AKP şaşkın!.. AKP sürecin kontrolünü kaybetmiş durumda!..
PKK-BDP kanadı da bunun farkında.
Baksanıza, Başbakan Erdoğan “susun” dedikçe onlar daha çok konuşuyor.
Böylece sürecin geri dönülmez bir noktaya gelmesi amaçlanıyor.
Bu kanat, bir takvim içinde topluma her gün yeni bir şok yaşatıyor.
* * *
Önce İmralı’da ne konuşulduysa kamuoyuna sızdırdılar.
İki gün önce de AKP ile PKK arasında mutabakat sağlandığını ve bir metin imzalandığını öne sürdüler.
Bu metnin içeriğini satır satır açıkladılar.
Bu arada aba altından sopa göstermeyi de unutmadılar!
Süreçten geri dönülmesi halinde terörün, geçmişi aratacak düzeyde artacağı tehdidini savurdular.
Başbakan “Rehinelerin teslimi ikinci Habur’a dönüşmesin!” diye uyardıkça onlar, tam tersini yaptılar.
Olayı PKK şovuna dönüştürdüler.
Rehine kamu görevlilerini, 7 askerimizin şehit düştüğü katliamın emrini veren teröriste teslim ettirdiler!
Teröristin muzaffer komutan edasıyla sırıttığı acı görüntüleri, toplumsal hafızaya adeta mıh gibi yerleştirdiler.
Böylece Başbakanın hiç istemediği mesajları verdiler.
* * *
Dün de yazdım “Silah bırakmayacağız. Silahla istediklerimizi
alacağız, Kürdistan’ı ve Abdullah Öcalan’ı özgür yapacağız!” diyorlar.
Kendilerinin zafer kazandığı, devletin ise hezimete uğradığı algısını yaratmaya uğraşıyorlar…
Başbakan’ı baldıran zehiri içmekten beter duruma düşürmeye çalışıyorlar.
Bu amaçla her gün şişeden yeni bir cin çıkarıyorlar.
“Barışa, kanın durmasına evet, ama neyin karşılığında!” sorusunu hiç kimse sormasın istiyorlar!
Geri dönüşü olmayan yolda AKP ile adeta top gibi oynuyorlar!..
Fenerbahçe ve Galatasaray’ın büyük başarıları futbol dünyamıza özlenen barışı getirebilir mi?..
Madem barıştan açtık devam edelim.
Sözü futbola getirelim.
Önce Fenerbahçe ve Galatasaray’ı, Avrupa’daki büyük başarıları nedeniyle yürekten kutlayalım.
Sonra da bir dileğimizi paylaşalım:
Tüm dünyada barış, sevgi, dostluk ve kardeşliğin simgesi olan futbol, ne
yazık ki bazı karanlık güçler tarafından ülkemizde “düşmanlık alanı”
haline getirildi.
Artık bu tehlikeli oyunu bozmanın, düşmanlıktan rant sağlayanlara “dur” demenin zamanının geldiğine inanıyorum.
Her iki güzide kulübümüzün özgüven artırıcı son başarılarını, özlemini
duyduğumuz o güzelim dostluk ve barış günlerini geri getirebilecek bir
fırsat olarak görüyorum.
Geçmişte bizlere “yaşasın ezeli rekabet, yaşasın ebedi dostluk” dedirten sürecin yeniden başlayabileceğini düşünüyorum.
Niye olmasın?
Yeter ki içtenlikle istensin…
Yeter ki birileri yüreğinin kapılarını sonuna kadar açıp, dostluğa ve barışa “gel” desin…
SÖZCÜ
Yorum Gönder