…Daha da ötesi yalan ve iftiralarla dolu demeçler bile önceden hazırlanmış… Ve Oslo sürecinin getirilmek istendiği devamına da bir kamuflaj!.. Saptırılan gündemlerle, asıl olayı kamuoyundan kaçırma mühendisliği… Kurulan patriotları, savaş hazırlıklarını halkın gözünden kaçırma planlarının eşbaşkanlık makamı eliyle işleme konulma kamuflajı…
1500 korumayla bir yerlere gidildiği oluyordu da 3600 ek kuvvetle bir yerlere gelindiği olmamıştı hiç… 600’ün üzerinde gaz bombası atıldığı da olmamıştı hiçbir baskında!..
Demokrasiyi hala hazmedemiyenlerin, ODTÜ’ ni suçlu ilan etmeleri, unutulmayan kinin, doyumsuz siyasi ihtiraslarının bir sonucu ve bir kamuflaj değilse; ne!..
ODTÜ hiçbir zaman anarşist olmadı.. Anarşist muamelesi gördü!.. Daha demakratik ve hakça bir düzen kurulması için, “Tam bağımsız Türkiye” için mücadele verdi!.. Kurbanlar verdi, işkenceler gördü, sürüldü, ezildi.. İşte üç paralık bir Cadillak’ın bedeli…
“ İkisi asıldı. // İkisini jandarma öldürdü. Üçünü polis öldürdü. // 50 küsuru hapse tıkıldı.
O yüzden…“ODTÜ bizimdir” sloganları atıyor çocuklar…Bedeli ödendi çünkü.”(y.Özdil)
*** “En temel haklarımızdan birisi olan protesto hakkımızı kullanıyor, bunun bir aracı olarak sloganlar atarak yürüyorduk.”*** Diyor mektubunda bir ODTÜ öğrencisi…
“Bilimin sermayeye peşkeş çekilişini protesto ettik” diyor!...
Copla, gazla suyla cezalandırılacak bir suçumuz yoktu demeye getiriyor anlayana..
****
78’lerde devam etti, ODTÜ’de faşizme geçit vermeme geleneği. Ve 2012’lere gelindi.
Bu bir kararlılıktır Dün geçit yoksa bu gün de yok demektir!..!..
Bedellerin ödenmişliğine sahip çıkma kararlılığıdır bu…
Bedeller ağır ödenince, kararlılığın dozu da yükselir!.. Yeri gelince de onur olur kararlılık !...
Onurun sahibi de hiç kuşkusuz bedeli ödeyendir... İşte “ODTÜ BİZİMDİR” ile anlatılmak istenen de tam budur…
Sadece ODTÜ ödemedi bu bedelleri… Tüm üniversite gençliği ödedi…
İşte,“ÜNİVERSİTELER BİZİMDİR” ile anlatılmak istenen de bu!.. A n l a s a n a !...
****
Amerikan emperyalizmi dünden daha atak… Dünden daha çok yol almış durumda… Çuvalla başlamış işe…6. Filonun ’68 denize dökülmesine misilleme…
Eşbaşkanlar atamış… İslama yeni fistan biçilmiş ılımlısını sürülmüş piyasaya…
Gömlek değiştirdik diyenlere teslim edilmiş ipin ucu.
İşte bu nedenle daha uyanık olmak zorunda tam bağımsızlık benim karakterimdir diyen gençlik!..
Kardeşleri kardeşler üzerine sürerek kanlı siyaset pazarları kurulmuş ve adı “bahar” olmuş!... Çığırtkanlar tutmuş kanlı baharların Pazar başlarını… Meydanlardan “Defol” çekilir olmuş mal sahiplerine..
Faşizme geçit vermemenin onurlu bekçiliği, bu nedenle, dünden önemli bugün!..
Ülkemiz de almakta bu kanlı pazarlığın-baharından nasibini…
Kör değil, sığır değil, aymaz değil Üniversite gençliği… Satılmış hiç değil!...Görüyor olanları. Cehaletin kör kuyusunda değiller… Cennet vaadi kandırmıyor onları!..
Siyasetin koruma ve kollaması altında hem konsey başkanlığı, hem devlet memurluğu yaparak üç zamanda müşavirlik payelerine yükseliveren beslemelerin saftirik demeçleri ilgilendirmiyor onları.
Ülkenin tüm kurumları yıkılmış, kaleleri fethedilmiş… İşte onların derdi bu!...
Bölgelerinin medreseleri yapmaya soyunmuş rektörlere teslim edilmiş üniversiteler!.. Kendi itirafları ile sabit!.. Külliye inşaatları son sür’at!
İşte olanların-karşı duruşlarının özü bu!.. ODTÜ’nün üzerine düzenli ve tam donanımlı bir orduyla gidilmesi bu bilincin imhası… Bir talimatın gereği… ‘68’dekilerin tekrarı!... **** Yine bitmedi diyeceklerim… Bölüm IV gelecek yakında… Saygı herkese… Aymazlar hariç!..****
Mehmet Halil Arık
Emekli eğitimci – DENİZLİ
Odtü’de; Faşizme Yine Geçit Yok!
ODTÜ’de Faşizme Geçit Yok!.. (Bölüm –II)
Yorum Gönder