Sorunun çözümüne ilişkin bir sürecin, hayal kırıklığı yaşanmadan başarıyla sonuçlanması nasıl olur?
Başbakana sorsak acaba doğruyu söyleyebilecek midir dersiniz? Hiç sanmam zira başbakan bugün böyle der, ertesi günü ispat eden alçaktır, namussuzdur deyiverir. Bundan ötürü sözüne güvenmek hata olur derim.
Her rengin, her inancın, her düşüncenin binlerce yıldır bir arada yaşadığı yurdumuzda, cumhuriyetin kurulmasından bu yana isyankârlar bölücüler, yobazlar, rejim düşmanları olmuştur. Ancak Türkiye böylesine bir kaosa hiçbir zaman sürüklenmemiştir.
Hele, Türkiye’nin bu duruma gelmesi mevcut iktidar eli ile olmuşsa çok acıdır. Tarih bunu ve kayıtsız kalan bizleri affedecek midir?
CHP’nin önceki genel Başkanı Baykal, Yeni Ufuklar Derneğinin daveti ile gittiği Kayseri’den bir devlet adamına yaraşır şekilde içinde bulunduğumuz günleri değerlendirdi.
Herhangi bir siyasi çıkarı düşünmediğini bunun bir vatan görevi olduğunu söyleyerek sözlerine başladı.
Türkiye’nin kuşatılmış olduğunu, başbakanın ayrıştırma sürecini ısrarla sürdürdüğünü,
PKK’nın geçmişte bir suç örgütü olduğunu, bugünse başbakanın siyasi muhatabı haline geldiğini, “PKK ‘in bir suç ve terör oluşumu konumundan hükümetin muhatabı hükümetle iş tutan müzakere yapan bir konuma geldiğini söyledi.
PKK’nin kaçırdığı 11 vatandaşımızın teslimi ile de;
Doktor raporlarıyla tutanaklar teati edilerek Türkiye’ye imza karşılığında teslim edildiğini Türkiye’nin bunu yapmakla karşısındakini egemen bir otorite olarak kabul ettiğini ve buna göz yumulduğunu;
Kaçırılan vatandaşlarımızın esir olmadıklarını esirliğin ne olduğunu anlattı.
“Türkiye’nin bölünmesi hedefse, Silahla terörle bu amaca ulaşmaları mümkün değildir. Dedi.
Ulus devletten, ulusal bütünlükten asla vaz geçilemeyeceğini,
Vatandaşlık tanımının Türk dışında olamayacağını söyledi ve
Başbakana seslenerek;
Tek millet tek bayrak güzel de, o milletin adını söyle başbakan o milletin adını söylemek ayrımcılık anlamına gelmez. Kimseyi incitmez herkes bundan gurur duyar sayın başbakan. Dedi.
Yeni anayasa konusunda verdi veriştirdi. Adeta bilmeyenlere ders verdi.
Oh be! Dedim. Nihayet CHP den ses çıkmadığına yakınanlardan bir kişi olarak rahatladım inanın.
Sn. Baykal’ı seversiniz sevmezsiniz ama onun çok iyi bir siyaset bilimcisi ve büyük bir devlet adamı olduğunu kimse inkâr edemez sanırım.
Konuşmanın hepsini sayfama alamıyorum tabi oldukça uzun.
Sayın Deniz Baykal ile aynı düşünceleri paylaştığımı yazılarımı takip eden sevgili okurlarım mutlaka hatırlayacaklardır.
Doğruların yanında olan ben, yanlışlıkları da kimseden çekinmeden yazan bir kadınım.
İnanır mısınız İŞÇİ Partisi Genel Başkanı Sayın Perinçek günlerdir o kara kapkara Silivri Zindanından vatan, millet Atatürk diye adeta kendini paralıyor ve halka doğruları anlatıyor, birlik olmaya, Atatürk’te birleşmeye çağırıyor. O Allah’ın belası yerden yazılarıyla parti gözetmeksizin birleşelim güç birliği yapalım, söz konusu vatandır diyor.
İşçi Partililer her gün ülkenin dört bir yanında canları pahasına eylemler yaparlarken,
Ana muhalefetten hiç ses çıkmıyordu. Kahrımdan ölüyordum adeta.
Sayın Kılıçdaroğlu başbakandan açıklama beklemekle yetiniyor yalnızca!
İnanın şimdi rahatladım. Sanıyorum Sayın Baykal vatan görevine devam edecektir.
****
Bu gece Ulusal Kanalda zevkle izlediğim Ümit Zileli’nin Canlı Gazete programını bekledim.
Program saatinde kendisi rahatsızlığından ötürü gelememişti, geçmiş olsun diyorum. Programı başka bir yetkili idare ediyordu.
Ekranda SHP zamanında SHP İL Kültür ve Eğitim Kurulu Başkanım Profesör. Dr Sayın Tolga Yarman’ı görünce çok sevindim. Bu çok değerli bilim adamının kurulda sekreterliğini yaptığım için tekrar kendi kendime gururlandım.
Çok sevdiğim ve saygı duyduğum Tolga Başkanımın sözlerini pür dikkat dinledim, notlar aldım.
“Enerji Zemininde, Bölgenin ve Türkiye’nin emperyaller tarafından yapılandırılmasında İran’a karşı Saddamlaştırılmak istenmesine, yani bölgesel olarak İran’ı vurmak istediklerini anlattı.
“Birileri yanılmış, birileri rehin alınmıştır ve birleri ile takas edilmek istenmektedir” Diye üstü kapalı ama anlayana çok şey ifade eden sözler söyledi.
Doğudaki vatandaşlarımıza Barzani ve Talabani’nin önce düşmanlarken şimdi neden öpüştüklerini sormak ve anlatmak gerekliliğini anlattı.
Balyoz davasından tutuklu tek sivil olan kardeşi savunma sanayimizde çok değerli bir bilim adamı olan Doç.Dr.Faruk Yarman ile konuşmasında kardeşinin :
Bu yeni anayasa bir takastır. Bizim özgürlüğümüze karşı PKK.”
Hayır, böyle bir şeyi asla kabullenemem Bizler af değil adalet istiyoruz hapiste kalacağımızı bilerek bu anayasaya hayır diyeceğiz.” Dediğini anlattı inanın çok duygulandım.
Sonra yine USMER İstanbul Başkanı Haluk Dural 1960+66 yıllarını ve yapılan sözleşmelerden bahsederek bu yeni anayasanın ABD, BDP ve PKK tarafından iki dilli, iki ayrı devlet Türkiye’yi bölme amacı ile yapıldığını anlattı.
Nefis bir programdı.
Düşündüm de başbakandan açıklama beklemeden halka anlatacak, açıklayacak ne kadar çok ve önemli konular varmış meğer değil mi?
Sevgilerimle..
Yorum Gönder