İmralı ile görüşmeleri ve müzakereyi birbirinden ayırıyor Başbakan
RTE.
Öcalan’la başlayan görüşmelerin
Oslo’da örgüt elebaşılarıyla yapılan
müzakerelere benzetilmemesini istiyor.
Açık kapı bırakıyor. Görüşmelerden olumlu sonuçlar alınırsa;
Oslo’da veya bir başka yerde
“müzakere” aşamasına geçilebileceğini
söylüyor.
Fakat Başbakan, yurtdışında PKK koşutundaki örgüt
yetkililerinin ağzı ile Kandil’in yaptığı
açıklamaların farklı olduğuna değiniyor.
Sonuç olarak şu sıra İmralı+PKK ile müzakere aşamasına
geçilmesindeki olanaksızlığa işaret ediyor.
***
Başbakan’ın
Afrika’ya giderayak yaptığı açıklamalar, yapısını
bilenleri hayrete düşürmeyecek içerikte.
Terör sorununun çözümünde yalnız Kandil ile yurtdışındaki PKK
uzantılarının birbiriyle çelişen ifadelerinden şikâyetçi değil
Başbakan.
Görsel basın ile sivil toplum örgütlerinin hükümetin
açılımlarına tam destek vermemelerinden de yakınıyor.
Ana muhalefete bakış açısının yaygınlaşan iyimserlik havasına
katkıda bulunduğunu da söylemek zor.
Kılıçdaroğlu’nun ola ki amacını aştı
diye yorumlanabilecek bir ifadesini, CHP’nin terör
konusunda işbirliğine kapıyı aralayan söylemini örten bir davranış gibi ele alan
açıklamalarını iyi niyetli bir yaklaşım olarak irdelemek ve nitelemek,
olanaksız.
Üstüne üstlük CHP’nin işbirliği
yapabilmek için öne sürdüğü 4 koşulu yanıtlayacağı yerde;
Başbakan’ın tek bir kredi sözcüğüne takılı kalması,
siyasal açıdan yadırganacak bir davranış.
Bugüne dek hükümetin aldığı, alacağı önlemleri hemen her
çevrenin, yalnız medyanın, sivil toplum kuruluşlarının değil; muhalefetin de
gözü kapalı desteklenmesini isteyen, kapalı kapılar arkasında teröristlerle
yaptığı, ulusal yararlara ters düşen pazarlıkları açıklamaktan kaçan ve
gizleyen Başbakan…
…CHP’nin İmralı ile
başlatılan yeni sürecin; açık, samimi, şeffaf olmasını istemesini neden
sindiremiyor?
Takmış diline terör sorununun çözümünde sağlıklı işbirliğini
sağlayacak, 4 koşulla özetlenen “yeni kredi”
sözcüklerini; CHP’ye,
“Muhtacı himmet bir dede, nerede kaldı gayrıya yardım
ede” diyen aşağılayıcı bir üslupla saldırıyor...
Oysa yıllardır siyasal ve askersel bütün olanaklar elinde iken
terör sorununu çözümlemeyen bu iktidarla…
…gelinen noktada “asıl muhtacı
himmet dede; gayrılardan (muhalefetten) himmet bekleyen” bu
Başbakan’dır.
***
“İmralı’da başlayan süreç, müzakere
(pazarlık) aşamasına gelinen süreç değildir” diyor
Başbakan.
İyi ama Başbakan’a yöneltilen şu
soru, yanıtı ve lakin merak konusu konulardaki kimi açıklamaları ne
ola?
İşte soru: “İmralı’dan gelen
somut talepler var mı?”
Yanıt: “Her şeyi sizinle
paylaşamam.
Paylaşacağım şeyleri ifade ettim zaten.
Paylaşacaklarım var. Paylaşamayacaklarım var.
Ama bunların çoğunu uygulamalarda görürsünüz.
Paylaşılmaz ama uygulanır.”
***
Başbakan söz hokkabazlığı yapıyor.
İmralı’dan gelen somut öneriler
arasında basınla paylaşacakları ve paylaşamayacakları olduğunu söyleyen
Başbakan; 4. yargı paketiyle ilgili bilgi verirken
PKK’ye genel af ve
Öcalan’a ev hapsi olamayacağını, altını çizen
ifadelerle açıkladı...
Bu açıklama; İmralı’nın,
Kandil’in, siyasal uzantıları
BDP’nin, öteden beri ve hâlâ savunduğu;
PKK’ye genel afla Öcalan’ın
örgütle doğrudan diyalog kurabilmek için ev hapsine çıkmasını içeren
önerilerinin İmralı görüşmelerinde söz konusu olduğunu hem
doğruladı...
…hem de basının
İmralı’dan olası somut öneriler sorusunu böylece
yanıtlamış oldu.
***
Bilgi notu:
“PKK ile müzakere ediyor diyen şerefsizdir”
diyen Başbakan’la, pazarlık müzakerelerine
ucu açık görüşmelerle başlayan Başbakan aynı insandır!..
Yorum Gönder