Paris’te üçlü cinayetin nedenleri üzerinde
Fransız polisinin yapacağı açıklamaya kadar her kafadan bir
ses, bir yorum işiteceğiz...
PKK’ye yakın duranlar,
PKK’nin iç dünyasıyla hayli ilgili ve ilişkili
olanlar; Avrupa’da görevli yönetici konumundaki üç
kadın teröristin öldürülmesini
“provokasyon” diye niteliyor.
Bu nitelemenin gerekçesine göre; henüz
İmralı’daki sayın cani ile başlatılan görüşmelerde bir
arpa boyu yol alınmadığı bir sırada; PKK içindeki (veya dışında) terör konusunda
barışçıl bir sonuç alınmasını istemeyenler bu cinayetleri gerçekleştirdi...
Derya deniz akıllı olduklarını sananlardan -BDP
Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş dışında- PKK
yöneticisi üç kadını Türkiye’nin, tabii derin devletin
öldürdüğüne ve hatta henüz Ergenekon terör örgütüne bağlayan
çıkmadı.
Devleti suçlayan Demirtaş; “Hassas
sürece binaen AKP, Paris’teki katliamın aydınlatılması için Fransa
nezdinde girişimde bulunacağına, örgüt içi infazdır deyip kapatıyor. Bu tutuma
karşı şunu soruyorum o halde; bu açıklamayı yapanların bizzat bu
katliamı planlamadığını nereden biliyoruz, telaşınız bundan mı
yoksa?” diyor.
Bu söylem yalnız Türkiye’yi değil,
cinayetin işlendiği binaya gelerek inceleme yaptıktan sonra olayın
“örgüt içi infaz” olduğunu söyleyen Fransa
İçişleri Bakanı’nı da suçluyor.
***
Bir başka derin yorum yüce Kürt bilgelerinden Ahmet
Türk’e ait.
28 kez isyan eden, eli silahlı masum Kürtler,
Türkiye’de katledilmiş ya,
Türk’e göre, “Bu katliam, bu
vahşet, Avrupa’nın ortasına -bile-
sıçramış”, Paris olayı bu gerçeği ortaya
koyuyor(muş)...
Ahmet Türk’le aynı gün, Kürtlere
karşı vahşetin bir başka adresi daha açıklandı.
WikiLeaks’in açıkladığı 7 Aralık
2007 tarihli Ankara’dan ABD
Büyükelçisi’nin Washington ile Bağdat
Büyükelçiliği’ne gönderdiği kriptodaki,
“PKK/KGK’nin Avrupa’daki iki
önemli finansörüne, Rıza Altun
ile (öldürülen) Sakine Cansız’a
karşı ‘adım atılması’
gerektiğini” vurgulayan cümle,
“infaz” sorumlusunu Atlantik ötesinde
arayanlara hayli ilginç bir ipucu veriyor.
Demirtaş’ın yorumsal saptamasına ve
WikiLeaks’in açıkladığı kriptoya bakarsanız; üç kadın
PKK’liyi ya Türk veya ABD gizli servislerinin
“dirty
business”; kirli, kanlı
“işler” şubesi elemanları öldürdü.
***
Anımsatma:
TC hükümetleri yıllardır K. Irak’ta
yuvalanan PKK örgütüne mali desteğin dışarıdan, özellikle
Avrupa’dan desteklendiğini açıkladılar.
Örneğin Almanya ve Fransa nezdinde yapılan resmi başvurulara
karşın; bu ülkeler PKK’nin örgütlenmesine, mali yardım
toplayarak örgüte aktarmasına uzun süre kayıtsız kaldı.
1990’larda, Almanya Başbakanı
Kohl’un, ülkesinde örgütlenen
PKK’nin gün gelecek başlarına bela olacağını
söyleyerek önlem alınmasını isteyen zamanın cumhurbaşkanına
“Halkına dokunmadığı, Almanya’da örgütlenme
özgürlüğü olduğu için” PKK’ye
müdahale edemeyecekleri yanıtı verdiğine tanık oldum...
Son zamanlarda Avrupa’da
PKK’ye karşı bir hareketlenme var ama; hükümet, daha
öncekiler gibi, PKK terörünün devam etmesini isteyen
Avrupa’dan, Avrupa dışındaki ülkelerden örgüte
yardımların devam ettiğini biliyor ve zaman zaman bu gerçeği
açıklıyor.
***
Son olay, kısaca değindiğimiz öncelerden bilinen PKK
örgütlenmesinin son kanıtı...
Öldürülen kadınlar PKK ile doğrudan bağlantılı...
Biri Kandil’deki
Karayılan ile yakın ve elbette sürekli ilişkide... Örgütün
kurucusu.
Diğerleri PKK’nin yan
kuruluşlarının Avrupa’daki temsilcileri.
Kuşku yok, bu kadınlar, örgüte maddi destek sağlayan,
Avrupa’nın diğer kentlerindeki PKK örgütlerinin
çalışmalarını denetleyen, aldığı emirleri aktaran konumdalar ve...
... bu çalışmalarının merkezi,
Paris’in göbeğinde Kürdistan
Enformasyon Bürosu.
Büronun faaliyetlerini son seçimde Cumhurbaşkanı seçilen
François Hollande açıklıyor. Adını
vermediği “içlerinden birinin bizimle (partisi
ile) düzenli bir şekilde buluştuğunu” söylüyor
ve “Onu ben dahil çok sayıda siyasi aktör
tanırdı” diyor.
Herhalde öldürülenlerden biri, sık sık buluştuğu Hollande ve
partisi ile çay içip son Fransız şarkıları, yayımlanan yeni kitaplar üzerinde
söyleşmediler.
Fransa Cumhurbaşkanı’nın bu
açıklaması, Fransa’nın önde giden yetkililerinin
PKK’yi “muhatap”
kabul ettiklerini, enformasyon sorumluları ile Kürt sorunu ve örgütün
eylemleriyle ilgili fikir alışverişi yaptıklarını kanıtlanıyor.
***
Dost ülkelerin terörü sürekli lanetlerken beri yandan da örgüt
ile sıkı ilişkiler içinde olduğunu sergileyen bu son olaydan...
... ders çıkarabilecek miyiz acaba?
Yorum Gönder