Gazeteler pazar günleri emlak pazarının dev reklamlarıyla kaplanıyor.
Tatil günlerini “daire bakmak”la geçirenler için en çekici
canlandırmalarla tanıtılan “yaşam ayrıcalıkları”nın bini bir
para...
Bunlar arasında, sahibinin “ormanda at
koşturarak” reklamını yaptığı “Maslak 1453” bir
süredir “mahzun”; ona öykünerek ata binmek için hiç değilse
“1+1” edinmek isteyenlerse şaşkın!
Çünkü Orman ve Su
İşleri Bakanlığı daha önce bir başka firmaya tahsis ettiği Fatih
Ormanı’nın 1453’çülere izinsiz devredildiğini anlayınca kararından
vazgeçmiş.
1453’te İstanbul’u fetheden Fatih’in torunu
edasıyla dedesinin adını taşıyan ormanda devletin ağaçları arasında at koşturan
emlak kralı patron da diyor ki: “Ormanı Hyde Park, Central Park
yapacaktım. Alsın bakanlık yapsın...” (cnbce.com)
Mimarlar davacı
Bakanlık ne yapar bilinmez ama ilgili meslek odalarına göre Maslak 1453
zaten hiç yapılmaması gereken bir yerde... Ormanda at koşturma olanağını yitirse
bile mimarlık ve şehircilik ilkeleriyle çelişiyor.
Mimarlar Odası basın
açıklamasında özetle diyor ki:“Proje alanı, kentin en önemli
ekolojik koridorlarından birindedir. Riskli jeolojik yapısı, dere koruma ve
taşkın alanlarıyla Cendere Vadisi’ni de kapsayan bölge,
büyükkentin ekolojik rezerv ve rekreasyon alanı olması gerekirken TOKİ’nin
yetkileriyle yapılaşmaya açılmıştır.”
TOKİ planları
İstanbul’un yaşam kaynaklarını değil, Maslak 1453’ü
gözeterek yapıldığından odanın 2010’da açtığı dava sürüyor... “İmar
planlama ilkelerine ve kamu yararına aykırıdır” denilen bilirkişi
raporuyla “eşzamanlı” reklam yapılması da dikkat
çekiyor.
Ayrıca mimarlar, aynı reklamda “yerlere atılan
beğenilmemiş projeler” için de şunu
belirtiyorlar:“Paftaların müteahhit tarafından çöpe
atılırcasına süpürülmesi, mimarlığa en ağır hakaret olduğu gibi sanata duyarsız
kültür ve uygarlık yoksunluğunun da göstergesidir.”
‘Kent suçu’
Maslak 1453 için “kent suçu” tanımı yapan
Şehir Plancıları Odası’nın görüşü ise özetle şöyle:“TOKİ
marifetiyle kamu arazileri ayrıcalıklı imar hakları sağlanarak lüks konut ve
ticaret amaçlı yapılaşmaya açılmaktadır.
Bu örnekte de 10
bin kişilik yeni bir yerleşimle bölgede zaten tıkanmakta olan trafik felç
edilecektir. Ormana bitişik alanda verilen yüksek yapı yoğunluğuyla kentin
doğasına tecavüz tetiklenmektedir.”
Maslak 1453’ün 2013’teki durumu
işte böyle...
Şimdi düşünüyorum; bu talanın patronlarını sorgulamak ne işe
yarar? Adam “yatırımcı..” rant pazarında ne taklalar
atıldığını da biliyoruz.. Ancak, bir “Başbakan”lık kurumu
olan TOKİ, elindeki imar yetkileriyle böylesine ayrıcalıklara nasıl olanak
sağlayabilir? Dahası aynı rezalete nasıl ortak olabilir?
Daha da önemlisi,
TOKİ’ye bu yetkiler “kente karşı suç”lara önayak olması için
mi verildi?
Yorum Gönder