RTE’deki Bellek Zafiyeti! - Cüneyt Arcayürek

İngiltere Kraliçesi’nin olimpiyada katılan ülkelerin devlet başkanları ve başbakanlarına vereceği resmi kabulde bulunmak, açılış törenine katılmak üzere, tabii baştan aşağı kapalı eşi
Emine Hanım’la Londra’ya uçarken yüzünde içimizde dışımızda Kürt sorunlarını çözen insanlara özgü huzur, açıklamalarında her türlü önlemi alan bir Başbakan rahatlığı vardı.
Oysa RTE’de dünden bugüne en ufak değişiklik yok! Kürt sorunu içimizde dışımızda, tabii her aşamada yeni boyutlar kazandığında neler söylüyorsa; Kuzey Irak’tan sonra Kuzey Suriye’ye yayılan demokratik özgürlük dalgası Başbakanlık duvarlarına çarptığında da aynı masalları söyledi.
Barzani’ye cellalendi. Irak’ın toprak bütünlüğüne darbe vuracağını, hele bir Kürt devleti kuracağına ilişkin haberlere, açıklamalara ateş püskürdü de sonra ne oldu?
Barzani özerk Kürt bölgesinin lideri olarak Beyaz Saray’da devlet başkanlarına uygulanan protokolle karşılandı. Obama ile bir saat görüştü.
***
RTE daha önceki açıklamalarını bir güzel kıvırdı. Gelirim ha tehditlerini unuttu. Barzani’yi ve özerk bölgeyi (devletini) tanıdı.
Elektrik mi canım kurban, istediğin kadar. Fabrika, kentleşmeye katkı mı?
İşadamları zaten alesta. Koşun gidin K. Kürt kardeşlerimizin elinden tutun, bölgeyi kalkındıralım diyen açıklamalar yaptı.
Aman efendim aman, o ne barışseverlik. Türkiye’nin güneyinde yeşeren Kürt devletine yardım eli uzatmakta o ne telaş, o ne istek!
K. Irak’ta Kürt devleti kuruluyormuş, kurulmuş ne umuruna; dün söylediklerini bir anda unuttu.
Adam bellek zaafiyetinden malul!
Ana muhalefet, MHP, bir kısım medya; “Başbakan, güneyimizde Kürt devleti kuruluyor, aman ha” diye çırpındı. Boşuna!
***
Başbakan beyefendimiz Londra uçağına binerken Suriye politikalarını eleştirmeyen medyamız aracılığıyla yine aynı güvenceleri veriyor.
Merak etmeyin, “Gereken kararlar yeri geldiği anda alınacaktır” diyor: “İstim üstündeyiz!”
İstim üstündeymiş. Sevsinler.
Oysa, Irak’tan sonra K. Suriye’deki Kürtsel örgütlenmeler Ortadoğu politikasının iflas ettiğini kanıtlıyor.
Dış politika övünmeleri istim üstündeki gemisini karaya oturtan kaptanın öne sürdüğü pusulam bozuktu mazeretine benziyor.
Hiç hatası, yanlışı yok Suriye politikalarında! Esad var ya, durup durduk yerde bize düşman kesilen kahrolası Esad! Kuzey Suriye’deki yeni belaları Esad yaratmış; kendi sanki ak sütten çıkmış kaşık!
Soralım. Peki ama senin Barzani, PYD’li milisleri eğitirken, İstanbul’daki Kürt Ulusal Meclisi’ni hesaba katmadan, içinde PYD’nin de olduğu 12 örgütün katıldığı Kürt Ulusal Meclisi’ni kurarken önceden haberin oldu mu?
Açmaz içinde! Hâlâ Barzani’den medet umduğunu, Dışişleri Bakanı’nı Erbil’e neden gönderdiğini şu cümlelerle açığa vuruyor: “(Barzani’ye) Bakın size güven duygularımız zedelenmesin. Dayanışma içinde buradaki (K. Suriye’deki) yanlışı düzeltelim.”
Yok hayali (Kürdistan) haritasına eyvallah demezmiş. Tampon bölge masadaymış.
Yıllardır söylediği bu. Hepsi maval!
***
Dış politikada acz içindeki kıvranmalarına bakıyorum.
Birden, bir yanda İngiltere-Fransa ve sonra ABD, öteki yanda Edirne sınırına dayanan Hitler Almanyası arasına sıkışmış Türkiye’yi savaşa girmekten koruyan İsmet İnönü’ye özel bir kinle saldırıları aklıma takılıyor.
İsmet İnönü, ülkeyi savaşa sokmaktan söz edildiğinde, Lozan’da siyasal ve ekonomik bağımsızlığımızı sağlamak için nasıl mücadele edildiğini, o görkemli tarihsel zaferleri anlatırken…
…kişisel övünmelere asla yer vermeyen devlet adamı idi.
Tabii İnönü gibi devlet adamları yerini; ülkeyi ne gibi tehlikeli serüvenlere sürükleyeceği bilinmeyen, devlet adamlığı kendilerinden menkul, ulusal irade şaşkını bugünlerin siyaset adamlarına bıraktı.
Tarihsel bir abideye saldıran RTE’ye “Sen İnönü’nün tırnağı bile olamazsın” diyorlar…
…tırnağa haksızlık ediyorlar!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget