Bir zamanlar 50 bin dolar yardım ve silah almak için kapımızdan ayrılmayan Mesud Barzani’yi; devir değişti diye
ayağına kırmızı halılar seren, devlet başkanlarına uygulanan protokolle ağırlayan RTE, TV 24’teki açıklamalarından anlaşıldığına göre Kuzey Kürt aşiret reisine güvendiği için bin pişman ama...
...atı alan değil Üsküdar’ı geçmek; Erbil’den çıktı, çoktan Kamışlı’ya vardı bile!
Önümüzdeki hafta Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nu, “Kak (Sayın) Mesud” diye kucakladığı Barzani ile görüşmeye göndermesindeki nedeni “Artık durum Erbil’de farklı bir noktaya geldi” diye açıkladı.
Farklı noktaya açıklık getirdi: “Şu ifade (Barzani’nin) çok da çirkin; biz Kuzey Irak’ta bunlara (Suriyeli Demokrat Birlik (Kürt) Partisi PYD birliklerine) eğitim verdik. Şimdi onları geri (Kuzey Suriye’ye) gönderiyoruz yaklaşımları! Bu işin (bölgedeki Kürt sorununun) çok farklı boyutlara gittiğini gösteriyor” dedi.
Bu sözler; Büyük Kürdistan hayalini gerçekleştirmeye çalışan Barzani’nin Türkiye’ye ters düşen politikalar izlediğinin, Barzani’ye Kuzey Irak’ta yerleşik PKK sorununu çözümleme görevi veren hükümet politikasının iflas ettiğinin itirafı.
Bölgede PKK+PYD yapılanmasına asla sıcak bakmayacağını, dilinden aylardır düşüremediği tehdit mi, uyarı mı her neyi murat ediyorsa, yine aynı ifadeyle özetliyor: “Müdahalede bulunuruz!”
Askerin Kuzey Irak’a bir adım atmasından korkan hükümet; Kuzey Suriye’de olup bitenlere askersel müdahalede bulunacak ha?
Kavurucu sıcaklarda gülmeye zorlamayın insanı!
***
Suriyeli militan Kürtleri aylarca eğitiyor Barzani; hükümet yeni uyanıyor. Hemen ve derhal aldığı önleme bakın:
Üç sınır kapısını Suriyelilere kapatmak, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nu “Kak Mesut” diye kucakladığı Barzani’ye; “Türkiye’nin ‘hassasiyetini’ bildirmeye” göndermek!
Arkasında Ankara’ya höt diyecek ABD oldukça RTE’nin Kuzey Irak’a adım atamayacağını bilen Barzani ise müdahale tehditlerinin beş paralık değeri olmadığını...
...Kürtlerin denetimine giren sınır ilçelere teröristler yığıldı. Buradan da Türkiye’ye girip kanlı eylemler yapacaklar veya yapıyorlar içeriğindeki gerekçeyle K. Suriye’ye müdahale etmesine ne Washington’ın ne de Batılı müttefiklerin izin vermeyeceğini adı gibi biliyor.
Davutoğlu, Barzani ile görüştükten sonra gelişmelerin Türkiye’ye asla zarar vermeyeceğini içeren bir avuç nasihatla döner.
***
RTE, açıklamalarına “Şam rejimi şu anda bizim için adeta düşman noktasındadır” diye başlıyor.
Oysa Esad, men dakka dukka, bugün bana yarın sana politikası izledi, izliyor.
Düşman bildiği Ankara’yı duyarlı noktasından vuruyor.
Esad giderayak Kürtlere kazandırıyor.
Erkek, kadın, gençlerden oluşan PYD milislerinin Erbil’de eğitim görerek düzenli bir ordu gibi K. Suriye’yi denetim altına almalarını kışkırtıyor.
RTE de bölgede denetimini yitirdiğimizi, “Kamışlı bölgesi, yani Afrin, bu bölgeyi kuşatan bir yapılanma Türkiye’yi rahatsız edecek” diyor ve son gelişmeleri, “Ülkemiz tehdit altına girdi!” diye özetliyor.
Kürt gerçeğini tanıdık diyor; 30 yıldır soruna çözüm üretemiyoruz.
“Kürt gerçeği”; ABD himayesi K. Irak bölgesel özerk Kürt yönetimi (devleti) kurulmasına olanak sağladı.
Şimdi Irak’tan Suriye’ye uzanıyor.
RTE hükümetlerinin soruna şaşı bakan uygulamaları bugün meyvesini veriyor.
Ana muhalefet Suriye’deki oluşumu Kuzey Irak’ı içine alan ikinci bir devlet; Birleşik Kürdistan diye tanımlıyor.
Görünen köy kılavuz istemez; Kürt hareketi en az bölgesel özerkliğe, devlet olma aşamasına uzanıyor. Artık sınırları zorluyor.
***
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu; “Hükümet bu noktaya gelineceğini bilmiyor muydu” diye soruyor.
RTE gelişmeleri önceden bilseydi ne olurdu? Benzeri bir soruyla, soruyu yanıtlamaya çalışalım:
Ortadoğu’da ABD ile Batı’nın taşeronluğunu üstlenen...
...bağımsızlığını yitirdiği artık tartışılmayan dış politikasıyla RTE ne yapabilir?
Hiç!
Bir süre daha esip savurduktan sonra; Suriye’deki oldubittiyi bir güzel sindirir. Yandaş olan olmayan medyanın alkışları arasında...
...büyük devlet büyük lider tafrasını yineleyerek teselli bulur!
Yorum Gönder