Genelkurmay Başkanı’nı Silivri’ye kim tıkmış?

Hemen her konuda o kadar ciddi çelişkiler içinde debelenip duruyoruz ki hangisinden söz edeceğini şaşırıyor insan.. Hemen bugün ortaya çıkan duruma bakın..
Ürdün Kralı Abdullah’ın “Atatürk’e duyduğu saygı ve sevgi nedeniyle” Anıtkabir’i ziyaretinde gözyaşlarını tutamamasını bile “yaptığı siyasi yoruma karşılık koz olarak kullanan” üst düzey siyasetçimiz “zaten ağlamasından ne olduğu belliydi” şeklinde değerlendirmeyi başarmıştı biliyorsunuz.. Şimdi de ABD’nin yeni Savunma Bakanı ilk basın toplantısında “Atatürk’e hayranlığından” söz etmiş. Onun “Ortadoğu’daki planlarında Türkiye’ye biçtikleri rol nedeniyle”, bize yaranmak için Atatürk’ü övdüğünü düşünsek bile..

Yabancılar takdir ederken..

Adam diyor ki “Atatürk dünyada hala devam eden çok önemli bir mirasa sahip, biz Batı’da Atatürk’ün yaptığını tam olarak takdir edemedik”.. Göz yaşartıcı bir çelişkili durum; o Batı’nın anlamamasından yakınıyor, oysa “gel de kendi ülkesindeki tabloya bak, sözleri 30 yıldır durduğu anıtlardan çıkarılıyor, Çanakkale savaşındaki kahramanlıkları ve neredeyse Kurtuluş Savaşı ve en önemli mirası, en büyük iyiliği olan “Cumhuriyet” unutturulmaya çalışılıyor.. Onun kurduğu Meclis’e ‘üzerinde fotoğrafı olan atkıyla’ girilemiyor, rozetini takmak bile cesaret istiyor” diyesi geliyor insanın.

Ne olacak şimdi?

Şu durumlara da bir göz atalım ve “ne olacak şimdi” sorusuna cevap bulalım.
-Diyanet İşleri Başkanı Görmez “İzmir’in farklı bir dindarlığı farklı. Onlara gerekli irfanı verecek bir müftü atadık” diyor, onun hocası olan eski İzmir Müftüsü İbrahim Acar “Sayın Başkan benim öğrencimdi... İzmir’de 8 yıl müftülük yaptım İzmirlilerin dindarlıklarını da, kendilerini de çok sevdim, İzmir halkının bu konularda hiçbir sıkıntısı yok” diyor.. (Görmez’in hocası da böyle dedikten sonra durumu kurtarma çabalarının anlamı yok tabii..)
-Adalet Bakanı PKK’lıların geri çekilmede serbestçe sınırlardan geçmesi ilgili olarak “Bu suçsa ben bu suçu işliyorum” diyor, Mehmet Başer isimli okurumuz yazdığı yorumda “Diyelim ki; işim yok, karnım aç.. Bakkaldan ekmek çaldım. Bence suç değil. O zaman kimse beni hırsız diye cezalandıramaz” diyor.
-Mesut Aydın isimli okurumuz ise “HSYK’nın başkanı durumunda olan Adalet Bakanı (ki açıkça “yargının siyasallaşması” anlamına geldiği için olmaması gerekir) yargıya emir, talimat anlamında söz söylememeli” diyor..

Cüppe çıkarma meselesi!

Devam edelim..
- Ziya Yalçın “Memur statüsünde olan Diyanet İşleri Başkanı bir parti lehine propaganda yaparak ‘tarafsızlık’ ilkesine aykırı davranmıştır. Diyanet, Savunma Bakanlığı’ndan sonra bütçeden en çok pay alan kurumdur. Bu kurumun başına ‘adam gibi bir adam’ ın gelmesi şarttır. O makamdan hemen ayrılarak iktidar partisinde yerini almalıdır” diyor. (Rektörler görüş bildirdiğinde “cüppelerini çıkarıp siyaset yapsınlar” diye paylanmışlardı, hatırlayalım. Diyanet Başkanı “dini siyasete alet ederek” koca bir ilin dinine-imanına iftira attığı halde nedense hiçbir siyasetçi rahatsız olmadı.)
-AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “vur de vuralım, öl de ölelim” sloganlarına verdiği “onun da zamanı gelecek” cevabı için “Bahçeli’nin evladı yok, evlat acısını bilmez” diyor. Bahçeli’nin (çocuğu olmaması ne hakla aleyhine kullanılabiliyorsa) bunu “terör devam etsin” anlamında söylemeyeceği, söylemediği belli, buna rağmen de bir parti başkanı bu tür konuşmalar yapmamalı, ama.. Ama Başbakan Erdoğan’ın 23 Nisan’da onun koltuğuna oturan çocuğa “Şimdi istediğini yaparsın, astığın astık, kestiğin kestik” sözüne ne demeli?

Milletvekili söylüyor!

Hüseyin Çelik ve Bahçeli’ye tepki verenler “şiddeti öneren, hükümet başkanlarının ‘asmak, kesmek’ yetkisi varmış gibi söylenen” bu sözlere tepki vermiş miydi?
-Uludere Komisyonu’nun “34 vatandaşın hayatını kaybettiği Uludere olayında devletin kastı yoktur” şeklindeki raporu tartışılırken MHP Milletvekili Yusuf Halaçoğlu “sınır dışı her operasyon mutlaka Genelkurmay Başkanı’nın emriyle olur” diyerek onun dinlenmesini istemiş. AKP’den milletvekili seçilen gazeteci Mehmet Metiner ise “Genelkurmay başkanlarını Silivri’ye tıktığımız zaman itiraz ediyorsunuz ama” cevabını vermiş.. Pardon, Genelkurmay Başkanı’nı kim Silivri’ye tıktı, Metiner’in partisi mi? AKP Milletvekili söylüyor bunu.. İnsanlara “özel yetkililerle” yıllardır azap çektirilen bu davalarda ortada yargı yoksa veya yargı “iktidardan emir alıyorsa” milletin bunu Metiner’den mi duyması gerekir?
Bu kadar çelişki ve saçmalık arasında hepimizin şaşkına dönmesinde de şaşılacak bir durum yok. Aklımız, fikrimiz Allah’a emanet doğrusu!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget