Atalarımızdan galma 3 min ilin tabiat bayramını siyasete alet elemesinler
Hörmetli ohurlar. Bilirsiz 1950’lerde Kars’taki “Ekinci Pedalhanesi”nde basılan “Ayhavar” (yetişin-imdat) mizah gazetinin hatırasına arada bir galeme aldığım “anadili”mdeki yazılarımdan bugünkünü de “Novruz”umuza ayırdım; çünkü irehmetli gazetbaz Cengiz Ekinci de deyirdi ki: “Bu
bayram Anadolu’dan Asya’ya, Balkanlar’dan Kafkasya’ya hamımızın
(hepimizin) tabiatla gucahlaşma bayramıdı. Heç kim feget (sadece) özüne
maletmesin. İnanmayan Bakü radyosuna gulah assın..”
O
illerde (yıllarda) televiziya yohudu; ama Bakü radyosu Kars’ta ele gözel
çekirdi ki evlerde, tükanlarda seherden ahşama açıh galar; sesleri
küçelere (sokak) yayılan mahnılara, oyun havalarına yoldan keçenler de
gatılardı. Hele ki Novruz gelende, beh beh.. hamı ele coşardı ki tamam
şeher ele bil toy meydanı kimiydi. Havah ki (ne zaman ki) radyoda “Danışır Bakü” deyende, hamı durar havadislere gulah asardı.
İndi de Bakü televiziyasına bir bahasız. Nevruz için “garşılama konsertleri-hoş geldin şenlihleri” bir aydı fasılasız sürür… tabiatın bayramı üçün şeherler, evler güller, çiçehlerle bezenir. O mahnıda (şarkı) deyen kimi: “gızıl laleler düzleri (kırları) gaplıyır / gocalar da Novruz’da cavanlaşır (yaşlılar gençleşiyor)”
Azeriler, anadan olduhları günlerini bilmeyenlerin “tevellüt”lerini de Novruz’da kutlar. Ateşler yahılar, üzerlerinden atlanar, hamı birden “tevellüdün mübarek” mahnısını el çırparak ohuyar. Belelihle hem ilin “teze gün”ü, hem de goca kişi ve arvatların “anadan olma gün”leri üçün en gözel gün yaşanar..
İrehmetli atam da diyerdi ki: “Ay
balam; asıl ilbaşı 21 Mart’dı. Çünkü tabiat indi canlanır; vahşi
heyvanlar da yuhularından uyanır; çiçehler heç su vermesen de öz özüne
açırlar.”
Yani demeh istiyirdi ki 31 Aralık ile 1 Ocak
arasında tabiat (aynı) eynidi; amma 21 Mart’da yeni bir mevsim başlıyır.
Kıştan yaza geçişin bu “yeni gün”ünden evvel cemreler de tüştüğü üçün, insanların, heyvanların, bitkilerin heyatlarına heyat gatılır..
Dünya Bayramı
Azerilerin işte bele gucahladıhları Nevruz’a Özbekler “Navruz”, Türkmenler “Nowruz”, Kazaklar “Naurız”, Kırgızlar “Nooruz”, Kırım Tatarları “Navrez”, Kürtler de “Newroz” deyirler.
Dünya
küresinin şimalinde, o da ancah 4 mevsimi yaşayan orta kuşakta kıştan
yaza keçildiği üçün de eyni bölgedeki Fars, Kürt ve Türk menşeyli
milletlerin “ortah bayram”ıdı.
Fikreyliyin ki
(düşünün ki) Novruz bir İslam inancı değilse bile böğünkü İran’da Molla
Rejimi’nde de geyd edilen (resmen kutlanan) bu bayram 2010 ilinde
Birleşmiş Milletler terafından “Dünya Bayramı” ilan edildi. Her 21 Mart’ta birçoh ülke BM’nin bu gerarıyla “bayram” edirken, UNESCO da aynı bayramın kutlanmasını “Dünya Manevi Mirası Listesi”ne geydeledi.
İndi bir deyin ay ohurlar... Novruz’un feget “Kürt bayramı” kimi (gibi) takdim edilmesi; hususiyetle de “siyasi” emeller üçün gullanılması, bu gözel günün asıl manası olan “tabiatın goynunda hamı bir ve gardaştı” fikriyle tezat teşkil etmir mi?
Ama diyesen (galiba) asıl gebahat, öz ananelerimize haricileşen (yabancılaşan) kimi “ziyalı”larımızda
(aydınlar..) Çünkü minlerce ilin kültürlerini daşıyan Anadolu’nun da 3
min yıllıh bu bayramına kafi miktarda sahap çıhmadılar; bir Azerbaycan,
bir İran, bir Kırım geder gucahlanmasına önderlik elemediler. O geder ki
şu “İmralı” ziyaretlerinde en “mühim” deyilen “davet çıhışları” (çağrı açıklamaları) üçün bile Novruz gününü seçtiler.
Ne diyeh?
Ayhavar Novruzumuza...
Bayramımız mübarek..
Yorum Gönder