Türkiye bölünürken Bahçeli gaz alıyor.
Başkalarının yazdığı metinle güya ülke birliğine sahipleniyor.
Dün partisinin grup toplantısında okuduğu metinde pek çok doğru ifade var lakin metot yanlış.
Bütünlüğe sahip çıkmak artık nutuk atmak pardon okumakla olmuyor.
Peki ne mi yapılmalı?
Sokağa çıkıp uyuşturulan Türk milletini sarsıp kendine getirmek gerekiyor.
Hayır kastım elbette yasadışılık değil, demokratik başkaldırıdır.
Soruyorum 1 milyon insanla Ankara’da Milli Birlik mitingi yapılsa bunun toplumdaki akisleri farklı olmaz mı?
Olacağına göre Bahçeli bunu niye yapmıyor da hafta da bir başkalarının yazdığı metni okuyarak durumu geçiştiriyor.
Açık söyleyeyim MHP’nin örgütsel olarak böyle bir potansiyeli var.
Hatırlayın Milli Mücadele günlerinde o muhteşem ruh, İstanbul Sultanahmet’te yapılan miting gibi organizasyonlarla kitlelere sirayet ettirilmişti.
Açık yazacağım Alpaslan Türkeş bugün sağ olsa Tayyip Erdoğan Öcalan ile müzakere masasına oturamaz ve beraber Anayasa hazırlıyor olamazdı çünkü Türkeş Türkiye’yi ayağa kaldırırdı.
Evet MHP ve ülkücü teslimiyetinin yegane gerekçesi ya da aktörü Bahçeli’dir çünkü koca bir kitleyi pasifize etmiştir.
Daha da ileri gidiyorum Devlet Bahçeli ülkücüleri fikren ve ruhen hadımlaştırmıştır.
Dramatik olan ülkücülerin kendilerine yapılan bu küresel operasyona direnç göstermemesidir ki bu da ülkücü hareketin aksiyon değil reaksiyon yani konjonktürel bir hareket olduğu iddialarını güçlendiriyor.
Türkün yaptığı milliyetçilik, peki ya PKK’nın yaptığı?
Tayyip Erdoğan dün milliyetçiliği yine ırkçılık olarak sunarak şeytani değerlendirmesini yaptı.
Oysa artık bebeler bile bilir ki Atatürk milliyetçiliği yani Ne Mutlu Türküm Diyene ifadesini ırkçılık değil tam tersine ırkçılığın reddiyesidir.
Artık tescillenmiştir ki Erdoğan da millet kavramına karşı bir refleks var.
Tayyip Bey ümmet ideolojisinden geldiği için Türk denildiğinde tepki koyuyor ve onu kavmiyetçilik olarak görüyor.
Anlayamadığım şey Erdoğan’da var olan bu kavmiyetçilik karşıtlığının Kürtleri kapsamamasıdır.
Soruyorum Türk milliyetçiliğine savaş açan Başbakanımız Kürt milliyetçiliğine neden daha az tepkilidir?
Adı Türkiye olan bir ülkenin Başbakan’ı nasıl böyle davranabilir?
Bahçeli’nin dün söylediği pardon okuduğu şu cümle çok gerçekçiydi:
- AKP ve Erdoğan iktidarı boyunca Kürtçülüğe can veren doktorlar gibidir.
Kuvayı Milliyecilik Öcalan’a teslimiyet değil Kılıçdaroğlu!
Bahçeli milliyetçiliğin gazını alırken Kılıçdaroğlu da CHP’lilerin gazını almakla meşgul!
Evet Kemal Bey dün kendisinin zorla mebus yaptığı Hüseyin Aygün’e karşı oluşan parti içi tepkileri dağıtmak için CHP’nin Kuvayı Milli ruhunu dillendirdi güya!
İyi de Kılıçdaroğlu bugün Kuvayı Milliyeci olmanın temel şartı bölünmeye karşı dikilmek değil midir?
Öyle ise dünkü konuşmanda tek bir kere olsun PKK ile Öcalan’ı niye ağzına almadın?
Diyarbakır’daki ikinci Habur rezaletini neden seslendirmedin?
Başbakan’ın Öcalan ile dolaylı olarak müzakere masasında olmasına niye feveran etmedin?
Birbirini öldüren PKK’lı teröristlerin kahramanlar misali karşılanmasından hicap duyduğunu neden söylemedin?
Peki bunu söylemeyen birinin yaptığı Kuvayı Milliye hamaseti inandırıcı olabilir mi?
Atatürk yaşasa Öcalan ile müzakereye ne derdi hiç düşündün mü Kılıçdaroğlu?
Tıpkı Dersim’de olduğu gibi emperyalizm desteği ile devlete ve birliğe başkaldıran bu çetelere haddini bildirmez miydi?
Pardon siz Dersim’e katliam ve Atatürk’e katliamcı diyenlerden miydiniz?
Adaletin iğfaline CHP niye teslim?
Dün Saygı Öztürk yazdı, Balyoz davasına bakan mahkemenin yargıcı Oktay Kuban Ankara’dan gelen tutuklayın talimatlarına uymadığı için görevlerinden alınmış.
Bu dehşet haber en az Deniz Feneri’ndeki savcılar olayı kadar önemlidir.
Orada da hatırlayın görevlerini layıkı ile yapıp zekat hırsızlığını tescillemek isteyen savcıların başlarına gelmeyen kalmamıştı.
Peki CHP ve Kılıçdaroğlu bu korkunç tablo karşısında ne yaptı?
Meclis’te birkaç nutuk irat etti…
Yetmez Kılıçdaroğlu yetmez!
Yüzbinlerle sokağa çıkacaksınız ve adalet arıyoruz mitinglerini yapıp rezilliği iz bırakarak bütün Türkiye ve dünyaya duyuracaksınız.
Bunu yapmayıp bir kaç nutukla geçiştirseniz, dolaylı olarak işbirlikçi olursunuz!
Peki Kılıçdaroğlu bunu niye mi yapmıyor?
Yargıda F Tipi kadrolaşmayı kabul etmiyor da ondan olsa gerek!
Yorum Gönder