Hörmetli ohurlar, teze ilde (yeni yılda) ilk
“anadilim”deki yazımı
“üniversite”lerimize ayırdım.
Bilirsiz, anadilimde
yazarken, Cengiz Ekinci’nin 1950’lerde
Kars’ta neşrelediği “Ayhavar” (İmdat)
ismindeki mizah gazetinden elham alıram. Ekinci
Pedalhana’sında basılan gazette irehmetli deyirdi ki;
“Gülmeli olan menim sözlerim değil, hadiselerin özüdü. Buna sebeb
kimse alınmasın..”
İndi bu yazıda da asıl gülmeli olan
üniversitelerimizin başına gelenlerdi… Eslen hamının (herkesin) bildiği
hagigatlardı.
Zorbalığın ganunu
Türkiye’de demokrasiyle zıddıyat içinde olan ne varsa 12
Eylül’de zorbalıhla başa gelenlerin goyduhları ganunlarla işliyir.
O
zorbalığın başında olup da sağ galanları indilerde mahkemeye çıhartılırlar ama
kimse demir ki “be eyni ganunları 30 ildi (yıldır)
uygulayanlar ne üçün hesap vermirler?”...
O ganunlardan biri de
“Yüksek Öğrenim Kurumu” adlı teşkilatı düzenleyendi. 12
Eylül zorbalığında ele bir ganun yapıplar ki üniversitelerde
“muhtar”lık (özerklik) heç galmadığı kimi, rektörlerin
tayinleri de tamam YÖK ile cumhurbaşkanının tekdirine bırahılıp... Hem de
namzetler üçün üniversitedeki tamam muallimlerin rey verdihleri seçkilerin
neticelerine de bahılmayarah…
İşte bu gandırıh sistem indiki hökümetin ele
hoşuna gedir ki bahırsan 3 namzet arasında tek rey alan dahi özü özüne verdiği
reyle rektör tayin olunup; 50, 100 oy alanlar ise heçe çıhıp..
Gene kimse
demir ki “aya! En coh reyi almak işe yaramırsa, bu seçkiyi neden
yapırsız? Kim işinize gelirse onu tayin edin bitsin. Yazıh muallimleri de rey
sandığı başında rezil, malamat elemeyin..”
ODTÜ’ye herslenenler
Bu sefeh (akılsız) sistemin hökümete nasıl kömeğ (yardımcı) olduğu
keçende ODTÜ’deki hadiselerin ahırında daha açıh görüldü.
Başnazır’ın
üniversite ziyaretine eteraz eden şagirdlerin (öğrenciler) üzerine ne bilim kaç
yüz silahlı polis, tüşmana saldıran kimi (gibi) hücum etti. Bu zalımlığı hocalar
ve rektör de tengit etti...
Ancah kimi üniversitelerin rektörleri polisin
demokrasiyle zıdlaşan halini unudup, bunu tenkit eden ODTÜ rektörüne
herslendiler! Herkes de bildi ki bunu Başnazır’a hoş görünmeh üçün
yaptılar.
Peki, bu rektörler ile öz üniversitelerindeki muallimlerin
fikirleri acaba eyni miydi?
Suale doğru cevap verebilmeh üçün nasıl tayin
edildihlerine bahmah lazımdı… ODTÜ’ye herslenen rektörler, namzet olduhlarında
yapılan seçkilerde reylerin en azını alıplar. Buna bahmayan YÖK tutup listteki
adlarını üstlere yazarah Cumhurbaşkanı’nın önüne goyup. Cumhurbaşkanı da en çok
rey alanların en aşağıya yazıldığı listin başlarındakini tayin edip.
Deyirler
ki hamısının ortak hususiyetleri, Başnazır’a heyranlıhlarıdı..
Ay menim gözel
ohurlarım, ay uca milletim,
Men ölüm bir deyin görüm, 12 Eylül’den miras
rektör seçkileri gadar gülmeli başka ne olabiler?
En gülmeli olan da bu
sistemi çoh sevenlerin ikide bir en “yahşı (ileri)
demokrasi”den danışmaları değil mi?
Yorum Gönder