Geçen hafta ortalık karıştı. Terör elebaşısı Öcalan ile AKP iktidarının yürüttüğü pazarlığın bilgisi kamuoyuna bir kez daha saçıldı. Her şey ortada ama CHP Lideri Kılıçdaroğlu, ikide bir Başbakan Erdoğan'a çıkışıyor: "Bize neden bilgi verilmiyor?"
Aslında her şey gün gibi ortada. Sayın Kılıçdaroğlu'na istediği bilgileri ben vereyim. Asıl bilgi 2010'da Oslo'da PKK temsilcileri ile Başbakan Erdoğan'ın özel temsilcisi Hakan Fidan'ın da bulunduğu heyet arasındaki görüşmelerde yer alıyor. PKK adına Mustafa Karasu diyor ki:
"Artık esas konulara girmemiz gerekiyor. Sonunda dördüncü Oslo'da daha somut bir karara gidilerek önderlik yol haritası verecekti ve bunun üzerinde neler yapılacagı konusunda müzakere edilecekti. Bu konu dördüncü Oslo'da var. Şimdi biz buraya gerçekten beşinci Oslo'ya müzakere için geldik."
MİT görevlisi Afet Güneş cevap veriyor: "Tamam ben de diyorumki Önderliğin (Öcalan'ın) yol haritası elimde. Maddeleri de belli. Haydi buyrun müzakere edelim."
Sayın Kılıçdaroğlu; işte bugün o yol haritası üzerinde bir anlaşma yapıldı. "Öcalan ile yüzde 90-95 gelen bütün konularda birleşen bir çizgiye gelindi." diyen Hakan Fidan değil mi? PKK'lılara; "Ben, Başbakan'ın özel temsilcisiyim. Başbakan bu konuda, ciddi, samimi. Siyasi riski üstlenmeye hazır! " diyen Sayın Fidan'dan başka ne öğreneceksiniz ki?
ÖCALAN BIRAKILACAK
Kemal Bey; bu süreçte/açılımda/projede anlaşmaya varılan diğer bir konu da Öcalan'ın hapisten çıkartılmasıdır. Ben demiyorum MİT Görevlisi Afet Güneş bunu PKK'lılara söylüyor. İşte şöyle: "Yani bu neresinden bakarsak bakalım çünkü çözümün parametreleri içinde işte basit bir takım taleplerden anayasa değişikliğinden Öcalan'ın serbest bırakılmasına kadar çok geniiş bir skala var. Bunların üç ayda beş ayda sekiz ayda bir senede tamamlanabilmesi söz konusu değil."
Şimdi bunu BDP milletvekilleri her yerde kürsülerden haykırıyor. Herkes anladı bir CHP mi anlamadı?
Öcalan'ı kısa yazmaya razı etmek için bile ona yalvaran bir MİT var görüşme masasında... Öyle ki MİT'çi Afet Güneş, "Biliyoruz, metropolleri de doldurdunuz bu arada patlayıcılarla; doldurdunuz." diyebiliyor.
Yani; PKK'yı masaya oturtabilmek için buna bile razı olmuşlar. Bunu herkes biliyor; bir CHP bilmiyor; öyle mi?
TUTANAK DEVAMDIR
Geçen hafta açıklanan Öcalan ile görüşmenin tutanakları; Oslo'nun devamıdır. Ve belli olmuştur ki Öcalan; Oslo'daki tavizlerden çok daha fazlasını elde etmiştir. Artık Türkiye'yi pervasızca tehdit etmektedir: İşte onlardan bazıları: "Türkler de bunu bilmeli: (Süreçte) Başarısızlık orta ve üst düzey savaş, isyan, kaos hepimizin hayatı söz konusudur. Şimdi kadar yaşadıklarımız deveden kulak kalır. Bu olmazsa 50 bin kişiyle halk savaşı olacak."
Yetmedi mi şöyle buyuruyor terör elebaşısı: "Bir daha kendini öz savunmanın hazırlamadığınız hiçbir yere gitmeyin. Size bir vurduklarında on vuramayacaksınız, gitmeyin, devlete güvenmeyin."
Peki iktidarın bunca tavizine karşın PKK küçüldü mü büyüdü mü? Bilgi yine Öcalan'dan: "Çekildiğimiz alanda gerillayı daha da büyüteceğiz. Çekilirsek gerilla biter görüşüne katılmıyorum. Suriye var, İran var. Şu an Suriye'de 50 bin, Kandil'de 10 bin, İran'da 40 bin var."
Sokaktaki vatandaş diyor ki: "Kemal Bey, biliyor da bilmezden geliyor."
İsterseniz size yarın daha ayrıntılı bilgiler verelim Kemal Bey...
Yarın: Tedriciyet prensibi
Yorum Gönder