Ama Bir Gün Mutlaka! - Cüneyt Arcayürek

Ölmeden önce yazdığı son şiirlerinden birinde Nâzım Hikmet ustanın;
Nerden gelip nereye gidiyoruz?
Kanlı ayak izlerimiz midir önümüzdeki yollarda duran?
Bir cehennem çıkmazında mı sona erecek önümüzdeki yollar?
Nerede gelip nereye gidiyoruz?” dizeleriyle sorduğu soru hâlâ gündemimizde.
Nereden geldiğimiz belli ama nereye gitmekte olduğumuzu doğru dürüst, açık seçik yanıtlayacak yok ortalıkta...
Biri çıkıyor meydana. Başkan namıyla ulusun başına çoban olmaya kaptırmış kendini.
Bir başkaları da var bu ülkede.
Başkanlık virüsünün tutsak aldığı kişiye karşı, halkı uyandıracak, ayaklandıracak toplumsal eylemler düzenlemekten korkuyor.
Nereden geldiğimizi inkâr eden, nereye gideceğimize tek başına karar veren...
...başkan olmayı tek başına başaramayacağını anladığı anda şeytanla bile işbirliği yapacağını, gerekirse papaz kıyafeti de giyeceğini söyleyen; Müslüman mı Müslüman, İslam ki, aman efendim en büyük İslam bu adama...
…ne kişi ne de parti olarak; nereden geldiğimizi ve nereye gidemeyeceğimizi gösteremiyorlar.

***

Yaşadığımız son demokratik serüvende belleklerde kalacak insan tipi, ne ülkenin ne de kendilerinin nereden geldiklerini, nereye gitmekte olduklarını umursamayan; siyasetteki döneklerle medyatik yalakalar olacak herhalde.
Kimler mi? Örnekleyelim:
Üstelik adı da yiğit; “Başbakan Errrr…. benim atam olur” diyen gazeteci ile her devrin siyasal ahlakına, kurallarına uyarak dünden bugünlere gelen, ne ki her dönemde mağdur rolü kesen anasının oğlu…
...çıkardığı gazetede okurlarını TV dağıtacağım diye dolandıran; “Kitap okumam. Okuduğum tek kitap Başbakan RTE’nin imzalayıp hediye ettiği Kurankerim’dir” diyen, bu da başka bir tip Mehmet Ali
…evet bu iki isim; yalakalığın şahı, simgesi olarak medya tarihine adlarını yazdıranlardır.

***

Dönekliğin şahı kimdir günümüzde diye soracak olursanız; yanıtı lütfen bizde aramayın.
Her gün sabah akşam bilumum TV ekranlarında bazen gergin, işine geldi mi yumuşak yüz hatlarıyla karşınıza çıkan “badem bıyıklıya” bakarak sorunuza gereken yanıtı bulabilirsiniz.
Düne kadar Meclis’teki 4. parti, Kürt partisine dört beş yıldır sürdüregeldiği düşmanlığı birden ılımlı dostluğa nasıl dönüştürdüğü açıklanması olanaksız olan bu adam...
...halkın “anamızı ağlatan bu terör bitsin” içeriğindeki içten duygularını bugün sömürüyor ve bugün utanmadan, sıkılmadan dün söylediklerini inkâr edebilen unutkanlığa, utanmazlığa temel bir örnek oluyor...
Nereden geldim, nereye gidiyorum diyebilen özeleştiri yeteneğinden de yoksun bu adam:
Düne kadar tu kaka Kürt siyasetçileri.. katiller katili Apo’yu.. yolları mayınlayan, kışlalara ateş açan, okullar basıp Kürt yavru kardeşlerine bile kıyam eden Kandil’deki eşkıya ile dağdan inen PKK’li teröristlerle yol ortasında kucaklaşıp kameralara poz verdiği için BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak’ı ve partisini yerden yere vurdu.
Bugün Apo ile sarmaş dolaş, siyasal alanda uzantısı olduklarını artık devlet yardımıyla çekinmeden söyleyebilen BDP’ye de, bir sayın demediği kaldı Apo’ya da ve Kandil’deki teröristlere de amaçlarını gerçekleştirmek uğruna işbirliği yapılabileceği öğeler gözüyle bakıyor.

***

Yaşadığımız günler mi?
Dün dündür, bugün bugün mantığına sarılarak tabii yalakalığın, yandaşlığın karşıtı iktidarın önüne uzattığı maddi kemiklerden yararlananlar ve elbette siyasette, medyadaki ulus bilincinden yoksun olanlar.. halkın güncel kimi gereksinmelerini kullanarak, dinsel duygularını sömürerek iktidarını sürdüren liderin peşinde...
…nereden geldik, nereye gidiyor bu ülke diyebilen bir düşünceyi, bir olasılığı akıllarının ucundan geçirmeyerek günübirlik yaşayanların günüdür bugün!
Unutmayın, yazın bir kenara:
Güvendikleri çarklar yıkılacak!
Ama bugün ama yarın! Mutlaka!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget