Afyon, tutucu bilinen bir kent. Son dönemde bu kenti tamamen
'dönüştürmeye' dönük baskı ve yasaklar daha da artmış. Kent merkezinde
içkili lokantalar bir bir kapanmış, sadece bir otelde ve bir lokantada
içki var. Otobüs seferlerini artırmak yerine kadınlar için 'bayan
otobüsler' koymak 'negatif' ayrımcılık değil mi?
Afyon Valisi İrfan Balkanlıoğlu’nun alkol yasağı ve okullara mescit genelgesinin ardından, Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’ın “kadınlara mahsus” otobüsü ile gündeme gelen Afyon; kültürlerin, yolların, mevsimlerin kesişme noktasında. Ancak son dönemde “tepeden” baskı ve yönlendirmelerle bu kesişme noktasında “kültürlerin” buluşmasında sıkıntılar var gibi görünüyor. Egemen kültür, baskı ve yasaklarla öne çıkıyor ve kent bir “helal termal turizm” merkezine dönüştürülmek isteniyor.
Yıllardır
Afyon’dan gelip geçerken lokantalar ve alışveriş merkezlerinde
duraklayıp kentin içine girmeyenlerdenseniz, yolunuzu biraz uzatıp kent
merkezine bir uğrayın deriz. Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın en önemli
adreslerinden olan bu kentte, Arkeoloji ve Zafer müzelerini ziyaret
edebilirsiniz. Kentte birçok tarihi cami de var. Selçuklu döneminden Ulu
Cami, Osmanlı döneminden İmaret Camisi ve “Hz. Mevlana mirasının ikinci adresi” olarak anılan Mevlevihane Müzesi’ni dolaşırken, sözüm ona “çağdaş” yeni camilerin mimarisinin çirkinliği iyice göze batıyor.
Kentin en ünlü “turistik”
adreslerinden biri de İkbal Lokantası. 1922 yılında Zümrüt adıyla
açılan küçük lokanta, bugün de kent merkezinde hizmet veriyor.
Lokantanın adını Atatürk’ün vermesiyle övünüyorlar.
Şimdi kent dışındaki kavşakta büyük bir tesisleri, termal otelleri var.
Son dönemde, termal otellerinde “Sigarasız ve Alkolsüz Sağlıklı Yaşam Oteli” konseptiyle alkolü kaldırmışlar. Diğer bazı beş yıldızlı oteller de artık alkolsüz, “helal turizm” dönemine geçmişler.
Yasakların ardındaki isim, Vali İrfan Balkanlıoğlu. Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’e
25 şehidin ardından, kilim ve satranç takımı hediye edip sonra da
bunun fotoğrafını valilik internet sitesine koyunca tepki gören vali.
Kardeşi Metin Balkanlıoğlu da, İsmailağa cemaatinin
2 numaralı ismi olarak anılıyor. Geçen yıl nisan ayında Vali
Balkanlıoğlu’nun alkol yasağı genelgesi gelmişti, ardından ibadet
yapmak isteyen öğrenciler için okullara mescit açılması genelgesi
geldi.
Afyon’da alkol yasağı genelgesi kapsamında
kesilen cezaların büyük bölümü Hıdırlık Tepesi çevresinde alkol
alanlara uygulanmış. Hani, Nâzım Hikmet’in Kuvayi Milliye Destanı’nda “Düşman üç saatlik yerdedir ve Hıdırlık Tepesi olmasa /Afyonkarahisar şehrinin ışıkları gözükecek” diye
andığı tepe. Afyon’a ulaştığımızda önce bu Hıdırlık Tepesi’ne çıktık.
Karşıda Afyon Kalesi ve aşağıda Afyonkarahisar kenti görünüyordu. Ve
tepede kocaman bir “Umumi bahçelerde ve parklarda yapılması yasak olan şeyler”
levhası: Mangal yakmak, havuz ve göletlere girmek, içki içmek yasak.
Yasaklar sıralandıktan sonra, Kabahatler Kanunu ve Belediye Tembih ve
Yasaklar Yönetmeliği’ne uymayanlara karşı işlem yapılacağı da
anımsatılıyordu.
