Terbiyesiz İngiliz polisi ve mürid Türk polis müdürü! - Sabahattin Önkibar

Terbiyesiz İngiliz polisi ve mürid Türk polis müdürü!
İngiliz polisi terbiyesizmiş!
Tayyip Erdoğan öyle diyor.
Niçin mi?
Polis, kendine verilen görevi yaptığı için!
Erdoğan, Londra’daki Türkiye-Angola bayan basketbol maçında, yandaş Türk gazetecilerinin gazıyla, VIP bölgesini terk etmeye yani kendi güvenliğini tehlikeye atmak isteyince İngiliz polisi buna izin vermedi!
Vay sen misin, haşmetlu Tayyip Sultan Hazretlerine “hayır” diyen!
O polise, anında paylama ve hakaret!
- “Sen ne terbiyesiz adamsın be!”
Yahu dengin mi senin, o İngiliz polisi!
Çocuk, belli ki kendine verilen emri uyguluyor!
Velev ki bir hata yapsa bile, onun seviyesine inip o şekilde hakaret etmek Türkiye gibi bir ülkenin Başbakanı’na yakıştı mı?
Hemen bir empati yapalım ve İngiliz Başbakanı Cameron, İstanbul’da bizim bir polisimize, “Sen ne terbiyesiz adamsın” diye bağırsa ne düşünürdük acaba?
Valla bu İngilizler çok olgun. Ne yalan söyleyeyim, benim polisime bu şekilde hakaret edene ettiği cevabı anında verirdim!
Ama hayır, Tayyip Erdoğan’ın bu refleksine şaşırmamak gerekiyor. Zira, hazretim kimyası değişti. Kendisini haşa ilah gibi görüyor!
Ona göre, görev tanımının ölçüsü yasalar değil, kendisine ve şurekasına, mürid olma yani tam teslimiyettir!
Mesela, Tayyip Erdoğan için Mustafa Marangoz isimli polis memuru terbiyede numune ya da timsaldir!
O kim mi?
Hatay Dörtyol’da, emrindeki polisleri umumhane sermayeleri formatı ile teşhir kepazeliğine soyunan malum Emniyet Müdürü!
Timsaldir, zira Akoğlanı koruyan yani AKP mebusunun oğlu için kurumunun şerefini ayaklar altına alan o polis müdürü, ödül olarak, anında terfi ettirildi yani 3. Sınıf Emniyet Müdürlüğü’nden 2. Sınıf Emniyet Müdürlüğü’ne yükseltilerek ilçe’den il Emniyet Müdür Yardımcılığı’na atandı.
Eee böyle, Başbakan’a böyle polis müdürü değil mi?
NOT: Facebook ve twitter’de yokum. Birileri bizim adımıza ahkam kesiyor. Bilginize.
***
Adalar’da İmam Hatip Bölücülüğü
Yer: İstanbul Adalar.
Geçtiğimiz Cuma günü.
Namaz öncesi, vaiz Adalar İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün bir duyurusunu okuyor.
Önce, İlçe’de İmam Hatip Okulu’nun açılacağını müjdeliyor ve akabinde kayıtların başladığını bildiriyor.
Ve hemen sonrasında aynen şu ifadeler:
-“Eğer çocuklarınızı İmam Hatip’e kayıt ettirirseniz, bütün kıyafet masrafları ile bir yıllık öğle yemeği paralar Milli Eğitim Müdürlüğümüz tarafından karşılanacaktır.”
Tam bu noktada soralım:
1)Normal liseler için herhangi bir duyuru yapmayan camiler, İmam Hatip Okulu için böyle bir duyuruyu, hangi yasal dayanağa göre yapar? Okulların tamamı devletin eğitim kurumları iken, cami vaizlerinin okul ayrımcılığı yapması, yasaları ihlal ve hatta bölücülük değil mi?
2)Milli Eğitim Müdürlüğü’nün, duyuruyu yapmak için camiyi seçmesi yasalara uygun mu?
3)Milli Eğitim Müdürlüğü’nün, İmam Hatip’i özendirmesinin yasal dayanağı var mı?
4)Milli Eğitim Müdürlüğü, İmam Hatip’e kayıt yaptıracak olanların kıyafet ve öğle yemek paralarını hangi kaynaktan karşılayacaktır?
5)Bu çifte standartlı tutum, Tük Milli Eğitim Sistemi’nin böğrüne saplanan hançer değil midir?
***
Baydemir eller üstünde, İlker Başbuğ esir!
Osman Baydemir kim?
PKK pardon BDP’li Diyarbakır Belediye Başkanı!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile yetkililerine adeta küfür etme ayrıcalığı olan bir adam!
Bir ara Tayyip Erdoğan için ağza alınmayacak sözler etmişti. Ama ne hikmetse, uçan kuşlara bile ayar veren Başbakan ona bir şey diyemedi!
İşte bu Baydemir, şimdi de Türkiye’deki Kürtlere açıktan özerklik talep ediyor ki, bir sonraki adım malum bağımsızlıktır!
Günlerdir bekliyorum, ne AKP’lilerde ne de yargıda tık yok!
Sanki Baydemir’in bunu talep etmesi hak ve yasal?
Osman Baydemir’e susan o yargı çevreleri ile AKP güruhu, İlker Başbuğ söz konusu olduğunda hatırlayın nasıl hücum geçmişlerdi!
Peki ne yaptı İlker Başbuğ?
Türkiye’yi bölmeye mi kalktı, Kürdistan’a özerklik mi istedi?
Tam tersi, isteyenlere direndi!
İtham edildiği suç ise AKP’yi internet ortamında kurumsal olarak eleştirmek ki o da yalan!
Bu durumda manzara şu oluyor:
Bugünkü Türkiye’de, AKP’yi yazı ile eleştirmek, ülkeyi silahlı kalkışma yani terör ile bölmekten daha büyük suç!
Değilse Baydemir niye dışarıda ve İlker Paşa neden esir?
***
Ertuğrul Günay ve Hasan Celal!
20 küsür yıldır yakından tanıdığım, Ertuğrul Günay ile Hasan Celal Güzel’e gerçekten üzülüyorum.
Ertuğrul Bey, aslında dürüst bir isimdir, lakin duruşu yok!
Bir Bakanlık koltupu uruna, Başbakan tarafından defalarca aşağılanıp refüze edilmesine rağmen, umursamaz davranması kişiliğine gölge düşürmüştür!
Değer mi Ertuğrul Bey?
1977 seçimlerinde, yaşını büyüterek TBMM’ye giren o antiemperyalist Ertuğrul ile bugün, AKP vagonunu takılıp, emperyalizme köle olan Ertuğrul’u kıyasla lütfen!
Ve Hasan Celal Güzel!
O müthiş enerjisini hırslarına kurban etti!
Ve şimdi de AKP yardakçılığı!
Tamam, 40 yaşındaki oğlunu yasa dışı memur ve DDK’ya üye, eşini de AKP’den mebus yaptırdın. Dahası, Sabah’ta yüklü maaşla güzel köşe kaptın ama bütün bunlara rağmen değer mi Hasan Bey?
Bu dozda bir AKP yalakalığı, takışıyor mu sana?
Bir de, bazı olaylara tahrif etmen yok mu, işte o çok ayıp!
Herkes belden aşağı vurabilir de, sen vuramazsın Hasan Bey. Hande Mumcu olayı boynunda yaftadır unutma!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget