Niyetler Netleşmiştir - Gündüz Akgül

Büyük önder Mustafa Kemal ATATÜRK destansı bir kurtuluş savaşı sonrasında yurdu emperyalist güçlerden temizleyerek, Osmanlı İmparatorluğunun külleri üzerine modern Türkiye Cumhuriyetini kurarken, büyük bir öngörü ile Cumhuriyet karşıtlarının gizli niyetini görmüş ve yurttaşlarına şöyle seslenmiştir.
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en tehlikeli düşmanı, siyasi düşünceye dönüşen irtica, yobazlık ve şeriat bağnazlığıdır.”
 “Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir.”
“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
“Cumhuriyet, fikren, ilmen ve bedenen kuvvetli ve yüksek seviyeli muhafızlar ister.”

Cumhuriyetin güçlü muhafızları (koruyucuları) olarak da “Gençliğe Hitabe” ile Türk gençliğini ve “Devrimlerin her biri, ulusun emeği ve hakkı ile gerçekleşmiştir.  Cumhuriyet Savcılarımızın, devrimin gerekleri etrafında, en kıskanç ve uzakları gören hassas nöbetçiler olmalarını, asıl görevlerinden sayarım.” Söylemi ile Cumhuriyet Savcılarını göstermiştir.
Cumhuriyet kurulduğundan beri karşıtları boş durmamış, fırsat buldukça Cumhuriyet rejimini ortadan kaldırmak için faaliyette bulunmuşlardır.
Büyük önder tarafından görevlendirilen bu koruyucuların, laik Cumhuriyeti oluşmuş tehlikelere karşı korumaları kaçınılmaz görevleridir.
Son günlerde artık açıkça yeni Osmanlıcılık hevesleri gündeme getirilmekte ve laik Cumhuriyetin döneminin bittiği söylenmektedir.
Yeni bir anayasa için TBMM de kurulan Uzlaşma Komisyonunda da bu niyetler açıkça dile getirilmeye başlanmıştır.
İktidar Partisi ve bu ara onun koltuk değneği görevini üstlenen BDP, Anayasanın 4. Maddesi gereğince değiştirilmesi dahi önerilemeyen 1-2-3’üncü maddelerin değiştirilmesine zemin hazırlamak istemektedirler.
Bu değişikliği gerçekleştirmek, içinde şimdilik sadece 4. Maddenin değişikliğini gündeme getirerek, 1-2-3’üncü maddeleri korumasız bıraktıktan sonra ilk fırsatta da değiştirmesini planlamaktadırlar.
AKP’li Komisyon Başkanı Ahmet İyimaya Komisyonda yaptığı konuşmada “kendilerinin ilk üç maddeyi değil, ilk üç maddenin değiştirilmesinin dahi teklif edilemeyeceği 4. Maddenin değiştirilmesini” isteyerek, ilk üç maddeyi dayanaksız bırakıp ilerde değiştirme yolundaki niyetlerini net olarak açıklamış bulunmaktadır.
Peki, anayasanın ilk üç maddesi ne diyor;
I. DEVLETİN ŞEKLİ
     Madde 1 - Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
  II. CUMHURİYETİN NİTELİKLERİ
         Madde 2 - Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
          III. DEVLETİN BÜTÜNLÜĞÜ, RESMİ DİLİ, BAYRAĞI, MİLLİ MARŞI VE BAŞKENTİ
    Madde 3 - Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
   Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
   Milli marşı "İstiklal Marşı"dır.
   Başkenti Ankara'dır.

Şimdi soruyorum,
Bu maddelerin hangisini değiştirmeyi düşünüyorsunuz?
Ve değiştirmekteki amacınız nedir?
Bu soruların yanıtlarını laik Cumhuriyet sevdalıları biliyor. Birde sizden dinlemek istiyor.
Anayasanın bu maddeleri, laik Cumhuriyetin, sosyal hukuk devletinin, üniter devlet yapısının birer köşe taşlarıdır. Bu taşlardan bir tanesi yerinden oynatıldığı takdirde artık Cumhuriyetin niteliklerinden, üniter devlet yapısından, sosyal hukuk devletinden bahsetme olanağının bulunmadığını, bu uğurda yola çıkanlar en az bizim kadar biliyorlar.
Hukuku arkadan dolanarak, “laikliğin teminatı biziz” diyerek değişikliği yurttaşlara yavaş yavaş sindirmeye çalışıyorlar.
Son çıkarılan yasa ve yönetmeliklerle, devlet kurumlarına gönderilen genelgelerle, Mustafa Kemal ATATÜRK ve devrimleri mevzuattan çıkarılarak unutturulmaya çalışılmaktadırlar.
Takke düşmüş kel görünmüştür, niyetler netleşmiştir. Cumhuriyet sevdalıları artık bu söylemlere itibar etmemektedirler.
Kutlanması yurttaşlara yasaklanan 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos,  29 Ekim ulusal bayramlarımızın ve 10 Kasım’ın, yasaklara karşın tüm yurtta büyük bir coşku ile kutlanması bunun açık göstergesidir.
Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları, bu Cumhuriyetin şehit kanları pahasına çok zor koşullarda kurulduğunun bilincindedir ve her koşulda büyük önderimizin kurup bize teslim ve armağan ettiği ve çocuklarımızın aydın geleceği olan Cumhuriyetine sahip çıkmaya karalıdır.
Bu böyle biline…..    31.03.2013

Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget