Siz hiç Hüseyin Çırakman adını duydunuz mu?
Nereden duyacaksınız ki? O; bu toprağın sesiydi. Şimdi toprağın sesi değil çakalların uluması kapladı her yanı.
Sanatçı denilince de zaten sıradan sinemacı-hafif tiyatrocu-popçu-dansçı-ucuz komedyenler anlaşılır oldu.
Hüseyin Çırakman gibi garip sanatçıların adını ne anan kaldı ne bilen...
O, 1960'ların-70'lerin büyük halk ozanlarından birisiydi. Cumhuriyetin, çağdaşlığın, aklın sesiydi. Bunu da halk diliyle ve halk ruhuyla söylerdi.
1930 yılında Çorum'un Sungurlu ilçesine bağlı Körkü köyünde yoksullardan birisi olarak doğmuştu. İlkokulu dışardan bitirmiş; çiftçilik, işçilik yapmış; geçinemeyince de Ankara'ya göçmüştü.
İçinden çıktığı Alevi toplumununun geleneğine uygun olarak saz çalmaya, söylemeye başladı. Hızla geliştirdi kendisini. 1964'te Hacı Bektaş Veli anma gecesinde, "Bugün bize hoş geldiniz erenler"i okudu. Bu deyişi çok beğenildi. 1975'te Hak Ozanları Kültür Derneği kurucuları arasında yer aldı.
Her zaman Atatürkçü idi... Ulus ve yurt sevgisi onu derinden sarmıştı. Gericiliğe, yanlışa, yolsuzluğa, haksızlığa, ayrımcılığa karşı çıkan bir duruşu vardı.
Hüseyin babanın dünya görüşünü yansıtan şiirlerinden birisini okuyalım:
"Arzu ederdiniz bir yol görmeye
Bugün bize hoş geldiniz erenler
Muhabbet bağından güller dermeye
Bugün bize hoş geldiniz erenler
Tarihler boyunca bir milletiz biz
İlimce dünyaya vermiş idik hız
Büyük bir babanın torunlarıyız
Bugün bize hoş geldiniz erenler
İyi insan olmak her şeyin başı
Kardeş biliyoruz her vatandaşı
Anmak için bugün Hacı Bektaş'ı
Bugün bize hoş geldiniz erenler
Hisse alın Çırakman'ın sözünden
Zerre kaçmaz ariflerin gözünden
Kemal Atatürk'ün aydın izinden
Bugün bize hoş geldiniz erenler"
YOKSUL GİTTİ
Aleviler eskiden kırların yoksulları idiler; şimdilerde ise şehirlerin yoksulları durumundalar. Onlardan birisi idi Çırakman baba.
Son yıllarda hasta idi. İkide bir beni arardı. O titrek ve boğuk sesini duyar duymaz; "Baba, sen kapat; şimdi ben arayacağım." derdim.
Böyle bir sanatçıya yardım etmesi için eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ı da aradım iki kere. Sayın Bakan; işi belediyeye attı. Belediye de Allah'a havale etti.
Ve işte Hüseyin Çırakman göçtü, Hakk'a gitti.
Dar yerleriniz genişlesin...
Paranız pulunuz da hazinenizde kalsın; birkaç oy daha satın alın.
Bu ülkenin halk ozanları sürünürken; bir gelenek göz göre göre öldürülürken, kültür bakanları ortalıkta çalımla dolaşsınlar.
***
Bir sözüm de Ankara'daki Alevi örgütlerine...
Bir iki kez sordum Çırakman babaya:
-Alevi kuruluşlarından, yanına gelip giden; yardım eden var mı?
O hep hüzünlü sesiyle bu soruma, "Nerdeeee?" diye yanıt verdi.
Dirisine sahip çıkmadılar; bari hatırasına sahip çıksınlar; isterim.
***
Beni ikide bir evine davet ederdi. Her arayışında da Mamak'taki Şirintepe Mahallesi'nde, 2. sokakta oturduğunu söylerdi.
Geleceğim, derdim ama gidemedim.
Onu görememenin; onun için fazla bir şey yapamamanın acısı yüreğimde...
Ellerinden öpüyorum.
Hakkını bütün millete helal etsin...
Çünkü; bu soylu sanatçılara borçlu bizleriz.
Yorum Gönder