Yasağın arkasında da bu tepeye
nizam verme arzusu varmış. Sonradan öğrendiğimize göre geçen yıl
Emniyet Müdürü eşi ve çocuklarıyla bu tepeye pikniğe gitmiş, çevresinde
içki içenlerden rahatsız olmuş ve ertesi gün gidip Vali
Balkanlıoğlu’na şikâyet edince bu yasak kararı çıkmış...
‘Kadınlara mahsus’ otobüs
İstanbul’da
Saadet Partili kadınlar, sadece kadınlar için “pembe metrobüs”
seferleri konulması için 60 bin imza toplamışlardı. Bu uygulamayı
“pozitif ayrımcılık” olarak görüyorlar. Afyon Belediyesi de bu yönde bir
adım atmış. Her ne kadar Türkiye kamuoyu yeni öğrense de sadece
kadınlara ait otobüs uygulaması yeni değil, 2010 yılı Ağustos ayından
beri yürürlükteymiş. Pazarın kurulduğu çarşamba ve cumartesi günleri
sadece kadınların binebildiği ücretsiz otobüsler kentte ring yapıyor.
Pazaryerindeki tabelada “Araçlarımızda aşırı yoğunluk nedeniyle yaşanan
hırsızlık ve ahlakdışı olayların artması sebebiyle ücretsiz
servislerimiz sadece bayanlar için geçerlidir” yazıyor. Hırsızlık ve
“ahlakdışı” olayların faillerinin peşine düşmek, onları hedef almak ve
sıkışıklığı önlemek için otobüs seferlerini artırmak yerine kadınlar
için “bayan otobüsleri” koymak “negatif” ayrımcılık değil mi?
Kuyrukta
beklerken ve otobüste konuştuğumuz kadınların çoğunluğu uygulamadan
memnun görünüyordu. “Çok rahat ettik, çok sıkışıklık oluyordu”
diyorlardı. Ancak, “Hiç ahlakdışı olay ve tacize tanık oldunuz mu ya da
başınıza geldi mi” diye sorduğumuzda, sadece bir kadın tacize tanık
olduğunu anlattı. Ya, hırsızlık olayları? Otobüste kadınlarla sohbet
ederken pazar arabaları, torbalar arasından yanımıza gelen bir genç kız
söze karışıyor ve yasağın buna da çare olmadığını anlatıyor:
“Erkekler kadın kıyafeti giyip başlarına da yaşmak bağlayıp otobüse biniyor, hırsızlık yapıyormuş...”
Kadınlar arasından uygulamaya tek muhalif ses, uzun yıllar önce evlenip Afyon’a yerleşen bir Azeri kadından geldi:
“Medeni
bir ülkede, 2013 yılında erkek kadın ayrı otobüs olar mı? Çok geri bir
durum. Hiçbir şey fark etmedi, yine otobüse inip binerken itiş kakış,
kadınlar birbirinin sırtına biniyor, erkeğe gerek yok. Benim bir kere
kaşım yırtıldı, belediye başkanına şikâyet ettim, paralı otobüse bin,
dedi. ”
‘Kolay kolay dönüştüremezler’
Afyon,
tutucu bilinen bir kent. Son dönemde bu kenti tamamen “dönüştürmeye”
dönük baskı ve yasaklar daha da artmış. Kent merkezinde içkili
lokantalar bir bir kapanmış, sadece bir otelde ve bir lokantada içki
var. Kentten ayrılmadan son olarak gazetemizin Afyon muhabiri Polat
Yılmaz’a izlenimlerini sorduk. “Afyon kültürel açıdan Konya’nın
tesirindedir” diyor; ancak dönüşümü kabul etmiyor:
“Termal
tesisler, Avrupa’daki hastalara hizmet veriyor. Fizik tedavi hastaneleri
var. Termal turizmin başkenti olan bir yerde Avrupa’ya ters
uygulamalar, yasaklar uzun vadeli projelere zarar verir. Ama Afyon’a
dokunamazlar. Burayı kolay kolay dönüştüremezler. Burası bütün yolların,
kültürlerin, mevsimlerin kesişme noktası. Tarikatçı olan bile Atatürk’ü
sever, evinde Atatürk resmi vardır.”
