Ağırlaştırılmış ömürboyu hapis cezası hükümlüsü PKK’nın başı Abdullah Öcalan ile Devlet
yetkilileriyle, hükümetin bilgisi dahilinde görüşmeleri devam ediyor.
Öcalan, silahlarının susturmasının karşılığı olarak önce kendisinin
durumunun ele alınmasını istiyor.
PKK’nın silah bırakması ve
teröristlerin dağdan indirilmesinin sanıldığı gibi kolay olmadığını,
yöneticileri kapsamayan bir düzenleme yapılması halinde bundan bir sonuç
alınamayacağı öne sürülüyor.
Örgütün dağ kadrosunda 18 yıl
kalan, Abdullah Öcalan’ın şiddet politikasına karşı çıktığı için
örgütten kaçan Şemdin Sakık’ın, Devlet kademesindeki bazı yetkililere de
gönderdiği mektupta, geçmişte PKK’lıları dağdan indirmek için yapılan
düzenlemelerin niçin başarılı olamadığını, sonuç elde edilebilmesi için
neler yapılması gerektiğini bildirdi.
Dağ kadrosunu indirmenin yolları
Sakık, dağ kadrosunun hangi durumlarda ineceğini şöyle açıkladı:
1-
Abdullah Öcalan’ı da kapsayacak kadar geniş, militanlara verilecek
cezalar üç-beş yılı aşmayacak biçimde yasa çıkarılırsa, Türkiye kökenli
PKK militanlarının ezici çoğunluğu, belki tamamı dağdan indirebilir,
teslim olmaları sağlanır.
2- Eğer Abdullah Öcalan’ı kapsam dışı tutan
ama diğer yöneticileri kapsayan bir yasa çıkarsa, o zaman örgüt bölünür
ve ayrılanların önemli bir kısmı gelip teslim olur. Bu durumda örgüt
büyük bir darbe alır ama gövdesi dağda kalır.
3- Hem örgüt şefini,
hem de örgüt yöneticilerini kapsam dışı tutan, sadece sıradan
militanları kapsayan bir yasa çıkarılırsa, o zaman yüz-yüz eli militan
gelip teslim olabilir. Ama bunun örgüte hiçbir etkisi olmaz.
Geçici olarak K.Irak’a gidebilirler
Genel
af çıkması halinde tüm Türkiye kökenli militanların "silah bırakıp
teslim olmaları bir olasılıktır" diyen Sakık, "Ancak, bazılarının iddia
ettikleri gibi genel af sihirli değnek değildir. Belki geçici bir süre,
militanlar Türkiye dağlarında kalmazlar ama Irak ve İran’da
faaliyetlerini sürdürmeye devam ederler. Ayrıca örgüt elemanları içinde
yabancılar da bulunuyor" dedi.
Suça karışmamış yok gibidir
Sakık,
örgüt deneyimlerine dayanarak "Yöneticileri kapsamayan hiçbir yasa
asgari düzeyde bile beklenen sonucu vermez. Örgütü çökertmek, onların
yönetim kademesini çözmekle ancak mümkün olur" iddiasında bulundu.
Şemdin Sakık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eyleme katılmamış
militanları dağdan indirme çabaları sadece görüntüyü kurtarır. Biliyoruz
ki, örgütün onlarca militanın vurulması ya da örgütten kaçması, bir
yöneticinin vurulması ya da örgütten kaçması kadar etkili olmuyor.
Dolayısıyla hazırlanacak yasanın suça bulaşmamış olanları değil, yönetim
kademesini çözmeyi hedeflemelidir. Kaldı ki, dağlara çıkıp da suç
işlememiş bir tek militan yoktur. Örgüt onları beslemek için değil,
eylem yaptırmak için götürüyor. Dağdakilerin yüzde 40’ı suç işlememiştir
savı kesinlikle temelsizdir."
Sakık, kendiliğinden teslim olan,
ya da yakalandıktan sonra pişmanlığını bildirenlerin de halen cezaevinde
bulunduğunu, yasadan yararlandırılmayanların da durumlarının dikkate
alınmasını önerdi.
Pişman olanların hali ders oldu
Geçmişte,
kendiliğinden gelip teslim olan ya da tutuklandıktan sonra pişmanlık
yasasından yararlanmak isteyen militanların devlet tarafından
korunmadığını öne süren Sakık "Bu insanların çok azı normal yaşama geri
dönerken, kimisi tetikçi, mafya, çete, kontra, itirafçı, kimisi de
tekrar örgütçü oldu. Pişmanlık yasasına başvuranların başına gelenler
örgüt saflarında eğitim konusu, ders konusu yapıldı. Bu olumsuzluklar
yüzünden de örgütten ayrılmalar adeta durdu" dedi.
Yorum Gönder