Ortadoğu’nun yeniden yapılandırılması ya da BOP ne anlama geliyor;
- Kürdistan’ın Doğu Akdeniz’den Azerbaycan’a kadar bir hat içinde gerçekleştirilmesi,
- Ilımlı İslam kimliği ile, “küresel sistem ve Batı’nın işbirliğine açık” Sünni (dini) örgütlenmelerin iktidara taşınması.
Bu görev için şimdilik seçilen (ve anlaşılan) örgüt Müslüman Kardeşler’dir.
ABD, İngiltere ve İsrail’in yürütmekte oldukları bu politikaya Almanya ve Fransa büyük ölçüde katılmışlardır.
Çin ve Rusya, Batı’nın Ortadoğu’da yürütmekte olduğu politikalarla çatışma halindedir. Çin ve Rusya’nın İran ve Suriye politikaları bunun kanıtı oldu.
- Çin ve Rusya’nın Ortadoğu (ve BOP) konusunda ABD ve AB ile çatışması ile,
- Bu iki ülkenin yeni küresel sistem içindeki “katılımları” çelişiyor,
- Asya büyükleri ve Batı, bir yandan yeni küresel düzen içinde birbirlerine bağımlı hale geliyorlar,
- Öte yandan Ortadoğu’nun yeniden yapılandırılması üzerinde çatışmaya giriyorlar.
Çatışma ve gövde gösterileri yalnızca Birleşmiş Milletler’de olmuyor; askeri güçlerin gövde gösterisi olarak devreye sokulduğunu Doğu Akdeniz ve Basra Körfezi’nde görüyoruz.
Arap Baharı’nda son bölüm olan Suriye boyutu bunu açık olarak ortaya çıkardı.
Ve arada kalıp ezilenler
Türkiye bunların başında geliyor. Irak, Libya ve Suriye operasyonlarında Ankara’nın iktisadi, siyasi ve askeri olarak kayıplara uğradığını açık olarak yaşadık ve yaşamaktayız.
Türkiye’de iktidarlar, özellikle 1980’li yıllardan itibaren, “Batı’nın Ortadoğu politikalarına uyup uymama konumuna göre ayakta kalmış ya da devrilmişlerdir”.
Özal, Demirel, Erbakan, Mesut Yılmaz ve Ecevit bunun somut örnekleridir. 2000’li yılların başından itibaren daha da keskinleşen fiili gelişmeler “iç ve dış dinamiklerin birbirlerine bağımlılığını artırmıştır”.
İç iktidarlar, Ortadoğu’da egemen olan küresel güçlerin bağlı değişkenleri haline gelmişlerdir.
Bugün bu bağımlılık,
- Bir yandan Kürdistan meselesinin,
- Öte yandan ılımlı İslami (Sünni) örgütlenmelerinin bir parçası olmuştur.
Türkiye’de ve bölgede Kürdistan konusu ile ılımlı İslam (ve Müslüman Kardeşler) konusu, atbaşı yürümeye başlamış bulunuyor.
Suriye sorunu adeta bir ayna gibi durumu yansıtmaktadır;
- İçinde Müslüman Kardeşler’in (ve Sünni İslamın) iktidarı vardır.
- Kürdistan meselesi fazlasıyla vardır; Kürdistan’ın bir ayağı da Suriye’de gerçekleştirilmek ve Akdeniz’e bağlanmak isteniyor.
Bu genel yeniden yapılanma içinde Türkiye’ye de biçilen bir elbise söz konusu; şimdi terziler harıl harıl bunun için çalışıyorlar.
Bölgemizde Kürdistan ve ılımlı İslam (Sünni) meseleleri birlikte yürüyor. Tek olmayan ve görülmeyen ise demokrasidir.
Kralların, şeyhlerin, askeri ve sivil diktatörlerin her yeri kapladığı bu bölgede demokrasiden söz etmek “kara mizahtan” başka bir şey olmaz.
Ayakları kesik bir masa gibi çökmeye mahkûmdur.
Yorum Gönder