Kör değilsen görüyorsun. Ne oluyor, ülke için nasıl bir kader yazılıyor? Tablo tabak gibi ortada:
Komutan’a ölüm hapsi!
Bölücüye umudun hepsi!
Adalet yok olmuş. Hukukun başı vurulmuş. Ergenekon Davası’nın Savcıları 5 yıldır süren ve 600’e yakın duruşması yapılan “siyasi davada” esas hakkındaki mütalaalarını açıkladılar.
İntikam marşı çalındı.
275 sanıklı dava.
64’üne müebbet istendi.
Bu 64 kişinin içinde Türk Ordusu’nda Genel Kurmay Başkanlığı yapmış emekli Orgeneral İlker Başbuğ da var.
Türkiye’de idam yok.
Bu nedenle savcılar, “Komutan’ı asalım” isteğinde bulunamadılar. Damarlarına iğne ile zehir şırınga edilmesini de teklif edemediler. Elektrikli sandalyeye bağlanıp öldürülmesini de dile getiremezlerdi.
Geriye tek ceza kaldı.
Ağırlaştırılmış müebbet.
Hapisten ölüsü çıksın.
Xxx
Savıcı’nın Türk Ordusu Genel Kurmay Başkanı’ için “hapisten ölüsü çıksın isteğinde bulunduğu”
gün Apo’nun İmralı’dan diri ve yüksek moralli çıkma umudu yükseldi. Ve
Kandil’den Karayılan’ın üstü açık bir askeri araçla gelip Diyarbakır
Meydanı’nda yapılacak “PKK’nın zaferini kutlama toplantısıyla” onurlandırma ihtimali yüzde 90’nı geçip yüzde 100’e dayandı.
Ordu çökertilmeseydi.
5 yıl süren uzun tutukluluk ve her gün; vicdana sığmayan, haksız,
tutarsız, belgesiz, kanıtsız, temel yargılama ölçülerinden uzak bir
çürütmecilik propagandasıyla “Genel Kurmay Başkanı ve generalleri içeri alınmasaydı” bugün Abdullah Öcalan İmralı’dan ve Karayılan da Kandil’den “memleketin tümünü isteriz” demek olan konuşmalarını yapamayacaklardı.
Ordu buna izin vermeyecekti.
Xxx
Balyozun aynısı oldu.
Yine hukuk tutulması.
Örgüt yok.
Örgüt uydur.
Örgütün lideri yok.
Lider uydur.
Örgütün hücresi yok.
Hücre uydur.
Örgütün tüzüğü yok.
Tüzük uydur.
Örgütün üyesi yok.
Üye uydur.
Cebir ve şiddet yok.
Cebir ve şiddet uydur.
5 yıl araştırıldı.
Sözde belgeler toplandı.
1000’e yakın tanık dinlendi.
Bir tek kişi “ben Ergenekon Terör Örgütü üyesiydim, şundan
emir aldım gittim Danıştay Hakim’ini vurdum, şundan emir aldım gittim
Cumhuriyet Gazetesi’nin bombaladım. Şundan emir aldım silahları ben
gömdüm, ilerde şu eylemi yapacaktık, Ümraniye bombaları şu kişiden
aldığım emirle depoladım” diyen çıkmadı, çıkartılamadı.
Bu davanın çökmesi gerekirdi.
Bu davanın adını koyalım:
Komutana ölüm hapsi!
Bölücüye ülkenin hepsi!
(uyan borusu)
Hacı’ya sihirli değneği dokunduran gizleniyor.
Bu; baştan aşağı pis bir iltimas, adam kayırma, tanıdık kollama,
devleti hortumculuk kokan partizan atamayı her gün yazmak insanlık
görevidir. Duyman, bilmeyen tek kişi bile kalmasın. AKP’nin Amasya’dan
milletvekili adayı yapılmış fakat halktan yeterli oyu alamamış Hacı Mehmet Gani,
İsviçre’de konuşulan Fransızca, İtalyanca Almanca dillerinden hiçbirini
bilmiyor. İngilizcesi de 9 aylık kursta öğrenilmiş…Hacı’ya bir sihirli
değnek dokundu. İsviçre’nin Türkiye Bern Büyükelçiliği’ne ayda 12 bin
dolar (21 bin TL) maaşla basın müşaviri olarak atandı. İngilizcesi
yetersiz olduğu için ona ayda 4 bin dolar maaşla (7 bin TL) İngilizce
bilen bir yardımcı da alındı. Hacı Mehmet Gani’nin eşi Öznur Gani de
aynı elçiliğe ayda 5 bin dolar (9 bin TL) maaş din görevlisi olarak
gönderildi. Bugün 15 gün doldu. Hacı’ya bu sihirli değneği dokunduranın
Başbakan mı, Dışişleri Bakanı mı kim olduğu bulunamadı. Gizleniyor.
Yorum Gönder