Afyon’da birçok tarihi bina
var. Görkemli Afyon Lisesi de bunlardan biri. İki cumhurbaşkanı çıkarmış
olmakla övünüyorlar. 9. ve 10. cumhurbaşkanları Süleyman Demirel ve
Ahmet Necdet Sezer bu liseden mezun. Polat Yılmaz, şair Ahmed Arif’in de
bu lisede okuduğunu anımsatıyor. Ahmed Arif “Anadolu” şiiirinde “Atom
güllerinin katmer açtığı,/ Şairlerin, bilginlerin dünyalarında,/
Kalmışım, bir başıma,/ Bir başıma ve uzak./ Biliyor musun” der ve
ardından “Öyle yıkma kendini/ Dayan kitap ile, /Dayan iş ile,/ Tırnak
ile, diş ile/Umut ile, sevda ile, düş ile/ Dayan rüsva etme beni.” diye
umuda ve direnişe çağırır ya. “Dönüşüme” itiraz edenler şairin bu
dizelerine güveniyor, bu dizelerden güç alıyor olmalı...
‘Sivil itaatsizlik’ eylemi olarak piknik!
CHP
Afyon İl Başkanı Yalçın Görgöz’ün baharda bir “sivil itaatsizlik”
eylemi planı var. CHP’liler olarak aileleriyle birlikte Hıdırlık
Tepesi’nde yasaklara karşı bir piknik yapma “eylem”i yapmayı
düşündüklerini anlatıyor. “Ailelerimizle gideriz, isteyen mangal yakar,
yanında alkol alır, isteyen çay içer. Yasak koymaya hakları yok.
Gelsinler müdahale etsinler” diyor. Görgöz, Afyon’un “dönüştüğü”
değerlendirmelerine katılmıyor, CHP’nin oy oranını artırdığını söylüyor.
“İsmailağa cematine yakınlığı bilinen vali, AKP’li Belediye Başkanı ve
Afyon milletvekili, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu üçlüsünün
çabalarına karşın dönüşüm isteyenlerin başarılı olamayacağını”
vurguluyor. Görgöz, “Bu muhafazakârlaştırma çabaları suni, arkası
gelmez. Devrim Anadolu’dan başlar, yelkenleri buradan şişiririz” derken,
kadınlara ayrı otobüs uygulamasına da “Kadınlar eşleri, babaları, erkek
çocuklarıyla pazara gidemiyor. Ayrı otobüs koyacağına, belediye taşıma
hizmetini rahatlatsın” diye tepki gösteriyor.
4+4+4 karşıtı eylemde 22 kişi davalık
Okullara
mescit genelgesi de çok tartışma yaratmış. EğitimSen Afyon Şube Başkanı
Ömer Akyıldız, “Eğitim gericileştirilmek isteniyor. Eğitim-Bir-Sen
üyeleri türbanı meşrulaştırmak için sivil itaatsizlik eylemi yapıyorlar,
haklarında hiçbir işlem yapılmıyor. Biz 4+4+4’e karşı eylem yaptık.
Afyon’dan 22 kişi hakkında dava açıldı” diyor. Akyıldız, kentlerindeki
yasak ve bazı uygulamalardan duyduğu rahatsızlığı “Biz Konya’yı geçtik.
Afyon çok gerici bir yer oldu. Merkezde içkili lokantalar tek tek
kapatılıyor. Beş yıldızlı oteller üzerinde baskı var. Cumhuriyetin
valisinin, iktidarın valisi gibi olmasını kabul etmiyoruz” sözleriyle
özetliyor. Akyıldız, “Solcuların akıllarında hep içki var gibi bir durum
yok ama bu bir yaşam biçimi sorunu. Kendi arabamızın içinde bile alkol
alamıyoruz” diye de ekliyor.
Yorum Gönder