Hayatımız seçimlerdir.
Her seçimin de bedeli vardır.
Doğru seçimler başarıları getirir, mutluluğun kapısını açar.
Yanlış seçimler başarısızlık getirir, mutsuz eder.
Ama insanlar seçimlerini nasıl yaparlar?
Araştırmalar şaşırtıcı sonuçlar veriyor:
En akıllı insanlar bile çoğu zaman yanlış seçimler yapar ve ağır bedeller öder.
Neden mi? Çok nedeni var.
Öngörü eksikliği, sonrasını düşünmemek, güncel etkiler altında kalmak, en sık rastlananları.
Şimdi üniversite sınavları yapıldı, bölüm tercihleri yapılıyor.
Bu da ‘meslek seçimi’ demektir.
Meslek seçimi.
Üç temel seçimden birisi:
İş seçimi. Eş seçimi. Aş seçimi.
İşte size yaşamınızı belirleyecek üç temel tercih.
Birincisi önünüzde: Mesleğinizi seçeceksiniz.
Yaşınız 18.
Gerinizde başarılar var, başarısızlıklar var.
Sevdiğiniz konular, sevmediğiniz konular.
Önünüzde beklentileriniz var.
İçinizde korkularınız var.
Çevrenizde peşin hükümler var.
Neyin kararını nasıl vereceksiniz?
Verdiğiniz karar, büyük olasılıkla yanlış olacaktır.
Bedeli mi? Çok ağır bir bedeli var.
İstenmeyeni yaşam boyunca yapmak. Yük taşımak. Mutsuzluk.
***
Hacettepe Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer:
‘Üniversitelerde girdiği alandan, okuduğu fakülteden memnun olmayan, uyum sağlayamayan öğrenci oranı yüzde 85’lere varıyor’ diyor.
Mutsuz öğrenci oranı yüzde 85 ise biz eğitimde neyi amaçlıyoruz?
Üniversite rektörleri benzer sözler söylüyorlar:
Seçimlerinizi doğru yapın. Mutsuz olmayın.
İyi de bu nasıl olacak?
Doğru seçimleri kim yapacak?
Anne babalar mı?
Onlar önce kendi bildikleriyle, sonra da beklentileriyle hareket edecek.
Çevre toplumsal şablonları gösterecek:
İş bulma-para kazanma-geçerli olma.
Karar verecek çocuk el yordamını nasıl aşacak?
Ona kim doğru yardımı yapacak?
Sorun burada.
Büyük bir sorun.
Bu sorunun çözülmemesinin kaybı çok ağır.
Yıllar boyu istenmeden yapılan işler.
Sevilmeyen çalışma alanları.
Verimsizlik.
Doyumsuzluk.
Mutsuzluk.
Bedel gene öğrencinin omuzlarına yükleniyor.
Umutların kaybı. Zamanların kaybı. Enerji kaybı. Para kaybı.
Bedeli ne yazık ki çok ağır.
***
Çocuklarımızı ne için okutuyoruz?
Yıllar boyu süren eğitim ne içindir?
Klişelere takılıp kalmayalım.
Çocuğumuzu doğduğu anda eğitmeye başlıyoruz.
İlk okulu aile.
Sonra giderse yuva eğitimi.
Sonra da ilköğretim. Ortaöğretim.
Arkadan üniversite geliyor.
‘Girsin de neresi olursa olsun.’
‘Aman üniversite mezunu olsun.’
Buyrun çocuğumuz üniversiteye girdi.
Puanı ziyan etmeyen bir dal seçti.
Yolunu seçti mi?
Evet seçti.
Mutsuzluğun yolunu seçti.
Çünkü çaresi yoktu.
Bu sorun çözülmeden de çaresi olmayacak.
Boşa dönen çarklar yaratıyorsunuz.
Sonra da üzülüyorsunuz.
Boşuna...
Yorum Gönder