CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na İmralı süreci ile ilgili olarak Başbakan Erdoğan bilgi vermiyor. Lakin Hapisteki teröristbaşı herkese gerekli bilgiyi verdi, veriyor: "Biz AKP'ye iktidarı altın tepside sunduk."
"Biz Tayyip Bey'in başkanlığını destekleriz. Biz AKP ile başkanlık ittifakına girebiliriz."
Bunu anlayın artık. Başbakan Erdoğan ile PKK tarafı ta 2010'da anlaştılar.
*Anlaşmaya göre; Erdoğan başkan olduktan sonra anlaşmayı hayata geçirecek. Başkanlık yetkisini; PKK'nın isteklerini kabul etmede kullanacak.
*Buna göre; önce "anadilde Kürtçe eğitimi" devreye alınacak.
*Peşinden, yerel yönetimleri kuvvetlendirme adına; Güneydoğu'daki büyükşehir belediyeleri "özerk yönetim birimleri" haline getirilecek.
*Hukukla oynanarak PKK'lılara gizli af çıkartılacak.
*Bölgeden TSK etkisiz noktalara çekilecek; polis ve korucular pasifize edilecek. Güneydoğu; PKK çizgisindekilerin görünmez kolluk güçlerine teslim edilecek.
*Sonra da Serok Apo; büyük başkan tarafından özgürleştirilecek.
*Bu arada Kuzey Suriye'nin PYD'nin eline geçmesi sağlanacak. Sonra sıra Kürdistan'ın ilanına gelecek.
Bunlar tedriciyet prensibine göre yapılacak...
KORKUT ÖZAL AÇIKLAMIŞTI
Sayın Kılıçdaroğlu'na Başbakan Erdoğan'ın genel siyasi taktiğinin ne olduğunu aktaralım. Bunu, daha 8 Eylül 2003'te, Radikal Gazetesi'nden Neşe Düzel'e konuşan Korkut Özal çok güzel açıklamıştı: Şu hikâye ile hem de: "Mühendislerin bir metrekareden büyük resim tahtaları vardır. Bir mühendis, 'Ben bu resim tahtasını bir senede yiyeceğim!' diye arkadaşıyla iddiaya girmiş. Arkadaşı, 'Yiyemezsin!' demiş. Mühendis, tahtayı 360'a bölmüş. Her gün bir parçasını ufalayıp yutmuş. Bir yıl sonra da resim tahtasının tümünü yemiş."
Korkut Bey; tahtayı böyle yiyen mühendis ile Sayın Erdoğan arasında bağlantı kurmuş ve şunları söylemişti: "Eğer bir meseleyi bir anda halledemiyorsanız, siz de o meselenin üzerine kararlı bir şekilde adım adım gidersiniz. Sonunda meseleyi halledersiniz. İşte bu tedriciyet prensibidir."
Yani; alıştıra alıştıra eritme, yok etme politikası... Tıpkı kazana konulan o kurbağanın ağır ağır ısıtılan suda piştiğini anlamaması gibi.
YAŞANAN TAM BUDUR
11 yıllık AKP iktidarı; 10 yıllık Tayyip Erdoğan başbakanlığı; bu tedriciyet ilkesinin uygulandığı bir süreçtir. Türkiye'nin laik yapısı, parça parça yenilmedi mi? TSK; tedriciyet prensibine uygun olarak adım adım bitirilmedi mi? Muhalif sivil toplum kesimleri süreç içinde lokma lokma edilerek ortadan kaldırılmadı mı?
Türkiye'nin "tek parçalı/tek milletli yapısı", şimdi parça parça yutuluyor. Bu yutma, yok etme sürecine barış, demokrasi, darbecilerle mücadele gibi kamuoyunun hoşuna giden isimler konuluyor.
Başbakan Erdoğan 1992 tarihinde hazırlattığı malum Kürt raporunda ne diyor ise... 2005'te Diyarbakır'da ne demiş ise... Habur öncesinde ne demiş ise şimdi de anyısını söylüyor. Siz bakmayın BDP'lilere atılan "Bunları biz affedersek Allah bizi affetmez!" fırçasına. O milletin gazını almak içindi.
Bugün AKP-BDP tam bir işbirliği içinde. Türkiye'nin çağdaş, sivil hukuka dayalı, laik yapısından geriye ne kalmış ise; onlar parça parça yok ediliyor. Bunun bilgisi saçılıyor her yana.
Soru şu: "Ortada bunca bilgi var iken Kılıçdaroğlu neden PKK-İktidar ilişkisini açık açık eleştirmiyor? Neden bu işbirliğini millete şikâyet etmiyor?"
Yorum Gönder