Siz de izlediniz, gördünüz. Moderatör Hanım, yanlış yere dikilmiş fasulye sırığı
gibi kaldı.
Moderatör, yönlendirir.
Oturumu yönetir.
Konuşmacılar, kendini tutamaz da hakarete, keskin cümleli sataşmalara,
haksız karalamaya, halkı aldatmaya, propaganda ve yalakalığa kaçarlarsa
moderatör, uyarır.
Küfürlü ağzı kapatır.
Moderatör, yumuşatır.
Yumuşatıcıdır.
* * *
3 gün önceden ve 3 gün üst üste “reklam-haber” yapıp duyurdular.
Başbakan TV’ye çıkacak.
3 gazeteci soru soracak.
Canlı yayın olacak.
1 TV kanalı yetmez.
2 TV kanalından yayınlanacak.
Önceki gece yayına geçildi.
3 gazeteci; Enis Berberoğlu, Taha Akyol, Hakan Çelik, Başbakan Tayyip
Erdoğan’ın keyfini kollayan keyifli dakikalar memuru gibiydiler.
Tek bir deşme yapmadılar.
Tek bir sıkıştırma olmadı.
Ağızlarından Başbakan’ı zorlayacak tek bir cümle çıkmadı. Süt bebesi pişiklerine
serpilen pudra, popolarına sürülen kremler gibi yumuşaktılar.
Hayran bakışlar attılar…
Sürekli baş salladılar…
Başbakan’ı acayip yağladılar.
* * *
3 erkek gazeteciden!
1 erkekçe soru çıkmadı.
Sayın Başbakan!
Barış’ı getirmek için “Habur’da çadır mahkemesi kurmak” ile “İmralı’da
Öcalan ile görüşsün diye Akil Adam Komisyonu oluşturmak” arasında ne
gibi farklar var?
Habur Çadır Mahkemesi süreci niçin başarısız oldu?
İmralı Akil Adam Komisyonu süreci nasıl başarılı olacak?
Böyle bir soru gelmedi.
Sayın Başbakan!
Türkiye’nin “eyaletlere bölünerek yönetilmesi” önerinizin Abdullah
Öcalan ile İmralı görüşmeleri yaptığınız bir döneme rast gelmesi acaba
nasıl bir tesadüftür?
Böyle bir soru da sorulmadı.
Sayın Başbakan!
Şu 30 yıl içinde Türkiye Cumhuriyeti
Ordusu, TBMM’nin izniyle, sayısız defa sınır ötesi harekat yaptı.
Kandil’de kümelenmiş bölücü terör örgütünün üzerine yürüdü. Türk savaş
uçakları, Kandil’e binlerce kez, maliyeti milyar dolara ulaşan, bomba
yağdırdı. Şimdi siz bölücü terör örgütü militanlarının; 30 yıldır
ordunun bombaladığı Kandil’e çekilmelerini “barış gelecek” diye
anlatıyorsunuz. Bunda bir çelişki yok mu?
Böyle bir soru da çıkmadı.
İstenseydi…
100 tane böyle soru çıkardı.
* * *
Sorular kuş tüyü yumuşaklığında oldu. Yayın mavi atlastan ipek kumaş gibi aktı.
Moderatör Hanım’a yumuşatacak bir sertleşme doğmadı. Hande Fırat Hanım,
kendisinden bin defa özür dilerim, konu mankeni yerine konuldu. Biri başbakan,
üçü yandaş gazeteci 4 erkeğin, 1 hanım moderatöre bunu yapmaya hakları yoktu.
Yağcı gazetecilik.
Yağlandıkça batıyor.
SÖZCÜ
Yorum Gönder