Fertlerin hak ve ödevleri Anayasanın ikinci bölümünde hüküm altına alınmıştır.
Bu bölüm altından din ve vicdan özgürlüğü, Anayasanın 24. Maddesinde;
“Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.
14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dini ayin ve törenler serbesttir.
Kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz............” şeklinde güvence altındadır.
Yasa ve mahkeme kararlarıyla bu özgürlüğün kısıtlanacağı konusunda madde de bir açıklama bulunmamaktadır.
Bu nedenle kimin hangi dini seçeceği, nasıl ve nerede ibadet edeceği yasa ve mahkeme kararları ile sınırlandırılamaz.
Bu gün gelinen noktada Alevi yurttaşların dini inanç ve ibadetlerinden dolayı Anayasanın 24. Maddesine aykırı olacak şekilde bir yöne (Sünni anlayışa) zorlandığı görülmektedir.
İşin en acı tarafı da bu konuda mahkemelerin sünni inanca göre çalışan ve yurttaşların dinin özgürlüklerine tarafsız bir gözle bakmayan Diyanet İşleri Başkanlığından aldıkları düşüncelere dayanarak karar vermeleridir.
Bunun son örneği;
Ankara Valiliği, “Çankaya Cemevi Yaptırma Derneği’nin” tüzüğündeki “Alevi inancının ibadet merkezi olan cemevlerini yapmak” ifadesi için Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan aldığı “İslam’ın bir alt yorumu olan Aleviliğin İslam’ınortak ibadet yerleri olan ‘cami ve mescit’lerdışında ayrı bir ibadet yerinin olmayacağı” görüşe dayanarak derneğin kapatılması istemiyle Savcılığa başvurması ve Cumhuriyet Başsavcılığının da derneğin kapatılması için Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesine dava açması,
16. Asliye Hukuk Mahkemesi, ÇankayaCemeviYaptırma Derneği hakkındaki kapatma davasının reddine ilişkin gerekçeli kararında, “Cemevleri yüzyıllardır Alevilerin ibadet yeri olarak toplumca bilinmiş ve kabul görmüştür. Derneğin tüzüğünde yazılı bulunan ‘cemevleri ibadethanedir’ hükmü Anayasa’nın 2. maddesine aykırılık taşımadığı gibi kanunlarla da yasaklanmamıştır”Diyerek, Diyanet İşleri Başkanlığının görüşüne itibar etmeyişi,
Ve
Cumhuriyet Savcısının kararı temyizi üzerine, bence Anayasaya, vicdan ve din özgürlüğüne uygun bu karar, Yargıtay 7.Hukuk Dairesinden vize almayarak Diyanet İşleri Başkanlığının görüşüne uygun olarak bozulmasıdır.
Asırlardır ibadetlerini Cemevinde yapan Alevi yurttaşlara, Cem evi yerine Cami dayatması Anayasanın 24. Maddesine aykırıdır.
Anayasanın 24 maddesinde Din Kültürü ve Ahlak Öğretimi zorunlu olmasına karşın AİHM’sinin buna aykırı (Alevi çocukların Din Kültürü ve Ahlak Öğretimi derslerine girmeyişi) kararları bulunmaktadır.
Kararlar, görüşler ve zorlamaların Alevi yurttaşları dini ibadet yerleri olan Cemevlerinden vazgeçirmeyeceğini herkes bildiği halde bu zorlamaları anlamak olası değildir.
Alevi köylerine zorla yapılan camilerin cemaatinin bulunmadığını, buralara atanan imamların yıllardır minareden okudukları ezan karşılığı maaş aldıklarını, sağır sultan bile duydu, AKP duymak istemiyor.
Sonuç olarak Yargıtay 7. Hukuk Dairesi kararına katılmadığımı belirtmek istiyorum. 27.07.2012
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder