Bizim Papa - Rıza Zelyut

Gazetelerde kocaman kocaman fotoğraflar: Papa; mahkumların ayaklarını öptü. Mahkumlardan birisi de Müslüman...
Papa; Katolik Hıristiyanların din başkanı. Bizdeki Diyanet İşleri Başkanı'nın karşılığı...
Hıristiyan din adamı; bir Müslüman mahkumun ayağını neden öper?
İslam dünyasını etkilemek için. Onlardan bazılarını Hıristiyan yapmak için.
Peki bizim Papa; şu Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ne yapıyor?
O bırakın ayak öpmeyi; bir kısım Müslümanlara hakaret ediyor. İzmirliler için dediğini biliyorsunuz. Buyurmuş ki: "İzmir'in farklı dindarlığı var. Bu dindarlığın irfan geleneğine ihtiyacı var."
Dolaylı olarak diyor ki: "Siz iyi dindar değilsiniz/günahkâr sayılırsınız. Kurtulmak için benim gibi olun!"

CEVAP GELDİ


İzmir'den bir okurum elinde imanölçer cihazı ile dolaştığı anlaşılan Diyanet Başkanı'na cevap verdi. Diyor ki:
"Diyanet Başkanı demiş İzmirlilerde yok tam iman
Ben de ona şimdi diyeyim büyük Müslüman
Yarın öbür dünyada Hak bizi sorgularken
İkimizin sözü de çıkacak orada yalan"
Belli ki bu cevap; 17. Yüzyılın büyük ozanı Şair Nefi'nin yine büyük bir ozan olan Şeyhülislam Yahya'ya verdiği o meşhur karşılıktan uyarlanmış.
İrfan sahipleri bilir ki; Yahya Efendi; över gibi yaparak Nefi'ye "kâfir" demişti.
Nefi durur mu o da "Sen bana kâfir dedin. Hadi ben de sana Müslüman diyeyim. Ama öbür dünyada ikimizin sözü de yalan çıkacak" anlamında bir karşılık çakmıştı.

CUMHURİYETLE SAVAŞ

Diyanet İşleri Başkanlığı'nı (DİB) 1924 yılında Kemal Atatürk kurmuştu. Bu kurumun; yeni devlete uygun çağdaş Müslümanlar yetiştirmesi planlanmıştı. Gel gör ki Diyanet İşleri; cumhuriyete hizmet etmek değil cumhuriyetle savaşmak gibi bir yapıya sokuldu.
Geriye dönün bakın: İslam dinini; vicdanlardaki temiz haliyle bırakmayıp onu siyasete alet eden tipler hep Diyanet'ten fırladı. Özellikle Diyanet İşleri'nin son 40 senesi; cumhuriyet ile savaşan adamların imal edildiği bir süreç oldu.
Hele hele şu son 10 yılda DiB; AKP iktidarının bir propaganda merkezine döndü.
Bu topraklarda 1000 senedir yaşayan Türk Müslümanlığı yerle bir edildi.
Suudi Arabistan Krallığı'nın milyarlarca dolarla desteklediği Arap Vehhabiliği; din gibi dayatıldı.
Arabizm/Arapçılık; İslammış gibi çocuklarımıza öğretildi.
İşte bu istilaya direnenlere de "irfansız" denilmeye başlandı.
Yani Mehmet Görmez'in irfanı; Arap Vehhabiliği, Arabizm ve Arap değerlerini putlaştırma irfanıdır.
Bu kara irfan bizden uzak dursun.

İZMİR SUÇLUDUR
İzmir'i sevmez Vehhabici Müslümanlar. Çünkü:
*Bu İzmirliler; 1919'da işgalci Yunan ordusuna "Halifenin ordusu; hoş geldin!" dememişler; tam aksine kurşun atmışlardır.
*Bu İzmirliler, siyasi liderlere tapmamışlar; her dönemde demokrasinin yanında yer almışlardır.
*Bu İzmirliler hep cumhuriyetin, Atatürk'ün ve  onun getirdiği çağdaş yaşam biçiminin savunucusu olmuşlardır. Bu yüzden suçları çok büyüktür.
*Bu İzmirliler; kadın-erkek eşitliğinden yanadır. Vehhabici Diyanet'in irfanında kadın-erkek eşitliğinin yeri olabilir mi?
*İzmirliler; güce tapmıyorlar; siyasi diktatörlüğe boyun eğmiyor; onca baskıya karşın  AKP'ye oy vermiyorlar. Elbette ki şu Vehhabici dolmadan (Diyanet irfanından) yemiyorlar.
*İzmirliler; irfan sahibiymiş gibi gözükmek adına Kuran-ı Kerim'in bazı ayetlerini sansür etmek yoluna da gitmiyorlar.
*İzmirliler;  Irak'ta camiler bombalanırkan... Müslümanlar kitleler halinde öldürülürken... Müslüman kadınların ırzına geçilirken dilsiz kalmadılar; şeytanlaşmadılar.

Bu İzmirliler var ya böyle suç işlemeyi çok seviyorlar...
Diyanet'in inadına...

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget